Sizce ben daha birinci kitabı bitmeden (Çapkın) ikinci kitabına başlamış mıyımdır???
________________________O günün ilerleyen saatlerinde, Çapulcular ve diğerleri Dumbledore'un insafa gelmesiyle derslerden muaf tutulmuştu ve Alyssa ile vakit geçiriyorlardı. James Alyssa'ya 2 ders Sihirli Yaratıkların Bakımı, 2 ders Kehanet, 3 ders Sihir Tarihi ve 3 ders Tılsım olan bir günde uyandığı için teşekkür ediyordu. Remus ve Lily konulardan ne kadar geri kaldıklarıyla ilgili tartışıp nasıl çalışmalarıyla ilgili program yaparken Hestia ve Betty hararetli hararetli o yokken ne olduğunu anlatıyordu. Peter kenarda sessizce Betty'i süzüyor, Lucius ise Narcissa ile izin günlerinin tadını çıkartıyordu. Sirius ise omzundaki Alyssa'nın kafasını okşuyordu.
"Sanırım her pazar 2 saat Tılsım yeterli."
"Çok fazla! Sirius ve James o kadar saat odaklanamazlar. 1 saat olsun."
"1,5 yapalım o zaman."
"Ya anlamıyorum ki neden 2 ders art arda Kehanet koyarsın ki... O yaşlı cadı bana erken yaşta öleceğimi söyledi! Hah!"
"Sonra Sirius kolye ve günlüğünle odadan nasıl fırladı-"
"Sende baya şiir kitabı yazmışsın Aly."
"Malfoy ve Black nerede?"
"Lucius ve Narcissa Kara göldeler."Alyssa etrafında her kafadan çıkan seslerle gülümsedi. Onları gerçekten özlemişti.
Alyssa yeşil ışığın önüne atladığında hiçbir şey hissetmemişti. Uykuya dalmaktan bile daha hızlıydı. Derin bir iç çekti ve uykudayken ne gördüğünü hatırlamaya çalıştı.
İlk önce bir karanlık geliyordu aklına. Ardından karanlık dağılıyor, ve bir kadın sesi duyuluyordu.
"O gitti, Sirius..."
Hüzünlü, bir o kadar da kalbi kırık bir ses. Daha sonra yanan bir ateşin ilk ışıkları çarpmıştı gözüne, titrek alevlerin arasında bir yüz belirdi. Dalgalı saçlar, yuvarlak gözlükler... James Potter. Sadece biraz daha büyümüş hali.
"Sirius, bunun tehlikeli ol- sen ağlıyor musun?"
Görüntü değiştiğinde kendini yıkık dökük bir evde bulmuştu. Gölgelerin arasında duruyordu. Yavaşça ilerledi ve yerde hareketsizce yatan bir kadına eğildi. Yüzü bulanıktı, seçilmiyordu. Gördüğü tek şey kızıl saçlardı. Biraz daha ilerlediğinde bir beşiğe gelmişti. Az çok belli olmaya başlayan kuzgun siyahı saçlar, gözyaşlarıyla parıldayan zümrüt yeşili gözler..."Alyssa!"
Sirius'un sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı. Herkes susmuştu ve sana bakıyordu. Betty kısık bir sesle sordu.
"İyi misin Aly?"
"Evet iyiyim." dedi Alyssa çabucak. Kendisi için endişelenmelerini istemiyordu. "Sadece dalmışım."
"Sadece daldığına emin misin?" dedi Remus. "Neredeyse 5 dakikadır sana sesleniyoruz."
Alyssa kaşlarını çattı. Sadece birkaç saniyeliğine daldığına emindi oysaki.
"Uyurken ne gördüğümü hatırlamaya çalışıyordum." dedi Alyssa.
"Annen ve baban gelmişler. Dumbledore'un odasındalar," dedi Peter. "Ama neden bu kadar geç kaldıklarını anlamadım."
Alyssa hüzünlü bir şekilde gülümsedi, Sirius ile göz göze geldiklerinde içinden geçirdi: Ölüm Yiyenler.Dumbledore'un odasına geldiğinde her zamanki gibi annesinin sıkı bir topuz olan saçlarını ve babasının stresli bir şekilde bacağında ritim tuttuğunu gördü. Dumbledore gülümsedi. "İşte cesur kızımız da burada."
Vega Cruel başını hızlıca kaldırıp kızına baktı. Alyssa gülümsedi. "Selam anne."
Vega çabucak ayağa kalkıp ona sarıldı. Arkasından da babası geldi.
"Senin için çok korktuk..." dedi Vega. Harrold -annesinin seslenme şekliyle Harry- kızının saçlarını karıştırdı. İkisi de yorgun görünüyorlardı, Harry'nin gözlerinin altındaki mor çemberler oldukça belli oluyordu. Vega'nın ise boynunda büyük bir morluk vardı."Çok özür dileriz tatlım, peşimizdekiler atlatana kadar-"
"Sorun değil baba." dedi Alyssa. "Sonuçta hepimiz iyiyiz, değil mi?"
