Dakikalardır hareket etmeden ve konuşmadan duruyorduk. Başım hala Hyunjin'in göğsüne yaslıydı.
Kendimi o kadar huzurlu hissediyordum ki bu anı bırakmak istemedim.
Tekrar gözlerimi kapatıp kokusunu içime çektim. Onun kokusu her şeyden güzeldi.
Dudakları hala saçlarımın arasındaydı. Küçük öpücükler bırakıyordu sarı saçlarıma.
"Hyunjin..."
"Hmm?"
"Bu gece nereye gideceksin?"
Kasıldığını hissettim. Dudaklarını saçlarımdan çekmişti.
"Yanlış bir şey mi sordum Hyunjin?"
"Yanlış değil bilmeye hakkın var. Fakat şu an olmaz Felix. Sana bir gün anlatacağım söz veriyorum."
"Sen ne zaman istersen Hyunjin."
Rahatlayıp tekrar öpmeye başladı.
"Hyunjin..."
"Hmm?"
"Sen demiştin ya beni annenle tanıştırırsın diye. Bende desem mi? Yani bende bir gün annenle tanışabilir miyim?"
"Annemle mi tanışmak istiyorsun?"
"Hmhmm"
Omuzlarımdan tutup karşıma geçti.
"Seni sana layık insanlar ile tanıştırmak istiyorum. Ve annem öyle biri değil."
"Neden öyle dedin ki? Ben annene her gün seni dünyaya getirdiği için teşekkür ediyorum."
"Annem ise her gün beni dünyaya getirdiği için lanet ediyor."
Şaşkınlıkla ona baktım. Hyunjin mükemmel biriydi. Kim ondan nefret ederdi ki?!
"Ama birinin senden nefret etmesi imkansız" (evet imkansız antileri anlamıyorum nasıl nasıl😭)
Hyunjin eğilip yüzümü şefkatle okşadı.
"Senin o tertemiz dünyanı karartacak kadar kirli bir dünyaya sahibim. Bu yüzden annemi suçlayamam, benden nefret etmekte haklı."
Ne yaşadığını merak ettim. Nasıl bir hayata sahip olduğunu. Bana yumuşacık davranıyordu fakat diğer insanlara karşı çok sertti.
"Nasıl bir dünyaya sahipsin Hyunjin?"
"Felix bak, bunu daha önce kimseyle paylaşmadım. Benim için ne kadar zor olduğunu bilemezsin. Ama bir gün aşıcam hepsini. Sana her şeyi anlatacağım."
Hyunjin'i bu şekilde görmek canımı acıtmıştı. Onu daha fazla zorlamamak için başımı salladım.
"Hala annem ile tanışmak istiyor musun?"
"Evet ama sen ne zaman istersen o zaman tanışırız."
"Senin istediğin her şeyi yerine getirmek istiyorum galiba. Sonuçları ne olursa olsun."
Elimi tutup beni kaldırdı. Beraber el ele tutuşarak kapıya ilerlerken gerildiğimi hissettim.
Onun hayatından bir parça ile tanışacaktım. Bu beni çok heyecanlandırmıştı.
"Şey Hyunjin ben ya çok heyecanlanıp konuşamazsam."
"Zaten çok konuşmayız. Seni böyle bir insanla fazla muhatap etmek istemiyorum. Sen kendini germe bebeğim sakin ol."
Odadan çıkıp koridorda yürümeye başladık.
Koridorun sonundaki odanın önüne geldiğimizde Hyunjin durdu ve kapıyı birkaç kez çaldı.