GE🕯️24.Bölüm

29 1 0
                                    

Gözlerimi ovalarken, uykumu kovmaya çalışıyordum. Öyle çok uykum gelmişti ki ama uyuyamıyordum. Uyutmuyordu. Buna izin vermiyordu.

''Zach, biraz uyumak istiyorum.'' Bir şeylerle uğraşan Zach, bana bir bakış attı. Ona masum bakışlarımla baktım. Uyumadığım üçüncü günümdeydim. O gün uyuduğum günü saymazsak beşinci günüm olacaktı. Artık gözlerim tamamen yok olmuştu.

''Uyumaman lazım.'' Ayağa kalkıp, bana doğru geldi. Yanıma oturduğunda ona yer açtım. Esnerken elimi ağzıma attım. Uyumam lazımdı kesinlikle uyuman lazımdı.

''Biraz kestirsem?'' Başını olumsuz anlamda salladı. Oflayıp önüme döndüm. Onun bana baktığını görebiliyordum. Ona dönmedim. 

''Uykunu kaçırmak için bir şeyler yapabilirim.'' Bakışlarım tekrar ona döndü. Eli boynuma doğru gitti ve arkamı dönmemi sağladı. Omuzlarıma masaj yapmaya başlarken şaşkınlıkla ona baktım. ''Belki de daha ileriye gidebilirim.'' Elleri omuzlarımdan belime gitti ve giydiğim elbisenin fermuarını aşağı indirdi. 

''Ne yapıyorsun?'' Ondan hızlı bir şekilde uzaklaştım. Yaklaşmaması gereken sınırları bilmesi gerekiyordu.

''Ne yapıyorum?'' Ayağa kalkıp bana yaklaştı. ''Benim olanı tamamen benim yapmak istiyorum.'' Ondan uzaklaşmak adına geriye gittim. Bunun olmasına izin veremezdim. Bunu yapamazdı.

''Öyle bir şey olmayacak!'' Güldü. Hatta kahkaha attı. Sırtım duvara değerken ellerim duvarı yokladı. Bir gizli kapı olsun da buradan kurtulayım istedim.

''Neden olmasın.'' Bana biraz daha yaklaştı. Gözümden bir damla yaş düştü. Korkuyordum. Burada bana bir şeyler yapsa engel olamazdım. Engel olmak istesem de olamazdım.

''Yapma.'' Dinlemedi. Beni sıkıştırdı. Elleri vücudumda gezerken gözlerimi sımsıkı kapattım.

''Çok güzelsin.'' başımı olumsuz anlamda salladım. Elleri fermuarı açılan elbisemin omzuna gitti. ''Vücudun çok güzel.'' bir hıçkırık dudaklarımdan koptu. Elbisemin omzunu usulca kaydırdı. Elbise yavaşça aşağı düşerken, sadece ağladım. Ona engel olamadığım için ağladım. Önünde yarı çıplak kalsam da ağladım.

Bedenim de titriyordu. Elleri yavaşça vücudumda gezindi. Gezindiği yerler alev aldı. Vücudumdan çıkan alevi hissediyordum. 

Vücudum yanmıyordu, ben yanıyordum.

Bir hıçkırık daha dudaklarımdan kaçarken bana biraz daha yaklaştı. Dudakları boynuma değerken, elimi karnına koydum. Böyle yaparak belki de onu uzak tutmaya çalıştım ama sadece bir beklentiydi. Küçücük dokunuş onu uzak tutmazdı.

Dudakları gezinirken yutkundum. O an beynim bir şeyleri kavradı. O benim nefret ettiğim adamdı. Benim ailem Zerius gezegenindeydi. O benim nefret ettiğim biriydi. Dudakları göğsüme doğru ilerledi. Yutkundum. Bir şeyler yapmam lazımdı. Ona bu kadar çabuk teslim olamazdım. Ben güçlüydüm. Buna boyun eğemezdim.

Eli iç çamaşırımın kilidine giderken, derin bir nefes aldım ve içimdeki bütün enerjiyi elime yükledim. Elime yüklenen enerji ile ona dokununca çığlık atarak geriye çekildi. Şaşkın bakışlarını bana çevirdi. Titremeyi durdurmaya çalıştım ama olmadı. Yine de dik durdum.

Korkusuzca ona baktım. Bana bir adım yaklaşmaya çalışınca elimi kaldırdım ve rüzgar gücünü aktif ettim. Geriye doğru fırlarken kendini son anda duvara çarpmaktan kurtardı. Gözleri bana döndü. Gözlerinde bir alev topu oluşurken, vücudu da alev aldı. Korkmuyordum. Korkmak istemiyordum.

Elini bana doğru uzattı ve kendimi bir anda havada buldum. Evet, şimdi korkabilirdim. Beni kendine doğru yaklaştırdı. Alevin sıcaklığını hissedebiliyordum.

GECENİN EFENDİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin