Bizler Yetişkin Bir Bedene Hapsedilmiş Çocuklarız

241 37 28
                                    


Felix'in Ağzından...

     Kapı sertçe çarptığında kızlarla beraber mal gibi kalmıştık salonun ortasında. Bayan Hwang üst kata herhalde odasına çıkmıştı, Hyunjin ise hiçbir şey demeden fırlayıp gitmişti evden. Nereye gittiğini bilmiyordum ancak Jeongin'in "Siz evde kalın, ben gittiği yeri az çok tahmin ediyorum." Demesiyle yanımda Chris'le bahçeye çıkmıştım.

     "İçeride ne oldu?" Chris'in sorusuyla başımı hafifçe iki yana salladım. "Bayan Hwang, Hyunjin'e 'babanın kopyası olmuşsun' falan dedi... Atar yaptı çıktı da haklı biraz."

     "Kim?"

     "Annesi." Pekala, bu cevabı vereceğimi düşünmemiş olacak ki bir an şaşırıp kendisine hakim olamayarak "Nasıl amına koyayım?!" Diye bir tepki verdi. "Az önce Bayan Hwang'ın haklı olduğunu mu söyledin sen?"

"Evet aynen öyle dedim. Hyunjin'in fazla tepki verdiğini düşünüyorum, özellikle evden çıkıp gitmesi ve bana bir şey söylememesi... Bir bebekten bu kadar kurtulmak istiyor olması neden?" Ona dönüp oturduğum bankta dirseklerimi dizlerime yasladım. "Jeongin'in dediğinin aynısını annesi söyledi ve bu fikir benim gerçekten hoşuma giden bir fikir."

"Çocuğa babalık yapmak mı?" Dediğinde başımı salladım. Elimi kaldırıp Hyunjin'in taktığı yüzüğü gösterdim. "Ciddi düşünmeseydi bu aile yadigarı yüzüğü bana vermezdi herhalde değil mi?" Chris yüzüğü incelerken başını salladı. Birkaç dakika sonra açılan kapıya döndüğümde Jeongin'in telaşlı ifadesini gördüm. Hızlı adımlarla bize yaklaşmaya başladığında tedirgin olup Chris'in koluna elimi koyup hafiften sıktım.

"Hyunjin nerede?" Diye sorduğunda başımı iki yana salladım. "Bilmiyoruz, çıktı gitti. Neden?"

"Ah... Sikeyim ya!" Diye bağırıp bahçede duran arabalardan birine yöneldi. Chris'ten uzaklaşıp Jeongin'e doğru koştum ve açtığı şoför kapısını kapatıp sırtımı arabaya yasladım. "Ne oldu?"

"Yok bir şey, b- boş verin."

"Yang Jeongin ne olduğunu söyle. Hyunjin nereye gitti?" Jeongin bir anda Chris'e döndüğünde sanki Chris bir şey hatırlamış gibi ayaklandı ve ellerini ceplerine soktu. Bize göre daha rahat davranıyordu ancak yüzünde endişe vardı. Birisi neler olduğunu açıklayabilir mi artık?

"Oraya gittiğine emin misin?" Chris sorusunu sorduğunda Jeongin başını salladı. "Poşetler yoktu."

"Ne poşetleri?" Tanrım Fransız vatandaşı olmam gerekiyor benim artık böyle olmayacak!

     "Bay Felix," ah, bunu duymayalı uzun zaman olmuştu. "Hyunjin'in gittiği bir sokak var... Biraz şey bir sokak, nasıl desem bilemiyorum."

     "Uyuşturucu sokağı, Felix." Arkamdan Chris'in sesi geldiğinde yutkunup arkama döndüm. "Poşetler?"

     "Hyunjin'in nöbet geçirdiği zaman kullandığı uyuşturucuların olduğu bir poşet vardı. Onlar çoğaldı, çoğaldı çünkü artık damardan alıyordu uyuşturucuyu ama siz ülkeden ayrıldıktan sonra biz polis araması olur ise diye onları kaldırmıştık. Poşetlerin yerini bilen tek kişi Hyunjin'di. Tabii ben sonradan öğrendim ama bulunabilecek bir yerde olmadıkları için dokunmamıştım."

     "O sokak nerede?" Diye sorduğumda Chris sertçe bileğimden tuttu. "Sen oraya gitmeyeceksin Felix." Bileğimi kurtarmaya çalışsam da yapamadım. Chris'i ilk defa bana bu kadar sert davranırken görüyordum. "Sen de uyuşturucu kullanan birisisin ve oraya gitmen seni olumsuz etkileyebilir. Ya birisi bir anda iğne vurursa ne yapacaksın? Bize ulaşabilir misin?"

Love of the MafiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin