Evin önüne geldim. Hyunjin'in oturduğu apartmanın tam önünde durdum.
Mesajlaşma sayfamıza girdim. Onu yanıma çağıracaktım. Sonra vazgeçtim ve arama tuşuna bastım.
İki kez çaldıktan sonra telefon açıldı.
"Felix'im"
Onunla ilk kez telefondan konuşuyorduk. Bedenini görmeden sesini duymak tuhaf gelmişti.
"Hyunjin şey ben şey seni özledim de"
Güldüğünü duydum. Gülerken ki halini gözümde canlandırdım.
"Sevgilim beni mi özlemiş bakalım. Şimdi senin kapına dayanmamak için zor duruyorum."
"Aslında şey ben senin kapına dayanmış olabilirim."
"Şey şey sen benim kapımın önünde misin şimdi?"
"Beni mi taklit ediyorsun sen?!"
"Şey niye taklit edeyim şey sevgilim"
"Ya Hyunjin gidiyorum ben!"
Telefonu kapatacağım sırada bir pencerenin açılma sesini duydum. Kafamı kaldırdığımda aşık olunası kırmızı saçları ve muazzam gülüşü ile pencereden bana bakan Hyunjin'imi gördüm.
"Hyunjin gelsene yanıma."
"Gelirsem öperim bak! Kaçmak yok ona göre."
"Söz veremem ki"
"Söz demişken benim sana sözüm vardı. Pıtı pıtı sana gelip öpecektim."
"Hyunjin annen duyacak bağırma öyle!"
"Duysun damadı değil mi sonuçta. Ha-Yoon'dan mı utanacaksın? Ama sormam hata sen benden bile utanmıştın."
"Hala utanıyorum yapma ya!"
"Ay tamam seni kaçırmadan geleyim yanına."
Başımı salladım. Pencereyi kapattı. Apartman bahçesinin duvarına oturdum.
Bir yandan parmaklarımla oynuyordum bir yandan da ayaklarımı sallıyordum.
Birkaç dakika sonra yanımda bir beden hissetmemle başımı kaldırdım. Kaldırdığım an dudaklarımda sıcak dudaklarını hissetmem bir olmuştu.
Kokusu başımı döndürmeye başlamıştı yine. Hyunjin'den bir hareket beklemiştim fakat dudaklarını dudaklarımın üstünde tutuyordu sadece.
Sonunda yavaşça çekildi. Yüzü hala yüzüme çok yakındı. Duvardan sarkan bacaklarımı iki yana ayırdı ve boşluğu kendisi doldurdu.
"Ha-yoon dediklerimi duymuş. Çocuğu arada bırak da nefes alsın dedi."
"NE?!"
Yüzüm yanmaya başlamıştı. Kıpkırmızı olduğuma emindim.
Yüzünü biraz daha yaklaştırdı.
"Aaa yukarı çıkınca söyleyim bir daha böyle şeyler söylemesin. Damadı ondan da kaçar sonra."
"Sakın söyleme ya. İyiyim ben niye kaçayım?"
"Hmm bu yanaklar niye domatese döndü bakalım o zaman?"
Elimi yanaklarıma götürdüm. Sıcacıktı. Alev alev yanıyordum resmen. Beni bu şekilde görmesini istemiyordum. Tüm yüzümü kapatıp beklemeye başladım.
Hyunjin elini bacaklarımın üstüne koydu. Yavaşça elini gezdirmeye başladı.
Kulağıma yaklaşıp fısıldadı.