17.06.2023
"Sen hep çok farklıydın. Çok güçlüydün. Her şeye rağmen dimdik duracak kadar güçlüydün. Ve gülüşün... Hayrandım. Gülüşüne hayrandım. Sana asla itiraf edemedim ama ben seni seviyordum. Söyleyemedim çünkü korktum. Bizden korktum. İmkansız olmamızdan korktum. Sevgilim... Nerdesin bilmiyorum. Veya nasılsın, ne yapıyorsun bilmiyorum ama ben hep seni düşünüyorum. Umarım bir gün yine karşılaşırız. Ve o zaman seni çok sevdiğimi söyleyebilirim. Sonsuza kadar ayrı kalacak olsak bile..."
17.09.2023
Yine listede aynı isimler yine sıralarda aynı yüzler... Her şey okul kapanmadan önce bıraktığım gibiydi. Bu düzenden sıkılmıştım artık. Son senem olduğu için mutluydum. Lisedeki ilk günümü hatırlıyorum. Hepimiz yine aynı sıralara oturmuş hocanın gelmesini bekliyorduk. Kimse konuşmuyordu. Herkes birbirine yabancıydı. Şimdi ise herkes en yakın arkadaşının yanına geçmiş sohbet ediyordu. Dört yıl içinde asla değişmeyen, sırasına geçip sessizce hocayı bekleyecek bir tek ben vardım sanırım.
"Hey selam!" Başımı çevirdim. Mi-Hi ışıl ışıl gülümsemesiyle tepemde dikiliyordu.
"Selam" Bu çok gericiydi. Kore'ye lisenin başında gelmiştim. İlk geldiğimde dilini çok bilmediğim için yabancılık çekmiş, içime kapanmıştım. Zamanla giderek bu içe kapanıklık ilerlemiş ve çok asosyal biri olmuştum. İnsanlarla konuşmadığım için dilimi de çok geliştirememiştim ve konuşurken telaffuz sorunu yaşıyordum.
"Ee nasılsın bakalım?" Lanet olsun bu kız niye gitmiyordu?! Avuç içlerim şimdiden terlemeye başlamıştı. Yutkundum ve Mi-Hi ile göz göze gelmek için kendimi zorladım. Asosyallikten kurtulmayı bu şekilde başaracaktım. İnsanlarla konuşarak. "Gayet iyi. Sen nasılsın Mi-Hi?"
Mi-Hi bi anda gelip yanımdaki boş sandalyeye oturdu. Sonra tekrar bana döndü ve kocaman gülümsedi. "Şu an biraz daha iyi. Ee tatilin nasıl geçti?" Peki sözümü geri alıyorum. İyi falan değildim. Neden gelip yanıma oturdun ki?! Dizlerim titremeye başlamıştı.
"Çok güzel geçti." Lütfen artık git Mi-Hi! Tam konuşmak için ağzını açmıştı ki sınıfa biri girdi. Daha önce görmediğim biri.
Kimsenin yüzüne bakmadan tam arkamdaki boş sıraya geçti. Mi-Hi yanımdan kalkıp çocuğa döndü. "Aslında orada ben oturuyordum." Fakat çocuk onu duymamış gibiydi. Ya da duymamış gibi yapıyordu. "Pardon! Orası benim yerim." Mi-Hi bu sefer sesini biraz daha yükseltmişti. Çocuk yine umursamadı. "Hey, sana diyorum!!"
Ve sessizlik... Tüm sınıf Mi-Hi ve sınıftaki yabancıya odaklanmıştı. Çocuk şimdi Mi-Hi'ye bakıyordu. Gözlerinden umursamazlık okunuyordu. Hiçbir şey söylemedi. Hala omzunda duran çantasını eline aldı ve yanımdaki sandalyeye koydu. Sonra ayağa kalktı. Mi-Hi'ye doğru bir adım attı. Kız birkaç adım geriledi. Yeni gelen çocuk ile şimdi çok yakınlardı. Tüm sınıf onları izliyordu. Çocuğun dudakları biraz aralandı fakat sonra omzunu silkip yanımdaki sandalyeye oturdu. Mi-Hi de kendi sırasına geçti.
Sınıf tekrar eski haline dönmüştü. Ben hariç herkes çok sakindi. Bu yabancı da kimdi ve neden şu an yanımda oturuyordu? Boş olan onca sıra varken neden benim yanımdaydı? Ben onu incelerken bi anda döndü. Göz göze geldik. Lanet olsun çok yakındık ve bu fazla...güzeldi.
Önüme döndüm ve boş boş sıraya bakmaya başladım. Tekrar başımı kaldırdığımda hoca sınıftaydı. Yoklama almaya başlamıştı. "Cho Binna" "Burda!" Shon Him-chan" "Burda!" "Pak Mi-Hi" "Burda".... "Lee Felix" Ayağa kalktım. "Burda!!" Hoca sırayla herkesi okudu. Ve en son onun ismini söyledi. "Hwang Hyunjin" Hiçbir şey söylemeden ayağa kalktı.
Tekrar otururken göz göze geldik. Ve o an anladım. Bu sene benim için zor olacaktı...
Selamlarrrr
Ay çok heyecanlandım🤭. Bu benim ilk hikayem. Umarım beğenmişsinizdir asklar💗. Hatalarım varsa kusuruma bakmayınnn. Kendinize çok çok iyi bakın
143🩷🫂
Birazcık Hyunlix bırakalım burayaa