Dudaklarını dudaklarıma yaklaştırıp beni öpeceği sırada omuzlarından tutup onu geriye çektim.
"Hani ben öpecektim?"
"Benim minik uke kedime ne olmuş bakalım"
Keyifle sırıtıyordu. Gözlerini tekrar dudaklarıma çevirdi. Kaşlarımı çatıp mırıldandım.
"Uke kedi mi?"
"Hmhmm"
"Küçük yıldızım demeni tercih ederim aslında"
Bana cevap vermek yerine dilini dudaklarında gezdirdi. Bir anda kendimden beklemediğim bir cesaretle karşısına geçtim.
"Seme olmak istiyorum"
"Seme mi olmak istiyorsun?"
Başımı sallayıp ondan bir şey beklemeden kucağına çıktım. Dudaklarını yaklaştırıp öpen bu sefer bendim. İlk başta yavaş hareketler yapıyordum fakat sonra biraz daha hızlandım.
Hyunjin sadece bana uyuyordu. Öpüşüm giderek sertleşmeye başladı.
Ellerimi kırmızı saçlarında gezdiriyordum. Hyunjin'in elleri ise iki yanımızdaydı.
Birkaç dakika sonra dudaklarım dudaklarındayken ağzının içine doğru nefesimi bıraktım.
Hyunjin kendini çekip başını geriye attı. Derin nefesleriyle uyumlu inip kalkan köprücük kemiğine nazikçe dokundum.
Dokunuşumla inip kalması daha da hızlandı. Ellerimi beline götürdüm ve tişörtünün kenarlarıyla oynamaya başladım.
Hafifçe çekip karnındaki kaslara keyifle baktım.
Sonra Hyunjin'i kendime yaklaştırıp vücudunu tamamıyla saran beyaz tişörtünü kenarlarından tutup kaldırdım.
Başını kaldırıp tişörtü çıkartmama izin verdi. Dokunuşlarımla kasılan bedeninde ellerimi gezdirdim.
Başını tekrar arkaya koyup nefeslerini düzene sokmaya çalışıyordu. Ben ise beklemeden dudaklarımı boynuna bastırıp emmeye başladım.
Hyunjin bu hareketim ile inleyince daha da keyiflendim ve onu daha sert emmeye devam ettim.
Bu sırada hala gergin vücudunda dolanan elim pantolonunun fermuarına indi.
Pantolonu da yavaşça çıkartırken köprücük kemiğini hafifçe ısırıyordum.
Ağzından istemsiz çıkan inlemeler beni daha da hızlandırırken onu belinden tutup koltuğa yatırdım.
Kollarımı iki yana koyup üstünde hafifçe kalktım. Dudaklarımı tüm vücudunda küçük öpücükler bırakarak gezdirmeye başladım.
Sıcak teni ben dokundukça daha da yanıyordu. Bu sıcaklık hoşuma gidiyor, bende daha çok dokunma isteği uyandırıyordu.
Hep başımı koyduğum göğsünde küçük izler bırakarak ilerledim. Tam kalbinin üzerine masum bir öpücük bıraktım ve biraz daha aşağılara indim.
Ben indikçe Hyunjin'in kısık inlemeleri daha sesli bir şekilde artıyordu.
Yavaşça üstünden kalktım ve kıyafetlerimi çıkartmaya başladım. Normalde onun karşısında utanıp yapamayacağım davranışlardı fakat şu an içimdeki güce karşı koyamıyordum.
Ben Hyunjin'e karşı koyamıyordum. Tüm bedenim ve ruhumla onu istiyordum.
Kıyafetleri çıkartıp yere bıraktıktan sonra tekrar ona döndüm. Çıplak vücudumu onun yanan tenine bastırdım.
O an hiçbir şey düşünemiyor kendime engel olamıyordum. Beynimde sadece onu istediğimi söyleyen sesler vardı.
Ve bu sesler elimde olmadan dudaklarımdan dökülüyordu.
"Seni istiyorum! Seni istiyorum! Hyunjin seni istiyorum!"
Onun bana karşı olan yumuşak dokunuşlarına sert ve arzu dolu karşılıklar veriyordum.
"Bende seni istiyorum minik kaplan. Devam et."
Diye mırıldandığında vücudumu ona daha da bastırıp inledim.
Salonda ikimizin inlemeleri ve tenlerimizin birbirine değerken çıkarttığı sesler yankılanıyordu.
Tabii bunlar benim duyduklarımdı. Hyunjin'e o kadar odaklanmıştım ki salonun ortasında şaşkın bir şekilde bizi izleyen ve adımı seslenen o kişiyi görmemiştim.
Dudaklarımı tekrar göğsüne bastırdığım zaman Hyunjin panikle beni tutup üzerinden kaldırmıştı.
Ona sırıtarak bakıp tekrar yaklaşmak istediğimde buna izin vermemiş ve hızla yerdeki kıyafetlerine uzanmıştı.
Onun bu hareketlerine bir anlam veremediğim sırada tam karşımızda şok içinde bize bakan annemi gördüm!
Hayatımda yok olmak istediğim birçok an olmuştu ama hiçbiri bu kadar güçlü değildi.
Havadaki bir toz tanesi olup uçup gitmek istiyorum şu an.
Hyunjin hızla üzerini giyinirken ben onu bile yapamıyordum. Ölümüm şu an ya korkudan olacak ya da annemin elinden.
Annem sonunda yaşadığı şoktan kurtulup sinirle konuşmaya başladığında ölmeyi daha da istedim.
"Siz ne haltlar yiyorsunuz burda?!"
İçinde bulunduğu öfkeyle bana döndü.
"Lee Felix hemen odama gel!"
Peki size bu cümlenin altında yatan asıl gerçeği söylemem gerekiyor sanırım.
"LEE FELİX BİTTİN SEN!"
Annecim çok kızmasan mı çocuklarıma ya
Seme Felix yazdım bir prensesin istediği üzerine oğoğoğoğoğğ
Evet oyları alalım Seme Hyunjin mi Seme Felix miii??
Umarım keyifle okumuşsunuzdur canlarım
Sizi çok seviyormusummm🤍
143💗🫂
Hyunliximmmm<333