En başından beri yılmadan usanmadan söylediğim şey başıma gelmişti sonunda.
Bu adam kalbime zarar diyordum; elimi ayağımı titretiyor, kulaklarımı uğuldatıyor diyordum, kendimden geçiyorum dostlarım tutun beni diyordum da inanmıyordunuz ya hani sizi gidi kaltaksular!
Alın size kapı gibi kanıt!
"Ela'm? Kendine gel güzelim, lütfen." Kucağına da ne güzel yakıştığım kocam suratımı, canımı yakmaktan çok uzak darbelerle örselerken uykudan uyanır gibi açtım gözlerimi.
Bayılmayı hep merak etmişimdir, biliyor musunuz?
Karanlığa alışmış gözlerim, keskin ışık sebebiyle ani bir refleksle yeniden kapandığında Akif Yağız'ın telaşlı sesi kulaklarıma doldu. "Hayır hayır, Ela aç gözlerini!"
Ya kocam bir dur zaten beynim zıngıldıyor bir de sen bağırıyorsun kulağımın dibinde.
Yerine gelen bilincimle beraber yaz rüzgârının tenimi hafif hafif ısıran melteminden düğün salonunda olmadığımızı anlamıştım ama çok sessiz bir yerde de değil gibiydik.
Arabaların asfaltta kayarken çıkardığı sesler ne alakaydı?
"Eloşum hadi uyan aşkım, yeter bak beş dakikadır ayılmanı bekliyoruz ya." Feyza'nın mızmız sesini seçmemle kaşlarımı çatarken hemen peşinden gelen Emrah'ın tok sesiyle hareketsizce kocamın kucağında yatmaya devam ettim. "Yenge daha eve gidip yatsıyı kılacağım. Kurban olayım uyan da gidelim artık be."
Aşkım dur azıcık da boynunun şu tarafını koklayayım. Az daha eğil biraz da şuraya sürteyim burnumu. Yaklaş yaklaş kocam, elini korkak alıştırma yerim elini senin.
E bu fırsat her zaman elimize geçmiyordu sonuçta.
"Yavrum?" Canım kocamın saçlarımı geriye doğru iterek yüzüme doğru fısıldayışı ayıkan şuurumu yeniden kaybetmeme sebep olacaktı da haberi yoktu. "Hadi aç gözlerini güzelim benim."
Ay ay ay ay ay!
"Senin güzelinim dimi kurt bakışlım?" Bayıldıktan sonra gözlerini böyle açmayan da ne bileyim yani.
Hâlâ daha uzaktan gelen araba seslerini duyuyordum ve hâlâ daha nerede olduğumu anlayamamıştım. Anladığım tek şey ben kocamın göğsündeydim, Feyza ve Emrah da seslerini çok yakından duyabileceğim bir yerdeydi.
Nasıl yani şimdi Feyza ve Emrah da mı kocamın göğsündeydi?
"Yemin ederim şovmensin Ela." diyen Feyza'yı onaylayan bir mırıltı çıkarırken Emrah, Akif Yağız sanki onlar benim zihnimin hayal ürünüymüş gibi hiçbir karşılık vermeden benimle ilgilenmeye devam etti.
"Çok şükür," diye fısıldadı eli yüzümde dolaşmaya bile kıyamaz gibi nahifçe dururken. "İyi misin Ela'm? Hastaneye gidelim ister misin?" Bir yerden sızdığına emin olduğum rüzgâr, saçlarımı yüzüme üflediğinde güzel parmaklarıyla tutamlarımı yüzümden uzaklaştıran eli alnımı okşadı usulca. "Hım?"
Hastaneye değil kocam sana gidelim.
Hem artık evlilik teklifi de aldım hemen yarın evlenebiliriz.
Nasıl fikir?
"Ya ne hastanesi enişte allasen ya! 'Senin güzelinim dimi kurt bakışlım' diye gözünü açan biri sence nasıl hastanelik olacak kadar şuurunu kaybetmiş olabilir?" Feyza, Akif Yağız'a hitaben saçmalama istersen der gibi konuştuğunda bu kez gözlerimi şimşek hızıyla açıp çat diye doğruldum yârimin kucağında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prensesler De Ağlar | DÜZENLENİYOR
Chick-Lit❗️Hikaye düzenlemededir❗️ Onun adı Ela Sever ama siz kısaca Prenses de diyebilirsiniz. Ya da son muhafazakâr bükücü. Seçim size kalmış. Y/N: Prensesler De Ağlar isminde yazılan ilk ve tek hikayedir. İsminin ve/ya içeriğinin (ç)alıntılanması durumund...