Sınıfa girdiğimde bir tek onu gördüm. Tek başına öğretmenler masasında oturuyordu. Diğerleri beden eğitimi dersi olduğu için spor salonunda olmalıydı.
Kapının açılmasıyla arkasını dönüp bana baktı. Umursamadan başını çevirdi.
Yavaş yavaş yanına yaklaştım.
"Naber?"
"Sence?"
"İyi olmasını isterim."
Konuşurken bana bakmıyordu. Bu kendime olan kızgınlığımı arttırıyordu.
"En son sevdiğim adam beni istemediğini söylediği için iyi olamıyorum maalesef."
Sevdiğim adam...
Durduramıyorum hayır. Kalbim göğüs kafesimi kıracak sanırım.
"Sevdiğim adam." Diye mırıldandım.
"Deli gibi sevdiğim bir adam. Ama onun sevdiği adam olamayacağım sanırım."
"Belki öylesindir."
Kahverengi gözlerini benimkilere dikti.
"O zaman öyleymişim gibi davran."
"Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum. Hyunjin bak ben çok korkuyorum. Senden değil yanında getirdiğin aşktan çok korkuyorum. Ama bu sefer kaçmayacağım. Lütfen benim imkansızım olma."
Hala gözleri gözlerimdeydi. Sadece bana bakarken şefkat dolan bakışlarından kaçmadım.
"Gitmeyeceğine söz ver. Eğer bir gün gideceksen bırak imkansız kalsın."
"Veremem. Yapamamaktan bu kadar korkarken sana böyle bir söz veremem."
"Bir gün gidebilme ihtimaline rağmen sana bağlanmam doğru mu sence?"
"Sen böyle bir garanti verebilir misin? Belki tam şu an bir şey olacak ve öleceğim"
"Deme onu!" Hyunjin bir anda döndü. Elleriyle kulaklarını kapattı. Nefesi düzensizleşmişti.
"Hyunjin?"
Elleriyle kafasına vurmaya başladığında kollarını tutup belime sardım.
"Demedim bir şey. Sakin ol ne olur."
Gözlerinden bir damla yaş düştü.
"Bir gün beni terk etmen sorun değil. Ama ölme ne olur. İhtimalinden bile bahsetme."
"Hyunjin..."
Bu sefer belimi kendisi sardı.
"Ne olursa olsun korkma benden kaçma benden. Her zaman burada olacağım."
Başını boynuma gömdü.
"Gitmeyeceğim."
"Sevgilim ol Lee Felix ."
Yaşadığım şokla kaskatı kesildim.
"Sevgilin olayım Hwang Hyunjin."
Başını boynumdan kaldırıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Geri çekilmeyip acemice ona karşılık vermeye başladım.
Belimden tutup beni kaldırdı. Bacaklarımı düşmemek için ona sardım. Sırtımı duvara yaslayıp beni daha tutkulu öpmeye başladı.
Karşılık vermem onu keyiflendiriyor gibiydi. Bir elimle beni tutarken diğer eliyle okul formamı kaldırdı.
Nefesim kesiliyordu. Öpüşü her geçen saniye hızlanıyordu. Eli karnımda dolaşırken hafifçe inledim.
Dudakları dudaklarımdayken sırıttı. Eli daha aşağılara iniyordu. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi.