"Hmm sen bana o kadar mı aşıksın bakayım?"
Aşık olunası gülüşünü bana bahşetti.
"Gülüşüne bak. Aşık olmamak elde değil..."
"O aşık olduğunuz gülüşün sebebi olmuşsunuz desem Lee Felix!"
Böyle gülüşünün fotoğrafını çeksek sergilere konu olurdu. Hyunjin bir sanat eseri kadar güzeldi...
"Helal olsun o zaman bana."
Beni tekrar kollarının arasına aldı. Kokusu burnuma doluyordu. Beni o kadar rahatlatmıştı ki.
Hyunjin'i size bir kelimeyle anlatsam "huzur" olurdu. Bana hissettirdiği şey tam olarak buydu...
"Hyunjin'im benim."
Diye mırıldandım.
"Ne dedin sen bakayım."
Beni karşısına alıp yüzüme şaşkınca baktı.
"Ne dedim ki? Niye öyle bakıyorsun?"
"Hyunjin'im dedin bana."
"Haa şey... o muydu ya"
"Ay dur çok heyecanlandım şu an."
"Ya Hyunjin abartma ama."
"Abartmam lazım hayır. Bundan sonra bana hep Hyunjin'im de olur mu?"
Gözlerimi kaçırdım ve parmaklarımla oynamaya başladım.
"Ya utanma söyle Felix'im."
"Ya sen böyle yapınca şey oluyorum ama Hyunjin'im."
"Senin o Hyunjin'im diyen ağzını öperim bak."
"Ya Hyunjin'im."
Ondan kaçmaya çalışırken beni tuttu.
"Ben bu fırsatı kullanmalıyım."
Dudaklarını dudaklarıma kapattı. Beni o kadar hızlı öptü ki bi an gerçekten nefes alamadım.
"Tamam tamam."
Gülerek ondan uzaklaştım.
"Her Hyunjin'im dediğimde bu şekilde davranacaksan hep işimiz var ama."
"Ne işimiz varmış bakalım?"
Keyifle bana bakıyordu.
"HYUNJİN!! Ben o anlamda mı söyledim yaa."
"Utangaç sevgilim benim."
Kolunu boynuma doladı. Birlikte merdivenlere doğru yürümeye başladık.
"Söylediğimi hala unutmadım. Burdan çıkınca dünyanın tripini yiyeceksiniz beyefendi."
"Gönlünü almayı da bilirim ama."
"Nasıl alacaksın ki, sende zaten."
"Ya sen çok güzel bir şey oldun ama böyle."
Saçlarımı karıştırdı. Gülerek merdivenleri çıkmaya başladık.
Sonunda dışarı çıktığımızda Hyunjin kapağı gizleyecek olan duvarın diğer tarafına geçti ve taşları eski yerine ittirdi. Duvar tekrar hareketlendi ve kapağın tam üzerine yerleşti.
"Hadi gidelim."
Yanıma gelip elimi tuttu. Beraber el ele ormanda yürümeye başladık.
Biraz ilerledikten sonra sonra ona trip atacağım aklıma geldi. Elini tutmak o kadar güzeldi ki bırakmak istemiyordum. Ama onun benimle eğlendiği gibi benim de ona yapmam lazımdı.