Nasılsınız ballı lokmalarım keyifler yerinde mii? 🥳
İyi okumalar, satır arası bol yorumlar! 🤓
Sizi çok sefiyom muahhh 💋❤️🔥
Mert Demir - Ateşe Düştüm
🧚🏻♀️
Ölüm saati diye söze başlayan doktoru, aniden atmaya başlayan kalp ritimlerinin susturduğu bir film sahnesindeymişim gibi hissediyordum.
Masada yatan ölü, bendim.
Vadesini dolduran kalbim sessizce boynunu eğip köşesine çekilmişti onun yokluğunda, adeta attığını hissedemeyeceğim kadar soluk ve hevessizdi vuruşları; ta ki onu karşımda görene kadar.
Bir defasında bana küçüklükten beri doktor olmayı istediğinden bahseden Akif Yağız'a, bir doktorun yapamayacağı şeyi yalnızca varlığıyla yapabildiğini söylemeyi ne çok isterdim.
Usul usul yürümekle başlayıp sonra zemini parçalaya parçalaya koşmaya evrilen adımlarıma bu komutu veren kalbimdi. Çünkü beynim hâlâ onun burada, kanlı canlı karşımda duruyor oluşunu idrak edememişti. Bu yüzdendir ki alık alık bakmaktan başka hiçbir şey yapamıyordu gözlerim, yaş bile akıtamıyordu inanabiliyor musunuz?
Kendisine koştuğum bir hayal miydi yoksa gerçeğin ta kendisi mi, bunu açıklığa kavuşturmaktan başka bir fikre yer verilmedi zihnimde. Koştum, koştum, adımlarımı bir türlü ona vardırmayan mesafelere sövüp durdum. Nihayet tam önüne geldiğimde, gece çökse bile benim siyahını tüm diğer siyahlar içinden seçebileceğim göz bebeklerinde kendimi buldum.
"Buradasın," dedim nefes nefese, konuşan ben miydim, ağzımdan çıkan kelimeler benim miydi bilmeden. Gümbür gümbür çağlayan kalbime, hızlıca inip kalkan göğsüme elimi koyup durultmayı bile beklemeden dudaklarımı ıslattım. "Beni seçtin, bizi seçtin."
Titrediğini görmesem anlamayacağım ellerimi yüzüne götürdüğümde teninin sıcaklığını alan tenim, idrakime vurulmuş mührü çözüverdi ve ben, işte tam o an rahat bir nefes alabildim. Haftalardır soluyup durmam, bir çiçeğin fotosentez yapmasından farklı sayılmazken şimdi nefes alıyordum.
Kaderime saydırmadan, şu göğsüm sıkışmadan nefes alabiliyordum, bunun anlamını biliyor musunuz?
"Ela'm." Yirmi iki günün ardından duyduğum sesi, sol gözümden bir yaşın dökülüp tenimde usulca kaymasını sağladığında yanağıma yasladı elini; hasretin büyüttüğü gözyaşımı soğuk parmaklarının merhametiyle durdururken büzüldü dudaklarım. "Sen, bir seçenek olamayacak kadar ruhumdasın benim. İnsan hiç ruhu olmadan yaşayabilir mi?"
Parmak uçlarımda yükselerek kollarımı boynuna dolayışım, saniyenin üçte biri kadar kısa bir sürede gerçekleşirken, yüzümü gömdüğüm boynunu öpen gözyaşlarımı tutmak imkânsızdı. Öyle uzun zamandır bekliyordum ki bu anı, sanki kollarım onu sarmak; ayaklarım ona koşmak ve yüzüm ise onun boynuna gömülmek için yaratılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prensesler De Ağlar | DÜZENLENİYOR
Chick-Lit❗️Hikaye düzenlemededir❗️ Onun adı Ela Sever ama siz kısaca Prenses de diyebilirsiniz. Ya da son muhafazakâr bükücü. Seçim size kalmış. Y/N: Prensesler De Ağlar isminde yazılan ilk ve tek hikayedir. İsminin ve/ya içeriğinin (ç)alıntılanması durumund...