•SBD'ler•

191 18 2
                                    

"Açıklayın."
"Aylak!" diyerek mızmızlandı Sirius. "Eğlenceli olduğunu kabul etmelisin. Sümsükus'un sınav döneminde yeni bir mürekkebe ihtiyacı var."
"Ya birisi gördüyse? Onu da geçtim- çünkü Alyssa gördü. Ya birileri anladıysa?"
"Ama bizi böyle annemiz gibi azarlama!" dedi Sirius tekrardan o mızmız ses tonunu kullanarak. "Ceza çok sıkıcıydı ve biz de eğlendik."
James hızlıca başını salladı. "Kesinlike. Minnie gittiğimizi fark etmedi bile."
Remus gözlerini devirdi. "Artık olan olmuş bir kere. Zaten ne dersem diyeyim siz yine bildiğinizi okuyacaksınız... Her neyse, hazırlanın gidiyoruz."
"Nereye?"
"Kütüphaneye, nereye olacak? Yılbaşından sonra başlayan SBD'leri unuttun sanırım."
"Duyuru panosunu elbette gördüm." dedi Sirius. "Ama ders çalışmak çok sıkıcı."
"O zaman seherbaz olma hayallerine veda et Pati."
"Ah, hadi ama!" dedi Sirius oflayarak. James ise çantasını hazırlıyordu. "Bu mükemmel aklımı neden derslere yorayım ki ben?"
"Tabi, aman sen kitabı bile elleme. Mükemmel beynin paslanır falan Merlin korusun."
"Aksini düşünen yoktur. Bu parıl parıl zihnim paslanmayı hak etmiyor." dedi Sirius ama yine de çantasını omzuna taktı. "Sadece sıcak çikolata için geliyorum."
"Ve elbette Alyssa'nın bize anlatacağı konular için! Nedense o anlatınca daha iyi anlıyormuşum gibi. Ha, evet, Alyssa ne olmak istiyordu? Seherbaz mı?"
"En son Şifacı olmak istediğinden bahsediyordu." dedi Remus. "Siz yokken kütüphanede birlikte ders çalışırken söylemişti."

Çapulcular kütüphaneye giderken Alyssa kendini biraz kötü hissediyordu. Dün akşamdan beri baş ağrıları yetmezmiş gibi karnı da ağrımaya başlamıştı. Tekrardan Madam Pomfrey'den ağrı kesici bir iksir istediğinde Madam Pomfrey o hafta çok fazla içtiğini, daha fazla içerse bunun ona hastalık olarak geri döneceği konusunda uyarınca kitaplarını alıp kütüphaneye geçmekten başka bir çaresi kalmamıştı.
Bu son 'avada kedavra' olayından mıdır bilinmez, garip sesler duyuyordu. Sanki dışarıdan birisi onun hayatını izliyor ve davranışları hakkında yorumlar yapıyordu. Çoğu zaman da sanki davranışlarının kendi kontrolünde olmadığını hissediyordu. Bu gibi birçok garip duyguyla boğuşurken SBD'lere çalışmak da bir hayli zordu. Uyuduğu süre boyunca kaçırdığı konuları kapatmak için hem profesörler, hem de arkadaşları ona yardımcı olmuştu. Lily ders notlarının bir kısmını Alyssa çalışsın diye Hogwarts'ta bırakmıştı. İlk başlarda yetişmekte zorlansa da aldığı ek derslerle eksiklerini kapattığını hissediyordu.

Kütüphanede boş bir masaya oturup Sihir Tarihi kitabını çıkardı. Onu en çok zorlayan ders Sihir Tarihi'ydi, yılları bir türlü kafası almıyordu. Remus ile konuların çoğunu anlamasına rağmen hâlâ yılları karıştırıyordu. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma, İksir, Biçim Değiştirme ve Bitkibilim'deki tüm eksiklerini kapatmıştı.
Alyssa Astronomi kitabına gömülmüş, Jüpiter'in uydularını çalışırken birden arkasından bir ses duydu.
"Biraz dinlen güzelim, beynin eriyecek bu gidişle. Uyandığından beri kafanı kitaplardan kaldırdığını görmedim."
Sirius'un sesiyle gülümsedi ve yanağına bir öpücük kondurdu. 
Bu iğrenç. 

