Kendime geldiğimde odamdaydım yanı başımda ağlayan güzel bir kadın vardı kimdi o!
Güzel yeşil gözleri ateş gibi saçları beyaz teni birşeyler yanlış gidiyor du bu kadının duyguları yalan değildi onu kendimden uzaklaştırmam lazımdı ne olduğunu anlamadan ilk önce bilen birileriyle görüşmem gerekiyordu. Hemen travis i ve edwinin çağırttım
Odam da beklerken giden kadını düşünüyordum sertleşmiştim ben bu kadar çabuk duyguları değişen bir adam değildim kapı açılıp edwinin girişi arkasından da travisn girişini bekledim sert ve bir o kadar duygusuz çıkmıştı sesim "neler olduğunu anlatın" kütüphane odamda sadece onlar konuşuyor ben dinliyordum artık beynim patlamak üzereydi " yani o kadın benim eşim almien i mi buldum ve beni ormandan kurtardı, hatırlamadığım anılarım var" ikisi de başını salladı "çıkın" diyerek göndermiştim onları Altın havuza girerken kesik kesik birşeyler aklıma girdi "mmmm raga" ses o kadına aitti görüntü çok bulanıktı elimi duvara koyup dengemi sağlamaya çalıştım sakinleşen benliğimi düşüncelerimi bir kenara atıp suya atladım biraz yüzdüm çıplak bir şekilde odaya girip yatağa attım kendimi " almien eşim sensin demek bulmuşum seni" gözlerimi kapattım dinlenmeye başladım aklımda sürekli o ses dolanıp duruyordu sertleşmiştim " bu kadının sesiiii" hmm diyerek elimi penisime attım gözlerimi kapattım ağlayan yüzünü dudaklarını sesini aklımda canlandırdım şap şap şap diye sesler odayı dolduruyorum yetmiyordu "almiennnnnn" diye boşaldığımda kafamı dağıtmam gerekiyor du yoksa onun yanına gidecektim..
Taht odasında çalışırken annem diane geldi, annem olabilirdi ama bana karşı sevgi beslemekten çok uzaktı neden olduğunu bilmediğim yıllarca kafamı yorduğum şeylerden biriydi neden bana karşı soğuktu " drake oğlum nasılsın" bir kere başımı salladım " iyiyim anne sen" yüzüne tebessüm koydu gözlerine ulaşmayan bir gülücüktü " oturma odana gidelim seninle mühim birşey konuşucam" ayağa kalkıp önden yürüyeren taht odasının diğer kapısını açıp içeri girdik baş koltuğa oturup annemin oturmasını bekledim " drake hasta olduğunu biliyorum üzgünüm oğlum gelmek istedim ama ilk gün yoğun olursun diye gelmedim" elini elimin üstüne koyup sıktı " gerek yok anne beni neden görmek istemiştin" ah diyerek doğruldu koltuğundan " çok yakın arkadaşımın kızı minali yi tanıyorsun sana yıllarca karşılıksız aşk besledi senden başka kimseyle olmak istemiyor o yüzden buraya saraya getirdim onu" elimi kendime çekip tek kaşımı kaldırdım " kraliçem in bu durumdan haberi var mı ayrıca anne kızı getirirken bana sordun mu?" gözlerine baktığımda çok kısa bir an tiksinme görünüp kayboldu tekrar sevgi dolu anne rolüne girdi " oğlum kadınla yatıcak sensin hem o daha yeni çocuk düşürdü yasdaydı bırakalım da hareminde başka tatlar olsun " gerilmiştim torunu nu kaybeden kendisi değilmiş gibi kraliçeyi kenara atmamı bekliyor " o kadını ait olduğu yere evine gönder. kraliçem istese bile ondan başka hiçbir kadını yatağıma almıyacağim şimdi konuşma bittiğine göre gidebilirsin dul kraliçe " o kadar sinirlenmiştim ki kendimi zor tutuyordum ne demek başka kadın, çocuğumun yasını tutan kadını kenara atmamı istiyor yok öyle birşey o benim kraliçem..
