Hyunjin'in Ağzından
Onun hasta olduğunu duyunca hiç düşünmeden markete gitmiş ve vişneli olan her şeyi sepete doldurmuştum.
Vişneyi sevdiğini söylemişti. Belki aldıklarımı görünce mutlu olurdu. Abur cuburların parasını ödeyip marketten çıktım.
Onun evine gitmek konusunda çok kararsızdım. Ama onu ilk gördüğüm günden beri küçük bir çocuk gibiydi.
O küçük çocuğa iyi bakmak istiyordum. Mutlu olsun hep huzur bulsun istiyordum. Bunu ona ben vermek istiyordum.
Tahmin ettiğim gibi beni kapıda görünce çok şaşırmıştı. Üzerindeki kırmızı pijamaları ve ayağındaki sarı pandifler ile o kadar şirindi ki. Kalbimin titrediğini hissettim.
Atıştırmalıkları yerleştirip film izlemeye başladık. Başrol karakterler birbirlerini öperken bizi hayal ettim.
"Saçmalama Hyunjin onu öpemezsin!"
Kendi kendime kızdım. Film ilerledikçe bizi oyuncuların yerine koymadan duramıyordum. İçimde öyle bir güç vardı ki. Karşı koyamıyordum. Kalbim hızlanmaya başladı.
Ona döndüm. Film boyunca parmaklarını izlemişti. Filmi durdurup ona döndüm.
"Neden bu kadar rahatsız oldun? Sadece bir film."
Panikle bir şeyler söyledi. Onun bu utangaç hallerini seviyordum. Filmi tekrar oynatmak için kalktığında bileğinden tutup onu durdurdum.
Ona her dokunduğumda kasılıyordu. Gerek olmadığını söyledim. Tekrar yanıma oturdu.
İçimdeki güç o kadar fazlaydı ki şu an. Kıpkırmızı dudakları resmen beni kendine çekiyordu.
Ona yaklaştım. Başını eğmiş yine parmakları ile oynamaya başlamıştı. Onu kendime bakmaya zorladım.
Sonunda korku dolu gözleri bakışlarımı buldu. Benden korkuyor olamazdı değil mi?
"Benden kaçmanı istemiyorum. Yanımda rahat olmanı istiyorum. Gözlerime rahatça bak istiyorum."
Hafifçe başını salladı. O kadar karşı konulamazdı ki şu an. Dayanamıyordum.
Kokusu o kadar güzeldi ki. Beni yapmamam gereken şeylere zorluyordu. Biraz daha yaklaştım. Gözlerini kapatmış öylece duruyordu şimdi.
"Kokun başımı döndürüyor." Diye mırıldandım aramızdaki mesafeyi sıfıra indirirken.
Onun deli gibi çarpan minik kalbinin sesini duyabiliyordum. Beni kendine daha çok çeken bir sesti.
Ve teslim oldum. İçimdeki o güce teslim oldum.
Dudaklarımı dudaklarına kapattım. Gerildiğini hissediyordum fakat kendimi durduramıyordum.
Dudaklarındaki vişne tadı bırakmamı zorlaştırıyordu.
Birkaç saniye sonra aklım başıma geldi.
Onu öptüm! Ben onu öptüm! Yıllarca aşktan kaçan ben şu an birini öptüm!
Kalbimin sıkıştığını hissettim. Bunu yapmamalıydım. Ne yapacağımı bilemez bir şekilde ona baktım.
Hala gözleri kapalıydı. Yanakları kıpkırmızıydı. Hareket etmeden öylece duruyordu.
Hızla oturduğum koltuktan kalktım. Koridorun ortasında ne yapacağımı düşündüm biraz. Sonra solumdaki banyoya girdim.
Aynada kendime baktım. Benimde yanaklarım kızarmıştı. Nefesimin düzene girmesini bekledim birkaç dakika.
Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki öleceğimi sandım. Nefesim düzene girince buz gibi suyla yüzümü yıkadım.
Ben ne yapmıştım böyle. Ne diyecektim şimdi ona? Ne olacaktı şimdi?
Banyoda biraz daha durdum. İçeriden hiç ses gelmiyordu. Hala bıraktığım gibi oturduğuna emindim.
Yanına gitmeli miydim? Buna cesaretim yoktu şu an. Banyodan çıktım. Mutfak sandalyesine koyduğum montumu giyip evden ayrıldım.
Bir elim dudaklarımda gezinirken o anı tekrar düşündüm. Buram buram vişne tadı almıştım. Bir daha unutamayacağım kadar güzeldi tadı.
Sırıttım. Belki ben unutmadan tekrar hatırlatırdı:)
OĞOĞOĞOĞOĞOĞOĞ
Bayılıyorum diğer tarafın ağzından da yazmaya. Birazcık kısa oldu farkındayım. Fakat diğer bölümün aynısını tekrar yaşattığım için fazla uzun olsun istemedim. Öyle işte Hyunjin askm da bunları hissetmiş. Umarım beğeniyorsunuzdurr💛
Bu arada biri hikayeyi oylamışşş
Kurban olurum sana aşk paremm teşekkür ederimmm🫶🏻
Fazla mutlu oldum. Müsait olabilirsem diğer bölümü de yazıp atarım. Sizi seviyorum kendinize çok güzel bakınnnn💗
143🩷🫂
O değil de Hyunliximmm🤌🏻😩