Bazen o kadar korkuyordum ki. Hyunjin'in benim hayal ürünüm olduğunu. Fakat gerçekti.
Bana yaşattığı şeyler gerçekti. Bu hisler gerçekti. O gerçekti. Ama işte gerçek olamayacağını düşünecek kadar mükemmeldi.
Onu hak edecek ne yapmıştım ki? Sanırım o hediyemdi. Hyunjin bana evrenin gönderdiği bir hediyeydi.
Hyunjin'im benim... O kadar güzeldi ki... Böyle karşısına geçen mest olurdu. Duruşu, bakışı, kokusu, teninin sıcaklığı, ses tonunun ahengi her şeyi... Her şeyi çok güzel benim Hyunjin'imin.
"Sen ne düşünüyorsun bakalım?"
Gülerek sormuştu. Beraber geçirdiğimiz o akşamdan sonra günler geçmişti.
Şimdi okul çıkışı sahile inmiş denizi izliyorduk. Daha doğrusu denizi izlemek bahanesi ile oturduğumuz bu bankta birbirimizi izliyorduk.
"Seni... Sadece seni düşünüyorum."
Gülünce gözleri kayboluyordu benim Hyunjin'imin. Aşık olmamak mümkün değil gerçekten!
"Hmm ne düşünüyorsun hakkımda?"
"Hakkında bildiğim her şeyi düşünüyorum şu an. Böyle düşündükçe daha çok aşık oluyorum."
Bankta bana biraz daha yaklaştı. Saçlarımın arasında parmaklarını gezdirdi.
"Sen ne düşünüyorsun Hyunjin?"
"Aslında hiçbir şey düşünemiyorum şu an. Senin gözlerine bakarken her şeyi unutuyorum. Gözlerinin derinliklerinde kayboluyorum."
Hafifçe omzuna vurdum.
"Romantik şey seni!"
"Biraz öyleyimdir evet. Eski okulumda tüm kızlar peşimde gezerdi."
"Hangi kızlar?"
İtiraf ediyorum şu an sevgilimi çok kıskandım!
"Ne yapacaksın bakayım?"
Başını eğip bana baktı.
"İşte merak ettim Hyunjin."
"Meraktan mı kıskançlıktan mı acaba bu sorunuz beyefendi?"
"Sevgilimi kıskanamaz mıyım beyefendi?!"
"Hayır kıskanabilirsin. Hatta hep yapabilirsin bunu. Seni böyle görmek çok daha güzel."
"Nasılmışım ki şu an?"
"Böyle utangaç kedi kişiliğinin altından kıskanç bir kaplan çıktı! Ve ben ikisini de çok sevdim."
Söylediği şeye gülmeye başladım.
"Her halime ayrı aşıksın desene."
"Hemde nasıl aşıkmışım ben ya!"
"Hyunjin..."
"Efendim küçük yıldızım."
"Eve gidelim mi?"
"Neden? Bir şey mi oldu?"
"Yok olmadı. Sadece şey seni çok öpmek istedim şu an ama insanlar olduğu için utanıyorum. Eve gidince öpücem."
Beni tutup kendine çekti.
"Hyunjin dur eve gidelim."
"Ben bekleyemem bilmiyor musun sevgilini!"
Gözlerimi kapattım ve beni öpmesini bekledim. Fakat o öpmek yerine beni kucağına almıştı.
"Hyunjin napıyorsun?"