"Jisung...İsmin çok güzel."
Elini ensesine götürüp hafifçe gülümsedi.
"Teşekkür ederim."
Bende gülümsedim.
"Ee gecenin bu saatinde nereye gidiyorsun?"
"Hyungumun yanına."
"Hyungun mu? Seni çok tanımıyorum fakat kim olduğunu merak ettim."
"Minho hyung. O mükemmel biri. Tanıdığım en mükemmel insanlardan."
"Vayy ona olan hayranlığın gözlerinden okunuyor."
"Hayran olunmayacak gibi değil."
O sırada aklıma bir fikir geldi. Jisung ile ilk karşılaştığımızda oturup sıkılmadan derdimi dinlemiş ve yardımcı olmaya çalışmıştı.
Minho hyungun gerçekten böyle birine ihtiyacı vardı. Onun konuşmaya, anlatmaya ihtiyacı vardı.
Onları tanıştırabilirdim. Belki birbirlerine çare olabilirlerdi.
"Jisung yanlış anlamazsan seni Minho hyung ile tanıştırabilir miyim?"
Söylediğime şaşırmış olduğunu anlamıştım.
"Tanıştırmak mı? Aslında çok isterim."
Heyecanla cevaplamıştı. Onun bu haline güldüğümde utanıp başını eğdi.
"Yani benim çok arkadaşım yok. Yeni insanlarla tanışmak güzel geliyor o yüzden."
"Eminim Minho hyungu çok seveceksin."
Beraber yürümeye başladık. Biraz sessiz bir şekilde ilerledikten sonra çekinerek konuşmaya başladı.
"Hyunjin ile ne yaptınız? Aranız iyi gibi aslında."
Konu ondan açılınca kalbim hızlanmaya başlamıştı.
"Evet sorunları çözdük. Bunda yardımın çok büyük. Teşekkür ederim."
"Ben sadece sana yolu gösterdim. Önemli bir şey değildi."
"Benim için önemli. Beni dinledin ve yardım etmeye çalıştın. Bunun bendeki değerini tahmin edemezsin."
"İnsanları dinlemeyi severim."
"Biliyor musun Minho hyung da aynı böyle. Yani genelde hep dinleyen taraf o oluyor. Böyle olmasını istemiyorum bende onu dinlemek istiyorum fakat bu konularda hep kendini geri çekiyor. Sende öylesin bence."
"Bilmiyorum"
Diye mırıldandı.
"Sizi bu yüzden tanıştırmak istedim. Birbirinize hem anlatın hem dinleyin diye. Umarım iyi anlaşırsınız."
Sonunda Minho hyungun günlerini geçirdiği depoya gelmiştik. Depo her zamanki gibi kapkaranlıktı.
"Minho hyung! Ben geldim, Felix."
Deponun biraz daha ilerisinden gelen cılız fener ışığı yaklaşmaya başladı. Hyungumun küçük, zayıf bedeni görünmeye başlamıştı.
"Selam hyung."
Bize biraz daha yaklaşınca yanımdaki Jisung'u görmüş ve olduğu yerde durmuştu.
"Selam"
Jisung hafifçe elini kaldırmıştı.
Minho hyung yeni insanlarla tanışmayı sevmezdi. Yaşadığı şeyler yüzünden insanlara güvenemezdi.
Bu yüzden şu an Jisung'a tepki gösterebilirdi. Onu anlıyordum fakat benim yaptığım gibi o da korkularının üstüne gelmeliydi.