"Evet," dedi Harry karısına kaçamak bir bakış atarken. "İyiyiz."
"Sen nasıl hissediyorsun kendini?" diye sordu Vega.
"Harikayım." diye cevap verdi Alyssa. "Gerçekten."
Harry Alyssa'nın omzuna elini koydu ve ayağa kalktı.
"Biraz dolaşalım mı seninle? Annenle Profesör Dumbledore'un konuşacakları var."
"Peki." dedi Alyssa. Birden bir ses duydu.
Ne konuşacaklar?
Alyssa birden arkasına dönünce Harry şaşırdı.
"Ne oldu Aly?"
"Bir ses duyduğumu sandım."Harry ve Alyssa çıktıktan sonra, Vega içinde tuttuğu gözyaşlarını serbest bıraktı.
"Sakin ol, Vega," dedi Dumbledore. "Bana her şeyi baştan anlat."
"İlk başta anlam veremedik," dedi Vega ve burnunu çekti. "Verdiği tepkiler çok farklıydı. Bazısı çocukça, bazısı oldukça olgundu. Bir gün eve geldiğimizde onu yatakta zıplarken ya da bir tavşanın organlarını çıkartırken buluyorduk. Yaptığı şeyleri hatırlamıyordu, odasındaki eşyaları hiçbir zaman bulamıyordu. Bizde bunu kontrol etmek zorunda olduğumu anladık."
Vega Cruel mendilini tekrar burnuna götürdü. "Şifacı Leslie, bizim tanıdığımız Alyssa'yı burada tutmak için bu büyüye ihtiyacımız olduğunu söyledi."
"O haklı, Vega. Büyü her zaman uygulanmalı. Buradaki küçük yardımcınız kim?"Vega şaşkın bakışlarını Dumbledore'a yöneltti.
"Sırların gereği yok, Vega, bu büyünün sürekli uygulanması gerek. Hadi söyle."
"Lily Evans." dedi Vega. "Alyssa'nın en iyi arkadaşı. Merlin onu korusun, çok cesur bir kız. Hemen kabul etti."
"Olayın ne kadarını biliyor?"
"Çok küçük bir kısmını. Ona, Alyssa'ya bebekken bir lanet uygulandığını söyledik. Lily'i Alyssa'nın içinde büyü yapılmadığı takdirde etrafındaki her şeyi yok etmek isteyen bir canavar olduğuna inandırdık."
"Ah, Basilisk Efsanesi." dedi Dumbledore. Vega başını salladı. "Duruma uygun bir efsaneydi."
"Seni çok iyi anlıyorum Vega. Ve emin ol ki arkadaşları için her şeyi yapabilecek bir grup tanıyorum," Rahatlatıcı bir şekilde gülümsedi. "Alyssa için ellerinden geleni yapacaklardır."
"Hayır!" dedi Vega. "Daha fazla kişi öğrenemez! Ya ağızlarını tutamazlarsa? Ya tüm Hogwarts öğrenirse ve kızımı deli sanarlarsa? En önemlisi veliler- ve Bakanlık. Sana yalvarıyorum, Profesör, lütfen bunu yapmayın!"♡♡♡♡♡♡♡
Harry Alyssa'ya Ortak Salon'a kadar eşlik etmişti.
"Eğer kötü -veya garip- bir şeyler olursa bize yazmaktan çekinme, tamam mı?"
"Tamam baba. Sen hiç merak etme."
"Alyssa!"
Genç adam Alyssa'ya yaklaşırken Harry'i fark etti ve aniden durdu.
"Baban mı?"
"Evet," dedi Alyssa. "Baba, bu Sirius. Sirius, bu da babam."
"Tanıştığımıza memnun oldum... Efendim."
Harry ve Sirius el sıkışırken Harry kızının gözlerinin parıldadığını fark etti. Demek ki uğruna Avada Kedavra yediği çocuk buymuş, dedi içinden. Nam-ı diğer Sirius Black."Ben arkadaşlarımın yanına dönüyorum," dedi Alyssa ve son kez babasına sarıldı. "Yazın görüşmek üzere."
Harry kızının saçını okşadı ve Sirius Black ile beraber ortak salona girmelerini izledi. Ardından Dumbledore'un odasına yöneldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çapkın | Sirius Black
FanfictionSirius Black. Black ailesinin yüz karası, Hogwarts'ın namlı çapkını. Bir gün çıktığı bir kızı unutamadı. Ve bu kızı bulmak için çok uğraştı. Çapkın Sirius Black, tek geceliklerinden birine aşık olmuştu.