1 Hafta Sonra...
Göbeği açık oversize ceketimi dantel işlemeli gömleğimin üstüne giydim. Kargo şort eteğimi de altıma geçirip çorapları dizime kadar çektim ve tabanları kalın bir bot ayağıma geçirip Chris'in uzattığı, üstünde "Felix" yazan kravatı taktım. Saçlarımı kabartıp önden ördüğüm yeri arkaya doğru tel tokayla tutturdum. Yine Chris'in uzattığı Tom Ford Black Orchid parfümü sıkıp kol düğmelerimi taktım ve çektiğim küçük eyelinerın üstüne biraz sim sürüp arkama döndüm. Ceketin yakasını düzeltirken konuştum.
"Hyunjin hazır mı?"
"Evet Bay Felix, birazdan burada olur." Bay Felix... Ah, bazı şeyleri özlediğimi fark ediyorum.
Kapı çaldığında hemen masa üstünde duran kağıtları aldım ve telefonumu kargo şort eteğimin cebine atıp kapıyı açtım. Hyunjin kravatını daha yeni takarken beni gördüğü gibi gözleri saçlarımdan başlayıp ayakkabılarıma kadar indi ve yine saçlarıma çıktı, sonrasında da gözlerimde durdu.
"Eski liderlerine toplantıya mı gidiyorsun benimle seks yapmaya mı geliyorsun, bu ne hal?"
"Güzel olmamış mı?" Kaşlarımı çatıp kendime baktım. Elini belime atıp beni kendisine çekti ve daha kurumamış simli dudak parlatıcımı umursamadan dudaklarıma kapandı.
"Çok güzel olmuş sevgilim, sadece biraz abartı gibi geldi."
"Abartı mı?" Deyip ellerimi çok koyu olan kahve ceketin yakalarına koydum. "Ama bu benim her zamanki halim... halimdi. Bazı şeyleri özlediğimi hissediyorum bu yüzden eskiden olduğum halime dönmem lazım gibi hissettim."
"Nasıl istersen güzelim."
Elini belimden çekip elime yerleştirdi ve sıkıca tutup ilerletmeye başladı. Olduğumuz otelin konferans salonuna doğru ilerlerken arkamızdan sadece Jeongin ve Chris geliyordu. Kıkırtılarını duymazdan gelmeye çalışsam da onlar güldükçe benim de gülesim geliyordu.
"Şimdi... sen ne konuşması yapacaksın?" Diye sordum onun büyük adımlarına benim küçük hızlı adımlarım yetişirken.
"Babama göre bir katil olarak doğduğumu, sürekli şiddet gördüğümü, küçük yaşta uyuşturucuya başladığımı... bunu söylememin nedeni patronun uyuşturucu kullanmasının yasak olduğu bu arada. Sanırım, babamın Bayan Kim ile yattığını da anlatırım. Sonrasında anneme gelir konu zaten. Sen de konuştuktan sonra annemin ne gariptir ki babandan hamile olduğunu belirtirim."
"Ah, cidden..." Başımı iki yana salladım ve elimi elinden çekip iki kolumu da az önce elimi tutan koluna sardım. "Mafya olmak çok zor iş yemin ediyorum. Şu uğraştıklarımıza bak!"
"Kesinlikle, katılıyorum! Babam hiç böyle şeyler yaşamadı var ya her bok da beni bulur..." mırıldanıp asansöre bindi ve hemen ardından ben de kabine girdiğimde Jeongin ile Chris hemen önümüzde durup konferansın olduğu katın tuşuna bastılar aynı anda.
"Kafandaki düşünceyi söyleyecek misin?" Jeongin kaşları havada bana döndüğünde bir haftadır söylemediğim planı sormuştu yine ve ben yine başımı iki yana salladım. "Kişilik bozuğu seni, dün demedin mi belki söylerim diye?!"
"Belki dedim, söylerim demedim. Hem bana 'kişilik bozukluğu' demeyi keser misin?"
"Neden? Gerçekler acıtıyor mu?" Jeongin kurduğu cümleden hemen sonra ensesine Chris'ten bir tokat yediğinde susup önüne döndü ve Hyunjin kulağıma eğilip konuştu. "Sevgiline söylersin ama değil mi?" Önce sessiz kaldım ve asansör kapıları açıldığında koridora çıkıp sağa dönmemiz gerekirken ben sola döndüm ve Hyunjin'i de yanıma çektim. Chris'lere önden ilerlemelerini söyledim ve uzaklaştıklarında heyecanla konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love of the Mafia
Fanficİki ayrı mafya elebaşı: Hwang ve Lee. Birbirlerine küçüklükten beri düşman olarak büyüyen iki adamın savaşının ölümle sonuçlanmasının sonucu oğullarının onların yerine geçmesiyle başlayan yeni bir savaş. Travmalarla büyüyen, babalarının intikamını a...