Kucağımdaki minik eşimi sarıp sarmalamak bırakmak istemedim bir tek o vardı benim için..
Yüzüme her baktığında bireyler istediğini biliyordum mesela şuan kanımı istiyordu daha yeni yeni bütün oluyorduk bu yüzden birbirimizden ayrılmamamız ve bütünleşmemiz gerekiyordu mühür bunu bekliyordu minik eşim bunu bilmediği için içgüdüsel olarak davranıyordu herşeyi tek tek açıklamam gerekiyordu
Yavaş yavaş bilmek istediklerini söyledim ama hala tatmin değildi normalde yeni bulduğum eşimi bırakmamam lazım dı ama bu olayları sindirmesi için zamana ihtiyacı vardı insanlardan farklıydık ve bir anda değişen hayatı onu etkilemişti Eşimi bırakmak istemeyerek ama bırakmak zorunda kalarak kardeşi gibi sevdiği kızla gönderdim
"edwin arkalarından asker yolla gizli olsun" taht odasına geçerken " tamam abi" dediğini duydum bugün çok mutluydum eşimi bulmuştum mührün devreye girmesi hadesin eşinin gelmesine tek bir adım kalmıştı Tahta otururken danışmanlarım köylerdeki sorunları açıklamaya başladı sonra diğer konu şehirlerden gelen yüksek üyelerin benimle konuşmalarıydı Her üye yanında topraklarına ait hediyeler getirmişlerdi hepsinin tek sıkıntısı var dı insan hayvanlar " kralım dün şehirde bulunan köylerden birinde saldırı oldu" herkes hep bir ağızda nidayla aynı şeyi söyledi şehir üyelerini gönderirken aklıma Grant geldi en son bir kaç gün önce onu yollamıştım ve haber yoktu
" travis prens granta ulaşın" danışman beni dinledikten sonra eğilip kalkıp ayrıldı
Evrak işlerimi hallederken akşam olmak üzereydi birden hadesin sinirini hissettim sol elim yanmaya başladı korku içimi aldı eşimmm
Son hız koridorlarda giderken kan kokusu yüzüme çarptı gözlerim siyaha döndü aura m arttı feromon kokusunu çevreme yaydım herkes bulunduğum alandan tam tersi yönlerden kaçıyordu bu onlar için ölümdü
Gördüğüm manzara o kadar kötüydü ki eşim morarmış yüzü ksnlanmış ağzı kollarında ölü gibi yatan kardeşi gözlerini beni hissetmiş gibi bana çevirdi nefret kin intikam gözleri alev aldı " hades etrafı kapat" dememle eşime yaklaşıp uyuma büyüsü yaptım eşim ateş konusunda çok güçlüydü henüz gücü uyanmamasına rağmen duygularına göre
ejderhanın ateş gücünü kullanabiliyordu
Hades çevreyi kapatırken "almien sakinleş eşim" yüzüme bile bakmayan eşimin nedenli transa girdiğini anladım başına yaklaşarak büyüyü söyledim "cysgu fy ngwraig" kollarıma düşen eşim ile koridorda koşan edwin e emily i işaret ettim
Kaç gün oldu uyanmadı odama getirdiğim ilk gün kanımı içirmiştim bu onu hemen iyileştirmişti ama bilinci yerine gelmemişti gece gündüz yanındaydım sadece ilk gün eşime vuranları n cezası vermek için ayrılmıştım
Taht odasında karşımda prenses dahil yedi kadın altı asker bulunuyordu
Altı erkeğin üçünü kendim beyinlerini patlattım diğer üçünü hadese yedirdim ve bunu
kızların önünde canlı canlı yiyerek yaptı taht odası kan ve vücut parçalarıyla çevriliydi kadınların üstünde insan parçaları kanları vardı bazıları kustu bazıları bayıldı ikinci prenses miranda alışkın olduğu halde öfkemden korkuyordu marta denilen kadın dövülerek ölme emrini verdim prenses e ise on ateş kırbacı ( sihirli bir kırbaç ilk vuruşta teni yarıyor) almasını ve bir ay odasında kalma cezasını verdim geri kalanlar kuklaydı saraydan sürülmeliydiler ceza işi bittikten sonra banyo mu hızlı bir şekilde alıp eşimin yanına gittim yatakta yatan eşimin yanına yatarak boyun girintisine burnumu sokup derin derin nefesler aldım
Sabah altımda bir kıpırdanma ile gözlerimi açtım eşim altımdan çıkmaya çalışıyor ben yaralıykende böyle bir an olmuş gibi hissettim daha çok sarıldım " ahhhh dur kralım lütfen daha fazla sıkma hem acıktım hem tuvalete gitmem hemde e" bir an durdu o an kardeşinin aklına geldiğini anladım gözlerinin doluşuna dayanamadım " şşşş minik eşim kardeşin iyi yaraları iyileşti hatta seni görmek istiyor" dememle ağlayan yüzü aydınlandı " hemen görmem lazım" altımdan çıkmaya çalışırken daha çok kendime bastırdım " eşim kendi eşinden se kardeşini daha çok önemsiyor" neden bahsettiğimi anlamıştı büyümüş sertliğim kslçasını zorluyordu çarşafın içine küçük elinin girişini izledim hafif yan dönüp dudaklarımı öpmeye başladı mmm çok lezzetli benim miniğim , küçük elinin penisimi bulmasıyla öpücük alevlendi yetmiyordu biran önce içine gömülmeliydim üçgün sonra tekrar dolunay vardı beklemek zorundaydım sırt üstü uzanıp eşimi ters üstüme çektim böylece ben vajinasını yalayıp yutarken o da penisimi yalıycak tı burnumu önümdeki deliğine soktum aynı anda o da ağzına almıştı ikimizde inledik iki elimle kalçalarını ayırdım minik deliğini daha çok genişlettim uzun dilimi içine sokup çıkardım ben daha çok dilimle git gel yaparken o penimi boğazına sokarken inliyordu ağzından çıkan penisimi bir eliyle gitgel yaparken diğer eliyle toplarımı tutup ağzına alıp yalıyor ısırıyordu ne hissettiğimi ne hissettiğini biliyordum parmağımın tekini popo deliğinin etrafında döndürürken parmağımı ağzıma alıp ıslattım sonra vajinasına geri soktum dilimi git gele devam ederken ıslattığım parmağımı popo deliğine yavaşça sokup çıkarttım haykıran eşimle daha da zevk aldım vajinasının içinde bulunan dilim vajinasının duvarında sıkıştı boşalmak üzereydi diğer deliğinde olan parmağımda kasılıp duran deliğinin yaklaştığını anladım bir iki gelgitden sonra dilime akan sıvıyı ağzımı deliğe yerleştirip içime çektim aynı anda bende geliyordum kalçamı kaldırıp indirirken resmen ağzını beceriyordum boğuk boğuk sesler kulağıma geliyordu ve daha da hızlandı bir anda haykırıp ağzına boşaldım o kadar çok tuki ağzından yatağa damlamıştı menim eşim herşeyi yutup penisimi temizledi sonra toparlanıp gözlerimin içine baka baka eğilip yatakta ki damlayı diliyle temizledi ikimiz de arzunun esiri olmuştuk üstüme atlayıp kucağıma oturan eşimin ne istediğini biliyordum boynumu ona sundum hırlayıp iç güdüsel boynumla omuz aramı ısırdı sonra kanımı çekti bende başımı çevirip aynı yere dişlerimi sapladım ilk dolan kanla o kadar güzeldi ki dudaklarını çekip diliyle kanı yaladığında kucağıma iyice yerleştırdım " uyu almien ben burdayım" güzel sesiyle " Hmmmm saga" uyuyan eşimi güzelce temizleyip başka odaya taşıdım sessizlik odası gürültüden uzak güzel çiçeklerle donatılmış bir odaydı kapıdaki askerler e emirler verirken gün için son kalan bir işim vardı Grant dan haber var mı askerlerden birine travis i çağırttırdım odama geçip oturdum selam verip eğilip kalkan danışmanım a hemen söze girdim " Grant dan haber var mı" başını sallayıp söze giren danışmanım hiç iyi şeyler beklemiyordum " kralım prens Grant en son bir köyde mahsur kalmış sonra herhangi bir haber yok" bunu duyduğumda beynimden vurulmuşa döndüm " edwin i ve büyücüler i çağırın" acil toplantı için büyük masaya geçildi " prens grantı bulmaya gidicem edwin sen sarayda kalıp vekillik yapıcaksın arnow sen burada kalıcaksın diğer beş kişi yirmi iyi eğitimli asker benim ile gelicek hızlıca hazırlanın bir saate çıkıyoruz toplantı bitti" herkes çıktıktan sonra edwin ve arnow u göz hareketi ile beklettim " arnow eşimi korumanı istiyorum edwin saraydan çok eşim önceliğin belli etmeden gözlerin üstünde olsun geldiğimde zarar gelmiş olursa kendini hadesin ağzında bulursun" korkan kardeşimi aldırmadım yapardım Çünkü eşim binlerce yıldır beklediğim tek şeydi
Arnow ve edwin sessiz odaya götürdüm kapıyı açıp üstü sıkı sıkıya kapanmış kıza göz gezdirdim " eşim shay ikinizde gözünüz den öte ona iyi bakıcaksınız" başlarını sallayıp bizi yalnız bıraktılar yanına yaklaşıp eşimin kulağına eğildim " Almien üçgün e dönücem beni bekle" dudaklarına alnına şakağına öpücükler kondurup üstümü değiştirip hades e atladım yirmi beş kişilik ekip ile hızlıca 1 günlük mesafede olan köye gitmeye başladık
Köye varmıştık her yer yanmıştı yerlerde kurumuş kanlar vardı başımı hades e çevirdiğim de boş bir yer olduğunu anladım orayı bırakıp yakın ormanları gezmeye gittik çadır kurup büyücülerle konuşuyorduk sihir haber kanalını yapan genç büyücülerden biri hızla çadıra girip eğildi " kralım prens edwinden acil haber var" huzursuzluk içimi aldı "getir hemen sihir kanalını" kitap büyüklüğünde ki cam taşı elime aldığımda kırmızı gözlerle karşılaştım " Abi herşey kurmacaymış Grant iyi ve şuan burada" kaşlarımı çattım " abi shay o yok oldu Grant ın geldiği gün aniden yok oldu her yeri aradık ama bulamadık abi amaçları eşin miş.. O. Ooo kayboldu" elimdeki camı aniden masaya çarptım herkes çadırdan kaçarken vücudum alev aldıçadır yanıyordu gökyüzünde hades etrafa ateş saçarken yerde de ben ortalığı yakıyordum dudaklarımdan büyük bir haykırış koptu
"EŞİMMMMM NEREDDDEEEEE"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha Kralının eşi
FantasíaMyrdal ülkesinde yaşayan bakire küçük bir köle acımasız hayatından sürüklenerek görkemli bir hayatın içinde bulur kendini ve o ülkenin kralı yüzyıllardır eşi ni aramaktadır "Immmmmm evettttt lütfen daha hızlııı"