Hyunjin ile apartmandan çıktık. Apartmanın arkasında duran Hyunjin'in motoruna ilerledik.
"Tak bakalım bunu."
Hyunjin bana kaskı uzattı. Sonra kendisi de taktı. Onun arkasına oturup kollarımla belini sardım.
Yol boyu hiç konuşmadık. Hyunjin her dakika biraz daha geriliyor gibiydi.
Beni şehrin dışındaki ormanlık bir alana getirdi. Merakla etrafı izlerken Hyunjin motoru durdurdu.
"Burdan sonrasına yürüyerek devam etmeliyiz."
Motoru ağaçların arasına bıraktık. Hyunjin elimi tuttu ve beraber yürümeye başladık.
"Hyunjin burası neresi?"
"Birazdan öğreneceksin her şeyi bebeğim."
Yerdeki taşlardan birine takılıp düşecekken Hyunjin beni tuttu.
"Yavaş ilerle. Burası biraz tehlikeli."
Gerçekten de yerde bir sürü taş vardı ve bunlar yürümeyi zorlaştırıyordu.
Yaklaşık on, on beş dakika sonra karşımıza kalın bir duvar çıktı.
"Şimdi nereye gideceğiz Hyunjin?"
Hyunjin beni dinlemeyip duvara yaklaştı. Ellerini duvara koyup bir şey arıyor gibi birkaç yere dokundu. Sonunda aradığı her neyse onu bulmuş olacak ki başını salladı.
Elleri hala duvarın üzerindeydi. Bir anda ellerini bastırdı ve duvardaki taşlar geriye doğru hareket etmeye başladı.
Şaşkınlıkla Hyunjin'i izlerken duvar yavaş yavaş geriye doğru gitmeye başladı.
Duvar geriye gittikçe yerdeki bir kapağı ortaya çıkartıyordu.
"H-Hyunhin b-bu ne?"
Hyunjin beni yine dinlemeyip kapağı kaldırdı. Kapağın altındaki merdivenle daha çok şaşırmıştım.
"Gel bakalım."
Hyunjin bana döndü. Ben tereddütle baktım.
"Bana güveniyor musun Felix?"
Başımı hafifçe salladım.
"Gel o zaman. Bir şey olmayacak inan bana."
Ona doğru birkaç adım attım.
"Aşağıda ne var?"
"Geçmişim..."
Elimi tutup beni yerin altına götürecek olan merdivenlere yönlendirdi.
"Dikkatli in. Ben arkandan geleceğim."
Merdivenleri ağır ağır inmeye başladım. Aşağısı kapkaranlıktı ve bu beni korkutmuştu.
Son birkaç basamak kala Hyunjin'e baktım. O benden biraz daha yukarıdaydı.
"Hyunjin burası çok karanlık. Korkuyorum."
"Korkma bebeğim in aşağıya."
Son basamaktan atlayıp kendimi zemine bıraktım. Karanlıktan küçüklüğümden beri çok korkardım. Merdivenlerin kenarına tutunup Hyunjin'in inmesini bekledim.
Sonunda o da indi.
"Gel bakalım."
"Hyunjin ben karanlıktan çok korkarım. Gelemem ki."
Yanıma yaklaşıp elimi tuttu.
"Karanlıktan korkuyorsan aydınlığın olurum. Bana tutunarak gelmeyi dene bebeğim."