Oturur pozisyona girip adama baktım "sende e kimsin" deyip üstümdeki çarşafı ona fırlattım "ilk üstünü kapat" başını aşağıya eğip bir altına birde çarşafa bakıp kendini sardı "shay benim igor" aman tanrım şaka yapıyorsun "siktirrrrrrr igor sen insansın" başını olumlu anlamda sallayıp yere çöktü "evet koku aldım eşim burada şuan onu bulmam lazım" deyip tekrar yukarı kalktı yavaş yavaş adım atmaya dengede durmaya çalışıyordu " bekle igorr bu şekilde gidemeyiz ilk sakin ol üstüne birşeyler giydireyim kızı korkutmayalım" aşağıya gözüm ilişti hemen kaldırıp başımı yürü işareti verdim kocamın ki daha iyi demekten kedimi alamadım igoru odaya yönlendirirken " drake beni çok değiştirdi çokk" dedim seslice
Ona kıyafetler seçerken kapıdan bize bakan korkutucu bir adamla karşılaştım ne ara gelmişti bu ellerimi havaya kaldırıp " sen sormadan hızlıca söylüyeyim o igor ve eşini bulunca insan oldu, tamm ben çıkıyorum ona birşeyler bul çıplak gezmesin" deyip yanından kaçarken " gördün mü" anlamaz işaretle kaşlarımı kaldırıp sessizce dudaklarına yaklaşıp "neyi kocacım" dedim " benimle oynama" gözleri adamın alt tarafına ilişince siktirrrrrrr evet desem bir dert hayır dersem daha kötü" kocacım görmedim hemen çarşafı attım hem seninki her zaman favorim" deyip kahkaha atım yanından kaçtım bu iş bitince vajinamdan çıkarıcak hıncını vahşi ejderham benim dedim sinsice gülümseyerek,
Drake suratı beş karış ondan biraz kısa olan alfa erkeğimiz igor ile bana doğru geldiler onlar çıkmadan emily yardımıyla bende üstümü giyinmiştim kapıdan çıkan dört kişi ki gözler igordaydı aman tanrım kızların salyalarına bak " emily sence amcam mı igor mu yakışıklı" yanaklarını şişirip " shay iyi de bir öğrendin amcanla beni bir daha birşey yaşadığımdan anlatmıycam" deyip kolumu kıstırdı gülerken yandan kocama baktığımda bana bakıyordu yok artık "igoru mu kıskandın sen" dedim drake e"eğer biraz daha onun adını ağzına alırsan igor eşini bulamadan ölücek karıcım " tehditkar sözleriyle gülümseme mi durdurup elimle ağzımı kapattım yandan emily kıkırdadı" kralım siz çok yaşayın " dedi emily e yandan bakış atıp başımı dik tutup yürümeye başladım aniden duran igor burnunu havaya dikti" aşağıda " hmm hizmetçi mi yani
Sarayın etrafında dönüp dururken hades ve myth i havada uçuyor chery de bize katılmak için koşuyordu" drake çok kalabalığız bu şekilde gidersek kızı korkuturuz " başını salladı" chery emily siz burada bekleyin kızı korkutmayalım şimdi biz olayı kıza anlatıp gelicez o zaman yeni arkadaşımızla tanışabilirsiniz "dedim üç kişi olarak devam ettik hizmetçiler in bulunduğu yer daha farklıydı yerde ara ara kahve tonda bir halı lavicivert ve pembeyle süslenmiş hizmetçi kıyafetler i ile renkli bir ortam olmuştu bizi her gören selam verip yere eğiliyordu igor durup en köşedeki odaya doğru yürümeye başladı elleri titriyordu " eş eş eş eş" deyip sayıklıyordu kapıyı igor açmış içeride uyuyan kıza bakıyordu.
Seslere uyanan kız güzel gri gözlerini açtı " piyaa" sersemlemiş ifadesiyle aniden ne olduğunu anlayıp hemen yere çöküp selam verdiBenim yerime igor hemen önüne atlayıp kafasını tuttu " eşim ayağa kalk" beyaz yüzü kızarırken ellerini hemen igorun ellerinden çekti hırlayan igor kızın kendini bir adım geri gidip titremeye başlamasıyla durdu kendim igora yaklaşıp " igor siz dişarda bekleyin ben konuşayım anlatayım herşeyi olur mu" avuçlarına bastırdığı tırnakları yere kan damlartırken hala kıza bakıyordu " igor emrediyorum bizi dişarda bekle" dedim bu tonu kullanmak istemesemde şimdi durdurmazsam kızı daha çok korkuturdu neden Piya olmak zorundaydı ki o saf ve ürkek bir kızdı tanrıların bildiği birşey var diyerek dişarı çıkan eşleri bir kenara bırakıp "Piya otur lütfen" olabildiğince nazik çıkarmaya çalışan sesimi ve oturan piyayı göz hapsine aldım oturunca ona dönüp "piya nasılsın en son seni Kral için çalışırken gördüm" gözlerinde yaşlar süzülürken. " neden ağlıyorsun" bana sarılan kızla onun sırtına sarıldı kollarım aniden kasıldı " ben hık çok üzgünüm" katıla katıla ağlarken sskinleşmesini beklemek zorunda kaldım göğsümden yüzünü çıkarıp gözyaşlarını silip " ne olduysa hepsini anlat bana" başını yanlara sallayıp korku içinde gözlerini büyüttü " sen yalnız değilsin piya artık ben varım bir sorun yaşadığında beni bulmalıydın" sessizleşen kız ağzını açıp " ama senin problemlerin daha çok bunlar için seni rahatsız edemezdim" ah meleğim kollarıma alıp sırtına gelen ellerimle yavaş yavaş sevdim her dokunduğumda da kasılıyordu " sorun değil piya şimdi bana herşeyi anlat başta neden sürekli kasılıyorsun " gümbürtü ile kapı kırılınca " neler oluyor" dedim " kan kan kokuyor eşim kan koyuyor"tekrar transa girmiş igor ile piya yı döndürüp sırtına baktım bu kıza ne olmuştu böyle " ben ben" diye kekeliyen kıza bakıp sırtını açtım yer yer yarılmış bıçak yer yer yarılmış kırbaç izleri ile gözlerim doldu eşim çıldıran igoru zapt etmeye çalışınca son çare güçlerimi uyguladım" xatsa ivy" igor u zar zor sarmaşıklar sararken ayağa kalkıp igora yaklaştım " igor sakin ol eşini iyileştiricez ve eşine kim bunu yaptıysa söz veriyorum cezasını sana bırakıcam" dönüp kızı yüz üstü yatırdım daha önce iyileştirme yapmamıştım ama Piya yı sürekli acı çekerken görmek istemiyordum ellerimi açık yaralı sırtına koyup "Na wò abiwo nahaya" dedim elimden aşağıya düşen minik minik ışık ardından bitki yaprakları yarasını kapladı gözlerimi kapatıp konsantre olmaya çalıştım kitaba, beynim de yanıp sönmeye başladı ilk sonra daha güçlü bir ışık alıp söndü gözlerimi açıp bakınca sırtında tek bir çizik yoktu sadece daha önce akan kanı vardı kızın yüzüne çevirdiğimde uyuyordu hafif tebessüm edip kocama döndüm " başardım kocam" dedim yanıma gelip saçlarımı karıştırıp " zaten yapamıyacağını hiç düşünmemiştim" dedi gururla doldum
İgordan sarmaşıkları çekip " igor eşini kucağına al ve sessiz odaya kadar beni takip et" dedim bu sefer ejderha boyutunu kullandık hem hızlıydı hemde piyayı şuan görmesinler diyeydi.
Sessizlik odası rahatlatıcı bir yerdi burada onunla konuşabilirdim. Saatler geçmişti igor gözlerime üzgün üzgün bakıyordu" igor tamam onu uyandırıcam ama kapı dışında bekle ona sizi anlattıktan sonra gelip eşinle sevgini paylaşabilirsin " dedim çıkan adama bakıp kafamı yanlara salladım yatağa yaklaşıp" piyaa piyaa " dedim ellerimi saçlarına atıp sevmeye başladım yavaşça gözlerini açan kız" kraliçem " başını sevip" artık kraliçe deyip kendini yorma abla diye bilirsin " dedim gülerken" yüzüme bakan masum kıza yaklaşıp " Piya benim ve Kralının nasıl eş olduğunu biliyorsun dimi" başını salladı " ımmm sırtım neden ağrımıyor" deyip konuyu değiştirdi anlatmalıydım yoksa igor ile başımız belaya girecekti " ben şifa perisiyim seni iyileştirdim" deyip " şimdi hiç sen soru sormadan konuyu anlatayım ben" başını salladı aşağıya baktı elleri ile oynamaya başladı ince bir ses duyuldu " o benim eşim dimi" gözlerine bakıp " anladın mı çoktan farkettin mi" başını salladı " kraliçe ben aslında tilkiyim sarayda onun kokusunu almıştım" tilki mi şaşkın bakarken " eşimi çağırırmısın kapıda beklemesin anlatıcaklarımı bilmesi lazım" bu kadar çabuk kavramasına şaşırmıştım o kadar ki buz olmuştu elim anlaşılan o da hayvan ruyu olduğu içindi ama nasıl bir tilkiydi soru işaretleri ile kapıyı açar açmaz dibime giren igor başını sallayıp" duydum dinlemeliyim " dedi bir adım geri çekildiğim de igor eşini alıp sardı kendi kendime ben bile bu kadar çabuk adapte olamamıştım diye geçirdim koltuğa oturup piyaya baktım " kraliçem ben yarı tilki ruhluyum doğumum hasarlı olduğu için ormandakiler beni kabul etmedi ailem en sonunda insanlara daha yakın olduğu mu söyleyip insanların bölgesine bıraktı. Beni bulan insanlar ilk dilenci olarak çalıştırdı "sanki o anları yeniden yaşıyor gibi gözleri uzağa dalıp gitti ve gözlerinden yaşlar akmaya başladı igor dayanamayıp saçlarını öpmeye başladı" sonra biraz büyünce beni başka birine sattılar orada temizlik yapıp hanımefendiyi giydiriyordum benden birkaç yaş büyüktü arkadaş gibiydik bir kaç sene sonra nişanlandı o adam bana dokunmaya çalışırken bağırma sesleri mi duyup bizi gördü beni kırbaçlatıp babasına verdi sonrası buradayım işte kralla hizmet ettiğimiz günü biliyorsunuz "başımı salladım" aynı gecesi kral hepimiz kovdu ben ne yapıcağımı bilmezken marta beni kollarımdan tuttuğu gibi ikinci prensese götürdü ilk herkesin ağır işlerini yapıyordum sıkıntı yoktu sonra ceza aldığı zaman hık hık " gözleri daha da çok yaşarırken sabırsızlıkla bekledim gözümü nefret ve kin bürümüştü onunla hesabımı daha kesmemiştim sırasını bekliyordu belli ki gelmişti" bir kaç güne yaralarını iyileştirdikten sonra size lanet okumaya başladı sizi korumak için konuştuğumda bizi gören hizmetçiler den biri araya girip sizin arkadaşınız olduğu mu söyledi, beni iki kadına tutturup günlerce dövdü kırbaçladı sırtımı ben yeniledikçe daha çok eşiyordu bıkmadan usunmadan haftalarca küçük bir yere kapatıp gidip gelip işkence etti en son ben dayanacak gücüm kalmayınca beni dişarda bir doktorun kapısının önüne attılar kendime geldiğim bir kaç gün iyi bakıldım sonra saraya döndüğümde beni buldunuz " derken gözlefi şişmiş ve kızarmış tı" igor sen eşinle burada kal bir kaç gün sonrasın da sana söz verdiğim gibi olucak " dedim ve dışarı çıkarken gözlerim yanıyordu emily ve bana yaptıkları şimdi de suçsuz Piya avuçlarımı yumruk yapıp gözlerimi kapatıp açtım ve eşime doğru gitmeye başladım içimden lanetler okuyordum
Miranda bu sefer kurtulamıyacaksın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha Kralının eşi
Viễn tưởngMyrdal ülkesinde yaşayan bakire küçük bir köle acımasız hayatından sürüklenerek görkemli bir hayatın içinde bulur kendini ve o ülkenin kralı yüzyıllardır eşi ni aramaktadır "Immmmmm evettttt lütfen daha hızlııı"