Bir kaç gün geçtik ten sonra kraliçem karşımda taht odasındaydı o kadar güzeldi ki üstüne atlamamak için kendimi zor tutuyor dum kucağıma çağırıp oturttum güzel meyveli kokusu burnuma geldi saçlarını koklamak istedim ama ne yaptığımı farkedip geri çekildim sertleşmiştim kasıklarım ağrıyordu kendimi tutuyordum kadını kıskanmıştı bu çok hoşuma gitmişti belli etmedim sinirli davranıp onu kendimden uzaklaştırdım üstüme gelmeye devam edince artık ipler kopmuştu elimde boynu varken dudaklarına yapışmak kanatmak istedim her yerini ısırıklarla kaplamak kızarmış boynuna bakarak izimi bırakmak istedim ne düşündüğümü anlayıp irkilip yere attım onu arkamı dönerek hızlıca kaçtım, kaçtım diyorum canı acıdımı diye düşünmeden edemedim geri dönüp kollarımı sarmak istedim bu böyle olmuycak tı askerler e giderken odasına kapanmasını istedim düşünmem lazımdı kafamın içinde boşluk vardı birşeyler sürekli yanlış geliyordu. Onu görmeyeli iki buçuk hafta oldu delice özlüyor sulu yeşil gözlerini görmek onu öpmek istiyordum her onu düşündüğümde penisim zonkluyor kasıklarım ağrıyordu arada kesik kesik rüyalarımda onunla seviştimi görüyorum herhangi kadın değil sadece ona karşı nefessiz bir arzu vardı. Gözlerim yavaşça kapattım onu düşündüm sonra kapı açılma sesi geldi garip bir koku burnuma yayıldı hangi kendini bilmez ölmek isteyen insan bu şekilde karşıma çıkar bu arzu büyüsü ve bu büyü bizde bende yaramıyordu hafif gözlerimi açıp yatağımın başında duran kadını kolundan tuttuğum gibi yatağa fırlatıp boğazını tuttum
" kimsin" mavi gözlerini açan kadın boğazını tuttuğum eli tutup okşadı " kralım bu kadın size aşık ben minali beni hatırlamadınız mı?" boynundan elim i çekip "kalk ve çık odamdan" büzüşen dudakları beni iğrendirmişti aniden kollarını boynuma dolayıp dudaklarıma dudakları değdi hızlı şekilde ayrılıp " iğrenç" dedim gözlerinin içine bakarak yere tükürdüm kadına yavaşça yaklaştığımda kapıdaki gürültü dikkatimi çekmişti ama umursamadım bu kadını kovduktan sonra halledicektim" hemen şimdi çıkıyorsun odadan sana öğlen güneşine kadar süre veriyorum yoksa parçaların ailene gider " dedim tane tane kapı gümbürtüyle alev alırken hafifçe içeri girene baktım karım alev almıştı yanlış anlamıştı birden kadının yanması gözündeki cinnet bakışı kolumdaki ağrı ona kimin efendi olduğunu göstermem gerektiğini düşünüp onu yaralamıştım kendimden nefret ettim bir adım yaklaştım sonra durdum ayağıma gelen hizmetçi ye ayrı sinirlendim o benim di ona zarar vermiştim kendime kızıyordum zaten onu öldürüceğimi düşünmüştü onu tekmeyle kenara atarken karımın gözlerindeki nefretle karşı karşıya geldim içim köpürüyordu kalbim ağrıyor yanıyordu yumuruklarımı sıktım acıya dayanmak için ama son söylediği herşeyi bitirmişti beni bırakmak istiyordu buna izin vermezdim gerekirse onu bir odaya bağlar sonsuza dek orada tutardım dediğimi de yaptım odasında bağlanmasını istedim. Bir kaç gün geçmiş odamı yeniletmiş anneme cenazeyi göndermiştim ama içimdeki boşluğu dolduramamıştım onu görmem gerekiyordu çünkü acı çekiyordu biraz merak biraz özlem derken kendimi onun odasında buldum sessizce içeri girdim yatağa yan yatmış eşim şarkı mırıldanıyordu göbeğini tutarak bakışlarımı ayağına çevirdim yer yer morarmış ve kanamıştı nasıl zinciri nasıl böyle bağlarlar diye onlara kızdım
Şarkıyı dinlerken yavaş yavaş yanına yaklaştım başını çevirip beni gördüğünde " köpeğine bakmaya mı geldin" dedi çok kırmıştım onu yatağa yanına yaklaşarak arkasından sarılıp saçlarına burnumu soktum derin derin nefes çekerken penisim gene kıpırdamaya başladı ona daha fazla yapıştırdım kendime " ayağını kim bağladı" sessizlik oldu " bilmiyorum" diye cılız bir ses duyuldu "çıkaralım şunu" diye doğrulduğumda hemen kalkıp ellerini göğsüme koyup durdudu " cezayı veren sen. kaldıran sen. kralım lütfen gidin"
kalbim ağrımaya devam ederken gözlerindeki yavaşça süzülen yaş ı takip ettim başımı çevirip yavaşça ayaklanıp yarı yere kadar yürüdüm arkama dönüp bakarken ellerini gözlerine kapatıp sessize ağlarken gördüğüm de boğuluyordum
Ben ona, bize ne yapıyordum....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha Kralının eşi
FantasíaMyrdal ülkesinde yaşayan bakire küçük bir köle acımasız hayatından sürüklenerek görkemli bir hayatın içinde bulur kendini ve o ülkenin kralı yüzyıllardır eşi ni aramaktadır "Immmmmm evettttt lütfen daha hızlııı"