Duyduğu ses ile etrafına baktı ama kendisi dışında kimse fısıltıya benzer sesi duymamış gibiydi.
"Sınavlar yaklaşıyor, yapabilecek daha iyi bir işim yok."
"Aslında var. Ben varım. Ben, yapılabilecek en iyi işim." Cidden bu yılışık ile mi çıkıyorsun? Tek gece olduğunu sanmıştım.
Alyssa etrafa bakındığında yine hiç kimseyi göremedi. Yavaş yavaş aklını mı yitiriyordu? Yine de Sirius'un söylediği şeye gülüp her şey normalmiş gibi davranmayı tercih etti. 
Ama hiçbir şey normal değil.
Alyssa gülerken James Sihir Tarihi kitabını açıp arkasına yaslandı. Remus da Alyssa ile Astronomi çalışırken Peter İksir çalışıyordu.
"Alyssa," dedi James. Elindeki Sihir Tarihi kitabına bakarak. "Uluslararası Sihirbazlar Konfederasyonu büyücüleri muggle'lardan gizlemek için ne yaptı ve ne zaman yaptı?"
"Demek sınav yapıyorsun. Hm..." Alyssa düşünürken aklına ilk gelen tarihi söylemeye yeltendi, 1289. Ama bir ses bunu yapmasını engelledi.
Uluslararası gizlilik statüsü 1692, seni aptal.
"1692."
"Doğru! Peki ilk goblin isyanı kaç yılındaydı ve ondan sonra kaç goblin isyanı meydana geldi?"
Alyssa kaşlarını çatarak düşünmeye başladı. 1378 miydi ki... Toplamda kaç goblin isyanı vardı? 5? 4? Belki de daha fazla. Ya da sadece 1 tane. Ah, tarihler!
Goblinler ve büyücülerin arası hiçbir zaman iyi değildi, hatta goblinlerin asa taşımaması ile ilgili bir kanun bile var. İlk goblin isyanı 1612'ye dayanırken bundan sonra 3 tane daha isyan gerçekleşmiştir.
Sanki birisi kitaptan okuyormuş gibi kulağına gelen bilgiyle hafifçe gülümsedi. Bazen aklındaki sesler bir işe yarıyordu demek ki. Ama çoğunlukla rahatsız ediciydi.
"İlk goblin isyanı 1612, bundan sonra 3 tane daha isyan gerçekleşti."
"Kesinlikle doğru."
"En son sorduğumda bu kadar bilmiyordun. İyi çalışmışsın Kızıl."
Alyssa gülümsedi. "Evet. Dün akşam yatmadan önce biraz çalışmıştım." Daha profesyonel yalan söyleyemez misin sen?

"Sorum sana Pati, dev savaşlar hakkında ne biliyorsun?"
"Şey değil miydi ya... devlerin savaşı?"
"Çok yaratıcısın Siri."
Çapulcular kendi aralarında tartışırken birden endişeli Hestia göründü.
"Ah, Merlin'e şükür, buradasın Aly!"
Alyssa Hestia'ya endişeli bir şekilde baktı. "Sorun ne Tia?" Teddy nerede?
"Dakikalardır seni arıyorum! Benimle gelmelisin, lütfen."
Alyssa kaşlarını çatarak sandalyesinden kalktı. Teddy de kim? Ama hiçbir şey diyemeden aniden başının dönmesiyle masaya tutundu.
"İyi misin Aly?"
"İyiyim, sadece başım döndü."
"Sabah hiçbir şey yemedin," dedi Peter. "Dün akşam da. Belki açsındır."
"Nasıl hiçbir şey yemedin?"
"İştahım yoktu Sirius, endişelenecek bir durum yok. Gerçekten."
Remus Sirius'a göz kırptı. "James ile endişelerimiz konusunda haklı gibiyiz ha, Patiayak?"
"Hayır!" dedi Hestia. "Hemen benimle gelmelisin! Hemen! Çok acil!"
"Hey, ne oluyor Jones? Ne bu acele? Alyssa kaçmıyor ya."
Ama kaçabilir, diye geçirdi içinden Hestia. "Lütfen Aly."
"Hastane kanadına gittikten sonra konuşsak olmaz mı?" 
Konuşmasın diye boğazını keselim.
Sınavlar yaklaşıyor, biraz daha pratik yapmak iyi bir fikir olabilir.
Teddy nerede? Teddy!
Alyssa duyduğu seslerle kafasını ellerinin arasına aldı. "Lütfen Tia, şuan gerçekten konuşacak durumda değilim. Madam Pomfrey-"
Ama lafını tamamlayamadan kendini bir flashbackin içinde buldu.

"Kimseye söylemek yok, Blythe. Yoksa bir sabah kendini parçalanmış şekilde bulursun." dedi Alyssa'nın sesi. Ama böyle bir şey söylediğini hatırlamıyordu. Blythe da kimdi?
"Alyssa!"
Remus'un sesiyle kendine geldi. Blythe kimdi? Blythe diye birisiyle tanıştığını hatırlamıyordu. Ama ses kendi sesiydi, bundan emindi. Peki ne olmuştu? Bu olay ne zaman yaşanmıştı? Hiçbir şey hatırlamıyordu.
Minik bir randevu canım!
Burası çok büyük! Korkuyorum... Eve gitmek istiyorum.
"Ben eve- yani... Madam Pomfrey'in yanına gitmeliyim." dedi Alyssa ve bir hışımla kütüphaneden çıktı. Arkasından yönelen Hestia Sirius'un kolunu tutmasıyla durdu.
"Ne oluyor Jones? Alyssa'nın nesi var?"
Hestia derin bir nefes alarak endişeyle kendisini süzen Çapulcular'a baktı.
"Keşke ben de bilsem Black. Keşke nesi olduğunu ben de bilsem."
Ardından koşarcasına Alyssa'nın peşinden gitti.

"Aynı soruları dün sorduğumda tüm tarihleri karıştırmıştı," dedi Remus. "Neredeyse çalışmaya başladığımız günden beri karıştırıyor. Bir gecede tüm tarihleri ezberlemiş. Biraz garip değil mi?"
"Peki sabah hiç yemek yememesi? Dün akşam da? Pati, ne olduğunu biliyor musun?"
"Dün de bir sandviç dışında bir şey yediğini görmedim," dedi Peter. "Ne dün akşam bir şeyler yedi, ne de sabah."
"Jones bir şeyler biliyor ama bizden saklıyor. Bundan eminim. Onunla gelmesi için resmen Alyssa'ya yalvarıyordu."
"Bir şeyler dönüyor." dedi Remus. "Alyssa'nın bir sorunu var ve Jones bunu bizden saklıyor."
"Ne gibi bir sorunu olabilir? Hayatı mükemmel değil mi? Yani, hayatında ben varım-"
"Dalga geçme, Patiayak. Tıbbi sorunlar senin mükemmelliğine bakmıyor maalesef."
"Dur biraz Aylak- Alyssa'nın tıbbi bir sorunu olduğunu mu söylüyorsun?"
"Tahminim o yönde. İştah kaybı, önceden söylediği ya da yaptığı şeyleri hatırlayamama... Bir şeyler oluyor." Sirius ve James Remus'un söylediğine başlarını salladılar.
"Umarım kötü bir şey yoktur."
"Umarım."

Çapkın | Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin