Myrdal ülkesinde yaşayan bakire küçük bir köle acımasız hayatından sürüklenerek görkemli bir hayatın içinde bulur kendini ve o ülkenin kralı yüzyıllardır eşi ni aramaktadır
"Immmmmm evettttt lütfen daha hızlııı"
Üç gündür yataktan çıkmamıştık Şuan aynadan kendime bakıyordum her yerimde ısırık ve tırnak izleri ilk gecemizde altın havuzdayken eşimin de vücudunda bir çok iz vardı bizim için artık normalleşmişti Arkadan sarılan eşime yaslandım aynanın karşısında bizi izliyordum onun yarısı kadardım gözlerine baktım " raga bana savaşmayı öğret" başını salladı " öğrenmen gerekiyor haklısın güçlü bir kraliçe olucaksın ama şimdi değil daha sonra" hafif gülümseyen yüzüne yanaklarımı şişirirken tek eliyle yanağımdan tutup büzüşen dudağımı ısırdı "ahh" sinirli bakarken ona " bu gece aile yemeği olucak orada olmalısın taç giymelisin herkes seni tanımalı kime ait olduğunu bilmeli" yüzüne doğru döndüm " bugün amcam ile emily i görmek istiyorum" başını salladı " tamam sonrasında odaya gel hazırlanman lazım" tam gidecekken kolunu tutup " beklee raga üstümdeki izleri yok etmeliyiz büyü felan kullan" gözlerini kıstı " neden kapatmak istiyorsun" kızararak " raga bunlar normal izler değil amcamın yanına gidicem ve birşeyleri açıklarken bu şekilde karşısında duramam" aniden başını boynuma soktu
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Beni tatmasını bekledim sonra aniden kollarından destek alarak geriye doğru ittim "bundan hoşlanmıyorum karımsın benim, senin bana ait olduğun izleri kapatmak istemiyorum" gözleri daha da kızdığını gösterirken dudaklarına yaklaşıp öptüm " kocam daha sonra tekrar yaparsın ve sildirmiyeceğime söz veriyorum" dudaklarımız ayrılmadan konuşum ikimiz ide zor duruma sokuyordu biliyorum ama ilk çekilen ben oldum başımı aşağıya eğip sessizce konuştum "kraliçe tanıtma yemeğine gitmek istemiyorsan o zaman silme ve hadi yatağa gidelim" aniden kolların dan çıkartıp " aklından bile geçirme" dedi vücudumu dik tutup büyüyü dile getirdi. "clwyfau yn gwella" vücudumun yaralı kısmı elektriklenip söndü aynaya tekrar döndüğüm de hiçbir şey yoktu hemen arkamı dönüp yanağından öpüp giyinmek için odaya girdim Giyinip çıktığımda edwini ve travisi gördüm travis Kralın ikinci danışmanıydı ikiside beni görünce selam verdi. " kraliçe ye selam olsun" edwin kırık bir gülümseme sundu o olaydan dolayı olduğunu biliyordum yanına yaklaşıp eline uzandım tam dostane bir şekilde tutucakken etrafımdan bir anda sarıldı kollar ve beni göğsüne çekti ne olduğunu anlamadan homortu sesleri yükseldi Bilmeden yaptığını biliyordum kollarımı alttan geçirip göğsüne yuvarlaklar çizdim " sakinn oll raga sadece edwini kardeşim gibi seviyorum yok olmamın onunla alakası yok bu yüzden üzülmemesini söylüycektim" gözlerini yavrusunu koruyan aslan gibi karşıdaki iki kişiyi sabitlemişti " abi benim işim vardı görüşürüz" eğilip selam verip kaçmıştı edwin, diğerine gelince " kralım orglar la ilgili konu için köylüler konuşmalıyım emrettiğiniz gibi işleri halledicem" travis de gidince arkalarından baktım çok hızlı kayboldular resmen korkmuşlardı " raga hep böyle mi olucak hım sürekli bu şekilde davranırsan etrafımızda insan kalmıycak kendini dizginle lütfen" kollarından kurtulup yanağını öpüp hızlıca emily ile amcamın yanına gitmeye başladım Amcam emily ve ben özel konuşmalar olucağı için amcamın odasına geçtik Amcama kral ile mühürlü olduğumuzu söyledim çok şaşırmıştı mutlu olmaktan çok tedirgindi haklı buluyordum daha bağlanmamışken düşmanının eline düşmüştüm sakince konuştum " benim de güçlerim var, o bensiz ben onsuz yapamayız bu yüzden güçlü olmalıyım ki hem kendi mi hem sevdiklerimi koruyabileyim" elini tuttum " amca daha önce yaşadıklarımı biliyorsun değersiz ve eziyet edilendim şimdi kim olduğumu biliyorum ne için savaşmam gerektiğini de bana güven herkesi korumak için elimden gelenin fazlasını yapıcam" konuşma burada sona ermişti o da biliyordu birşey yapamıyacağını bana hayır dese kralı görücekti karşısında biraz acıktığımı farkedince birlikte küçük birer sandviç yiyerek açlığımızı bastırmıştık biraz daha orada oyalanıp kral odasına geçtim kapıda beni iki asker dört hizmetçi karşıladı elbisemi ve saçımı yaptılar dudaklarımı hafif renklendirdiler
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aynanın karşısına geçip kendime baktım saçlarım hafif dalgalı beyaz tenim pürüzsüz gözlerim giydiğim elbiseyle daha da yeşil duruyor aşağıya elbiseye göz gezdirdim üst detayında el işçiliği mükkemel çiçekler vardı aşağıya doğru inerken sol bacağım komple açıktı mührüm gözler önündeydi ilk defa bu kadar güzel bir elbise giyiyordum aynada ki benmiyim diye şaşırmadan edemedim arkamdan kalabalık bir ses duyuldu " çok güzelsiniz kraliçem" gerçekten güzelmiydim Kapının önünde bekleyen hizmetçi edwinin geldiğini söyledi beni yemek odasının kapısına kadar o götürücek ti Derin bir nefes alıp edwinin yanına kapıya çıktım ilk donmuş gibi bekledi sonra hemen eğildi "Kraliçemiz e selam olsun" doğrulmasını söylediğim de " çok güzel olmuşsun abim kapıdan geri çeviricek seni" kıkırdayıp " kendi istedi iptal etse bile o yemeğe gideceğim" tek kaşımı kaldırıp muzip bir şekilde gülümsedim ikimizde kahkamızı tutamadık " hadi gidelim abim yoksa beni hadesin önüne atar" kolunu uzattığında koluna girdim " merak etme iki sözüme bakar ikisi içinde bizim sözümüz geçer" kıkırdayıp " bunu söylemeye devam et kraliçe kardeşim yakın zamanda arkana saklanıcam" durmadan konuşup stres atmamı sağlamıştı edwin ona bu konuda minnetardım kapıya yaklaştığımızda asker elini göğsüne vurup selam durdu sonra direktif bekleyip kapıyı açtı ilk kapının açılmasıyla eşimi karşımda buldum zaten geldiğimi anlamıştı " bu kıyafette nereden çıktı" edwin şaşırmış gibi " abi onu sen seçtin" baştan aşağıya süzüp göğüs dekolteme kasığıma kadar açık olan bacağımda oyalandı " ben bunu seçmedim edwin hemen buraya gel" simsiyah gözleriyle kardeşini öldürmek isteyen bir eşim vardı karşısında derin nefes alıp bıkkın şekilde ilk arkamdaki edwin e dönüp " prens lütfen bizi yalnız bırakın" o anda yemek odasına duvara yaslanarak kaçıyordu dikkatini kendime vermek için " raga kocam m" tam karşısına gelip " elbisem çok açık değil hem mührümü herkesin görmesi iyi birşey değil mi kocam" başını salladı "ama onlar benim güzelliklerim" elini göğüs aralığımda gezdirerek " burası dün gece ağzımdan çıkmıyordu" kesik bir nefes aldım eli aşağıya inip elbisemin içine girdi vajinamın iç kısmına dokununca inledim kulağıma yaklaşıp " burasıda hem dilimi, hem parmağımı hemde sikimi yuttu, unuttun mu? Her sana soktuğumda beni içinde tutup bırakmak istememiştin hatta bir gece ben senin içindeyken uyuya kalmıştın" alt dudağımı dişlerimin arasına alıp " kocam şuan ne yaparsan yap o yemeğe gidicez beni azdırırsan ıslanırım" kulağına bende yaklaştım dilimi kulak memesine sürttüm " eğer çok ıslanırsam koku yayarım hmmm belki başkarları kokumu alır belli mi olur" dememle elini içimden çıkardı ıhhhhh ellerimi omzuna koyup başımı göğsüne yasladım " kocam hadi gidip ne kadar iyi ve güçlü bir çift olduğumuzu gösterelim" yanağından öpüp yanından geçtim arkamdaki sinir olmuş homurtularını duyabiliyordum Elini belime koyup saçımı yandan öptü " hadi gidelim eşim" kapı açıldığında başımı ve sırtımı dik tuttum Artık bir köle değildim içimden sürekli aynı şeyleri söyleyip durdum BEN MYRDAL IN KRALİÇESİ SHAY MORAN...
