GE🕯️16.Bölüm

102 16 11
                                    


🧚🏻‍♀️

Yer ve Gök yer değiştirirken, evrenler kendi etrafında dönmeye başladı. Sanki birisi gezegenlerin sıfırlama düğmesine basmıştı ve hepsi yeniden çalışarak devreye giriyordu. Önce Venüs, daha sonra Jupiter resetlendi ardından diğer gezegenler. O gezegenlerin arasında Zerius ve Karius gezegenini de gördüm.

Zerius, etrafı yeşilliklerle ve mavilerle Dünya gezegenine benziyordu ama arasındaki tek fark; gezegenin etrafında beyaz kuşlar uçuyordu.

Karius ise; Zerius'a uzak bir gezegendi. Zerius'un aksine etrafında yeşillik yerine sonbahar havası vardı. Mavilikler yerine ateş lavları vardı. Etrafında uçan beyaz kuşlar yerine, siyah ve kırmızı ejderhalar vardı.

Birden evren döndü ve içinde bulunduğum gezegen beni geriye püskürttü. Boşluğa düşerken çığlığım kendi içime kaçtı. Atmosferde savruldum. Atmosferde ateş oldum ve Dünya'ya doğru yol aldım.

Karanlık beni esir aldı ardından beni fırlattı. Karanlığın içinden çıkınca karşımda direkt babamı gördüm. Babamın korku dolu gözleri karşılamıştı beni.

"Uyandı." babamın mutlulukla çıkan sesiyle etrafa yavaşça baktım. Yatağımda yatıyordum. Yanımda annem ve babam vardı.

"Baba." dedim olanları anlamak için. Bakışlarım cama kaydı ve dünkü görüntüler gözümün önüne gelmişti.

Onun mavi gözleri gözlerime bakıyordu. Ellerini önce yanağımda sonra boynumda hissettim. Göğsüme değen eli ile içimdeki hafiflik hâlâ beni esir alıyordu. Elim kalbime gitti. O an boynundaki eksikliği fark ettim ve hızla boynumu aradım.

"Kolyem!" telaşla ayağa kalktım ve yere baktım. Kolyem yoktu. "Baba kolyem!" Babam bu korkuma korkuyla baktı. Böyle telaşlı bir şekilde hareket etmem onu şaşırtmıştı. Buna bende şaşırmıştım. Sonuçta olanları biliyordu nasıl bu kadar güzel rol yapabiliyordu?

"Sakin ol düşürmüşsündür." babam benimle ayağa kalkıp, etrafa baktı. Bende yatağın altına falan baktım. Kolyem yoktu. Bu nedensizce gözlerimin dolmasına neden oldu. O kolye benim için çok değerliydi. O kolye sayesinde Karan'a ulaşıyordum.

"Baba kolyem kaybolmuş." Ağlamaklı çıkan sesimle babamın gözlerinin içine baktım. Babam yanıma gelip, elimi tuttu.

"Tamam yenisini alırız." Yenisi yoktu. Belki de vardı ama benim için yoktu. Onun değeri vardı. Onu Karan vermişti ve boynuma o takmıştı. Bir kolyeye güzel bir anlam yüklemiştim.

"Sevdiğim bir arkadaşımın hediyesiydi." Gözümden bir damla yaş akarken, babam elini gözyaşıma götürdü ve o yaşı sildi. Anneme kaydı gözlerim. O da telaşla cama bakıyordu.

Baktığı yere baktığımda hiçbir şey görememiştim. Dün gece orada siyah bir siluet vardı ve o siyah siluet insana dönüşmüştü.

Elimin birini babamın elinden çekip, boynuma götürdüm. Kolyemi almıştı. Benden kolyemi almıştı. Hissettiğim boşluk bu olmalıydı.

"Tom, bir şey konuşabilir miyiz?" Annem babama seslenince babamla birlikte anneme baktık. Annem gözlerini camdan alıp, babama döndü ve gözleriyle mesaj verdi. Babam anında anlayınca, bana döndü ve elini yanağıma koydu.

"Güzelim güvendesin sakın korkma. Biz hemen geleceğiz." Ne kadar güvende olsam da kendimi öyle hissetmiyordum. Sanki kolyemle birlikte benden bir şey daha almıştı. İçimden bir ses bu kolye işinin çok kötü yerlere gideceğini söylüyordu.

Babam ve annem odadan çıkarken, cama gittim ve dışarıya baktım. İnsanlar yağmurda arabalarıyla yoldan geçiyordu. Tek tük insanlar vardı. Bu kasaba da insanlar nadir sokağa çıkardı. Özellikle yağmurlu günlerde.

GECENİN EFENDİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin