"Neden gitmesine izin verdin?" Duyduğum sesle arkamı döndüm. Karşımda kahverengi saçları gözlerini kapatan minicik biri duruyordu.
Ona dönmemle elini omzumdan indirip yanaklarıma götürdü. Gözyaşlarımı nazikçe sildi. Ne yapacağımı bilemediğim için yerimde durup onu izledim.
"Soruma cevap vermeyecek misin?"
"Cevabı bende bilmiyorum sanırım."
İç çekip bileğimi tuttu. "Benimle gel."
Minik dursa da benden hızlı hareket ediyordu. Ona yetişmek için arkasından koşmaya başladım. Beni okulun en üst katına çıkarmıştı.
Koridor bomboştu. Tüm şehrin gözüktüğü camın önüne geçip yere oturdu. Bende yanına geçtim.
"Neden buraya geldik." Uzun bir süre konuşmadan oturduktan sonra çekinerek konuşmuştum.
"Anlatmanı bekliyorum."
"Neyi anlatmam gerekiyor?"
"Aşktan kaçmanın sebebini."
Başımı eğip parmaklarımla oynamaya başladım. Bu her gerildiğimde yaptığım bir hareketti.
"Anlatırsan emin ol rahatlayacaksın."
Karşımdaki çocuğu tanımıyordum fakat sesindeki şefkat bana annemi hatırlatmıştı. Annem içimi dökebildiğim yanındayken rahat olduğum tek kişiydi. Bu yüzden ona güvenmek istedim. Derin bir nefes alıp anlatmaya başladım.
"Ben çok küçükken annem ve babam sürekli kavga ederlerdi. Evde hep bir gerginlik vardı. Okul benim kaçış yolum olmuştu. Eve gelmek istemiyordum. Korkuyordum çünkü. Annem ve babam birbirine bağırdıkça kalbimde bir yerler acıyordu. Her kavgalarında birbirlerinden nefret ettiklerini söylerlerdi. Birbirlerine olan aşklarına lanet ederlerdi. Bir gün kavga o kadar büyüdü ki babam bir bıçak alıp annemi yaraladı."
Gözyaşlarım istemsizce akarak yüzümü sırılsıklam yapmıştı. Biraz sakinleşip devam ettim.
"Polisleri ben aradım. Babamı onların eline ben verdim."
Onu tanımıyordum onun da beni tanıdığını sanmıyordum. Fakat gelip bana sımsıkı sarıldığında sanki yıllardır arkadaşmışız gibi hissettirmişti.
"Aşka inancım o gün bitti işte. Ya bir gün bizde öyle olursak. Çok korkuyorum."
"Sshh devam etme." Beni daha da sıkı sardı.
Dakikalar sonra gözyaşlarım akmayı bıraktığında karşıma geçti.
"Aşk sana büyük bir hayal kırıklığı gibi gösterilmiş. Bırak o çocuk hayalin olsun. Bırak o çocuk kırıklarına yara bandı olsun. Kaçma ondan. En azından dene bunu. İnan bana pişman olmayacaksın."
Bana gülümseyip saçlarımı karıştırdı.
"Aşk senin yaran değil ilacın olsun. Emin ol daha iyi hissedeceksin."
Hyunjin ve kendimi düşündüm. Korkularıma ilaç olabilir miydi? Onun üzerimde bıraktığı etki çok güçlüydü. Korkularımı bile yenebilirdi değil mi?
Karşımdaki çocuk ayağa kalkınca ona uyup bende kalktım.
"Teşekkür ederim."
"Ben bir şey yapmadım ki. İhtiyacın olan şeyi gösterdim sadece."
Beraber merdivenleri inerken başka bir şey konuşmadık. Sonunda sınıfların olduğu kata gelince birbirimize iyi dersler dileyip ayrıldık.
Sınıfa doğru giderken kalbim yine hızla atıyordu. Aklımda bir tek o vardı. Yapabilirdik en azından denerdik. Şu an ihtiyacım olan şey elini tutmaktı.
Sınıf kapısının kulpunu tuttuğumda kalbim daha da hızlandı. O kapının ardında kurtarmam gereken hayalim vardı...
Aşırı saçma oldu sanırım off.
Bir ayırıp bir baristiriyorum noluyeee
Ama onların yakın olduğu bölümleri yazmak daha rahat oluyor hskhdkdjdkdnnd
Neyse saçmalıyorum sanırımm
Gecenin üç buçuğu hızlıca yazdığım bir bölümdü. Umarım beğeniyorsunuzdurr🫶🏻
Sizi seviyorum asklarimm😽
143💗🫂
Hyunlix diye gebermişim