GE🕯️10.Bölüm

118 17 6
                                    



"Bence artık susmalısın!" Karan masadaki meyveyi elini kıpırdatmadan, Karl'a fırlattı. Bu beni güldürürken bir yandan da ona katılıyordum. Cidden başımızı şişirmişti.

Karl kendine çarpmakta olan meyveden son anda kurtulup, Alec'in yanına oturdu. Meyve tabağındaki bir elmayı alıp, ısırdım. Elma şeker gibiydi ve bu elmaya olan aşkımı daha da kabarttı. Elma sevmeyenin damak tadını gerçekten merak ediyordum.

Ben elmayı büyük bir iştahla yerken bir kaç gözün üzerimde olduğun hissettim. Elma dişlerimin arasında öylece kalırken, onlara ne oldu der gibi baktım. Karan gözlerini kocaman açmış bakıyordu. Rick gülüyor diğerleri boş bakışlar atıyordu.

"Ne oldu?" artık dayanamamış sormuştum. Böyle bakmalarının sebebini merak ediyordum.

"Elmanın tadı nasıl?" Karan'in sorduğu soru ile elimdeki elmaya baktım. Elma güzeldi.

"Güzel." ona tereddütle baktım. Neden böyle bir soru sorduğunu gerçekten merak ediyordum.

"İyi afiyet olsun." o an aklıma takılan şey ile önce elmaya sonra ona baktım. Hayır hayır bu da onların şu kanlı enerji depoladıkları şeylerden değildir. Bunu kaldıramam.

"Lütfen bana bunun şu kanlı şeylerden olduğunu söyleme."

"İyi demiyorum." gözlerimi kocaman açarak, elimdeki elmayı fırlattım. Elimi ağzıma götürüp, koşarak banyoya koştum. Bunu kaldıramazdım. Klozetin kapağını açıp, bütün içimdekileri boşalttım. Evet, bu kez ciddi ciddi istifra etmiştim.

"Bir daha bu evde bir şey yemeyeceğim!" klozete doğru eğilip, bağırmıştım. Sesim evin içinde yankı yaptığına emindim. İşim bitince ağzımı yıkayıp, erkeklerin yanına geçtim. Bana gülerek baktıklarında gözlerimi kısıp, onlara baktım. "Ya siz vampir misiniz?" bunun cevabını merak ediyordum. Yarı vampir  olmalıydılar aksi taktirde bu kan türü şeylerin olması saçmaydı.

"Değiliz ama kan iyi enerji veriyor." sonra aklıma bir şey geldi. Bu neyin kanıydı? İnsan kanı düşüncesi aklıma gelince tekrar midem bulandı ama az öncekileri çıkardığım için rahattım.

"Bu soruyu sormayacağım ve sizde cevap vermeyin." kendimi sandalyeye attım. Bu düşünceler kafamın içinden bir türlü çıkmıyordu. Umarım bende böyle şeylere muhtaç olmazdım. "Benim kanatlarım hangi renk?" başka konuya geçmek istediğim için böyle bir soru sormuştum. Kanatlatımın rengini merak ediyordum. Acaba onların ki gibi siyah mıydı?

"Bilmiyoruz ki. Şifacıların kanatları farklı renklerde oluyor. Yani parlak bir renk olur büyük ihtimal." parlak bir renk mi? Acaba dizilerdeki periler gibi pembe olur mu? Winx dizisindeki gibi periler gibi mi olur acaba. Merak beni esir almıştı.

"Ne zaman kanatlarımı göreceğim." kanatlarımı hemen görmek istiyordum. O kadar merak ediyordum ki....

"İstediğin zaman görebilirsin." bu gözlerimi kocaman açmama neden oldu. Hemen şimdi bunu öğrenebilirdim. Aklıma gelen fikirle hızla ayağa kalktım.

"Şey beni odama ışınlayabilir misin?" Karan kaşlarını çatarken, bunu neden yapması gerektiğini sorguluyordu. Tabii hâliyle bende sorgulardım. "Şey ben kanatlarımı çıkarırken, anı olsun diye videoya almak istiyorum. O yüzden üzerime güzel elbiselerimden giymek istiyorum." bana garip garip baktıktan sonra diğerlerinde göz gezdirdi. Bende onlara baktığımda onlarında garip garip baktığını gördüm. "Ne?" niye böyle bakıyorlardı? Hiç mi hayalini yaşamak isteyen biri görmediler.

"Abicim kanatların kamera da görünmez." Alec, bunu söylediğinde bütün hevesim gitmişti. Ne demek kamerada görünmüyordu! Bir süre hepsinde gözlerimi gezdirdim, ardından koltuğa geri oturdum. Kollarımı birbirine bağlayıp, dudaklarımı büzdüm. Bütün hayalim yerle bir olmuştu.

GECENİN EFENDİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin