GE🕯️13. Bölüm

107 14 23
                                    


"Gözlerini açıyor!" Tanıdık bir sesle gözlerimi zorla açarken, midem bulanmaya başlamıştı. Mide bulantım çok olmasa da bu hissedilir derecedeydi.

"Sam." Alec'in sesini duyduğum da başımı oraya çevirdim. Hemen yanı başımda onu görünce ufak bir gülümsemeyi dudaklarıma koydum.

"Abi." bir an durdu ve duyduğu şeyi kavramaya çalıştı. Ona ilk defa abi demiştim. Onu kabullenmiş ve hayatımın kapısını ona açmıştım. Benim için nasıl endişelendiğini o görüntülerde görmüştüm.

O sırada aklıma gelen şey ile başımı etrafa çevirdim. Tanıdık ev ile biraz hayal kırıklığına uğradım. Sarayda değil, çocukların evindeydim.

"İyisin, yaşıyorsun." Rick konuştuğun da başımı olumlu anlamda salladım ve elimi herhangi birine uzattım. İlk tutan Alec olmuştu. Ondan destek alarak doğruldum ve hepsinde gözlerimi gezdirdim. Hepsi gözlerimin içine umutla baktı.

"Ben ne olduğunu hatırlamıyorum." Neden bu durumdaydım bilmiyordum. Neden yaralandım, nasıl yaralandım hiçbir şey bilmiyordum.

"Annem seni iyileştirirken, zihnindeki kötü anıları yok etmiş belli ki." 

"Sizi gördüm." onları o görüntülerde görmüştüm. Benim için nasıl korktuklarını hissetmiştim. "Kraliçe Cora'yı ve Kral Arthur'u gördüm." içimde onlara karşı bir özlem vardı. Daha önce sevgisini hissetmediğim ailemi özlemiştim.

"Seni Zerius'a götürdük ama nefesin yerine geldiğin de zarar görme diye buraya geri getirdik." sonra durdu ve gözlerimin içine baktı. "Annem seni tamamen istediği için orada nefes almanı sağlayacaktı ama onu engelledim. Kararını kendin vermen gerektiğini düşündüm." bu şekil düşünmesi hoşuma gitmişti. Orayı seçsem bile buradaki ailem ve arkadaşım Izzy ile vedalaşmam gerekecekti.

"Bu şansı bana verdiğin için teşekkür ederim." Bir gün sizi tercih edeceğimi biliyorum ama o zaman geldiğinde burada veda etmem gereken insanlar var." sonra aklıma gelen şey ile duraksadım. Justin benim kuzenimdi onu hep görecektim. Babam ve annem savaşçıydı ve anladığım kadarıyla liderdi. Liderlere Zerius'a girme hakkı verilmişti. "Dünyadaki ailemle ilgili bir gerçek öğrendim." Hepsinin tepkisine baktım. Bir tepki vermeden duruyorlardı. Benim ne gördüğümü ne bildiğimi az çok biliyorlardı.

"Yeni iyileştin, kendini kasma. Bildiğin gerçekleri iyi olduğun da aç." Başımı olumsuz anlamda salladım. O gerçekleri söylemeyecektim. Zerius'a gitmeyi kabul edeceğim zaman konusunu açacaktım. Şimdi söylersem aramıza bir soğukluk girecekti ve ben onlardan kopmak istemiyordum. Onlar benim ikinci yarım gibi bir şeydi.

"Oradayken Kraliçe Cora ve Kral Arthur ile tanışmak istedim. Bunu hâlâ istiyorum ama zamanı var." Alec başını olumlu anlamda salladı. "Eve gitmek istiyorum." Başını olumsuz anlamda salladığında ona kaşlarımı çatarak baktım.

"Başına gelen durumun farkında değilsin." Gözüyle alt kısmını gösterince başımı eğip, üzerime baktım ve gözlerim kocaman açıldı. Ellerimle önümü kapatıp, ona baktım.

"Neden yarı çıplak duruyorum?" Üzerimde sadece parlak bir iç çamaşırı vardı. Neden bu hâlde olduğumu anlayamamıştım. "Tişört yok mu?" Etrafıma baktım ama herhangi bir şey göremedim.

"Bulsan bile giyemezsin. Kanatlarının tam yerine yerleşmesi lazım." Kaşlarımı çattıp, sırtıma bakmaya çalıştım. Kanatlarımın yarısının dışarıda olduğunu gördüm. Bu halde asla eve gidemezdim. Ne kadar bunu anlasalarda ben onların ne olduğunu bildiğimi söylemeyecektim.

"Ben böyle mi kalacağım." Yarı çıplak bir şekilde denize girmiştim ama şimdi bu şekilde beş erkeğin arasında olmak utandırıyordu.

"Utanmana gerek yok, biz senin sadece yüzüne bakıyoruz." Dylan, açıklama yaptığın da hiçte rahatlamadım.

GECENİN EFENDİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin