On sekizinci bölüm | 1 yıl önce 🖤

19 3 0
                                    





🖤
Gülümsemesinin çoğalması için dudaklarımı araladım . " gülüşlerimin sebebi ve sahibi sensin" dedim ikinci kez. İstediğim olmuştu yüzünde tarif edilemez kocaman bir gülümseme yerleşmişti ve bu beni mutlu ediyordu....

Sonsuza kadar onu böyle seyredilirdim.
Birbirimize yakındık ve yakın olmamız bulutun tehlikede olduğunun en büyük habercisiydi.
Kendimi bir kaç adım geriye attım.

Bulut yapmış olduğum bu hamleden dolayı kaşları çatılmıştı. Zihnimde oğuzun söyledikleri canlanıp duruyordu.

Tekrar yanıma yaklaşarak omzularımdan tuttu.
"Bir sorun var değilmi " demişti gözlerime bakarak.
"Bak arya anlatmayacağını biliyorum ama eğer ..."

Cümlesini bitirmesine izin vermeden araya girdim . "Anlatmak istiyorum " dediğimde yine o yüzündeki şaşkın ifade belirmişti.

"Peki " demişti. Kekeleyerek .

"Ama sâkin bir yere gidelim ."

"Tamam benim eve gidelim bizimkiler eşyalarımızı getirir olurmu " dediğinde başımı olumlu anlamda salladım.

Elini omuzlarından çekmişti.
Yavaş adımlarla evine doğru ilerliyorduk.

🖤

Eve vardığımda salona girip birlikte film izlemek için oturduğumuz o koltuğa oturduk.
Bedenini bana doğru dönerek dinleme pozisyonuna geçmişti.

Bu hareketi anlat seni dinliyorum demekti.

Gözlerimi yere odaklayıp dudaklarımı araladım.
Ve anlatmaya başladım ;



* Bir yıl önce *



Bir yıl önceydi. Ailemle Ankara'da mutlu bir hayatımız vardı.
Sınıfımda oğuz diye birini seviyordum sevgiliydik.
Herşey çok iyiydi aramız falan . Sonra bir gün beni çok ihmal etmeye başladı. Her buluşalım dediğimde beni geçiştirip farklı sebepler sundu.
Bende bir gün okul çıkışı gizlice takip ettim.

Gece kulubune neden gittiğine anlam veremedim. Belkide arkadaşlarıyla vakit geçirmek için oraya gitti sandım . Fakat içeriye girdiğimde onu öylece bir kızla sarmaş dolaş gördüğümde yanıldığımı anladım .

Birbirlerine dokunuşları , öpüşmeleri beni orada yakıp kül etmişti. Bana önemli bir işi olduğunu söyleyen adam başka bir kızın kollarındaydı.

Kendimi sakinleştirip yanına hesap sormaya gittim. Bağırdım çağırdım tokat attım.
Sonra gözlerimin içine bakarak bana ne dedi biliyor musun ? "Ben seni hiç sevmedim seni yanımda hep fazlalık olarak tuttum. Sen sadece benim için sıkıldığımda beni eğlendiren eğlencemsin fazlası değilsin . "Bunları bana gözlerime bakarak dedi ya benden özür dilemesini beklerken o ise pişkin pişkin hatalarını yüzüme çarptı.

"Artık sende benim hiç bir şeyim değilsin "dedim ve sert bir tokat attım. Arkama bile bakmadan oradan uzaklaştım.

Odama gidip aynanın karşısına geçerek aynaya baktım. Belkide çirkin olduğum için beni sevmedi diye düşündüm ama öyleysem neden herkez güzel olduğumu söylüyor.

Ağlıyordum hemde gece gündüz aileme belli etmemeye çalışarak ağlıyordum. Belki ağlarsam içimdeki yangın söner sandım ama sönmedi.

Okula bir kaç gün gidemedim aileme hastayım diyerek geçiştirdim.
Fakat bu yalanı daha fazla uzatamazdım. O hayatına hiç bir şey olmamış gibi devam ederken ben neden böyle olayım ki sonuçta suçlu olan oydu ben değildim diye düşündüm. Bir sabah kendime çeki düzen verip kendime oğuzsuz tertemiz bir sayfa açtım. Güzelce süslenip okula gittim. O gün diğer günlerden daha farklıydım.
Oğuzdan ayrıldığımı duyan erkekler peşimde pervane olmuştu.

MEYUS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin