•Alyssa'nın Not Defteri•

416 41 0
                                    

4 Aralık 1974 Çarşamba, 21.17
'Lily duygularımı yazarak içimden atmamı tavsiye etti. Tüm sinirimi, öfkemi, üzüntümü, kırgınlığımı satırlara dökerek rahatlayabilirmişim. Umarım haklıdır.
Dün Kaynaştırma Ayı nedeniyle bir balo düzenlendi okulumuzda. Misafir olarak gelen Durmstrang öğrencilerinden Tyler, benim yakın bir arkadaşım. Böyle sarılmalı-öpüşmeli, yakın bir ilişkimiz var.
İşte Sirius, bunu kıskandı. Ona delice aşık olmama rağmen, onu aldattığımı düşündü. Hem de beni dinlemeden! Sadece gördüklerinden dolayı bu kadar sinirlenip, sadece gördüğüne inandı. Ve benim kalbimi asıl kıran da buydu. Bana güvenmemesi.
Eğer anlatmam için bir şans verseydi, şuan her şey farklı olabilirdi.
Baloda beni bahçeye götürüp direkt konuya girdi. Beni suçlaması, dinlemeden bir kanıya varması, bana güvenmemesi, bağırıp çağırması benim de sinirime dokununca şiddetli bir kavga ettik.
Sonucunda ise, ayrıldık.
Beni seviyorduysa, bana güveniyorduysa, neden beni hiç dinlemedi? Ona kızgınım çünkü beni suçladı ve durumu düzeltmek için hiçbir şey yapmadı. Üzgünüm çünkü hayatımdaki en değer verdiğim insanı kaybettim. Yokluğu çok zor olacak. Her sabah başucumdaki resmimize bakmak, duvarlardaki anılarımızla boğuşmak, doğum günümde aldığı kolyeyi boynumda taşımak zor olacak.
Bir karar aldım. Üzüntümü, kırgınlığımı sinirim ve öfkemin ardına saklayacağım. Böylece her gece ağlamam. Ya da ağlarım. Ağlamak güzeldir.

5 Aralık 1974 Perşembe, 17.06
'Bugün onunla olan tüm fotoğraflarımızı yaktım. Tüm çerçeveleri duvara atıp kırdım, verdiği tüm hediyeleri büyüyle yok ettim. Onu hatırlatacak herhangi bir şey, bana tanımsız bir acı veriyor. Göğsümden bıçaklanmış gibi, bir boşluk var. Oradan yükselen acı, ilk önce geçtiği yerleri yakıyor, boğazımı düğümlüyor ve gözyaşı olarak dışarı çıkıyor. Ve ben bunu kontrol edemiyorum.
Ama en çok canımı yakan şey, hâlâ ona delicesine âşık olmam. Ve onu bu kadar seviyorken sanki aramızda hiçbir şey olmamış gibi davranmak... Kalbimi deşiyor.
Ama Sirius, sanki hiçbir şey olmamış gibi, hayatından bir kişi eksilmemiş gibi Marlene ile konuşuyor, gülüyor ve etrafta dolanıyor.Tyler'ı uğurlarken dudağıma bir öpücük kondurup, "İhtiyacın olduğunda bana mutlaka yaz." demesi ve Sirius'un 'Ben demiştim' bakışları aklımdan çıkmıyor. Umarım bu dargınlık kısa sürede biter. Yoksa delireceğim.
Akşama doğru hem Sirius'u görmek için hem de ondaki eşyalarımı almak için erkekler yatakhanesinde gittim.
İçeri girdim ve konuştuk. Kolonyamın onda olmadığını söylediğinde şaşırdım çünkü onda olduğundan emindim.'

6 Aralık 1974 Cuma, 19.16
'Dersteyken Sirius bana bir not yolladı. "Somurtmayı kes. Sevgiline sarılsana, elbet unutursun."
Kalbim buna daha da kırılırken üzüntümü öfkemin arkasına saklamam gerektiğini hatırladım. Bende ona karşılık olarak aynı soğuklukta bir not yazdım. "Öyle kolaysa kalbimden gel al sevdanı diyeceğim de, bende ne kalp bıraktın, ne sevda."
Cevap ise gecikmedi. "Hepsini Tyler Watson'a verdiğindendir. Ama oyunculuk yeteneğin eksilmemiştir. Bırak, sal kendini. Bırak o yerimi doldursun."
"Yapma. Öfkeni benden çıkartma. Keşke duvarların dili olsa, onlar bile sana yanıldığını söyleyecektir." O sırada Sirius bana cevap yazsa da, Profesör McGonagall mektubu aldığı gibi yok etmişti.
Sirius, eğer unutmak öyle kolaysa, gel kalbimden sök at sevdanı. Çünkü böyle yaşamak ölümden zor.'

7 Aralık 1974 Cumartesi, 15.54
'Sirius'un doğum günü hediyesi hâlâ boynumda. Taşımak cehennem ızdırabı gibi olsa da. Tenime battığını hissediyorum, çünkü kolye de artık bana ait olmadığını biliyor.
Kolyeyi ilk kez bugün çıkardım. Göl kenarında. Oturduğum yerin karşısında ise Çapulcular vardı. Onlarla da bağı koparmıştım. Her ne kadar Remus konuşmaya uğraşsa da onu tersliyordum. Misyonum belliydi: Üzüntünü öfkenle sakla.
Kolyeyi elime aldığımı gören Peter, şuan Remus'a, o James'e, o da Sirius'a söyledi. Sirius'un buraya baktığını fark ettiğimde elimi kolyeyi atmak için havaya kaldırdım ancak yapamadım. Olmuyordu, anılarımızın deli bir nehir tarafından alınıp götürülmesine izin veremiyordum. Kolyeyi cebime atıp şatoya döndükten sonra bir süre ders çalıştım. Birazdan Gryffindor Ortak Salon'una, Sirius'u bulmaya gideceğim. Kolyeyi ona geri vermem gerek.
Sirius, neden? Neden yokluğun bu kadar acı verici? Neden seni sevmeme rağmen son 1 yılı unutmuş gibi davranmalıyım? Seni ne kadar sevdiğimi görsen... Sen kaybedemeyeceğim tek kişiydin ve şimdi elimden kayıp gidiyorsun, ben buna engel olamıyorum. Bul beni, çünkü aklımın bataklığınde dibe gömülüyorum. Kurtar beni, çünkü sevdamın esiri oldum..'

Çapkın | Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin