Sabah çıplak ve yatagım yanık halde uyandım kimse farketmeden temizlik yapıp yatagımı ters çevırdım, banyomu yapıp odaya tekrar goz gezdirdikten sonra koltuklardan birine oturup bacağımı açtım beyaz kilin bir kısmı dökülmüştü gece çektiğim acıyı düşünürek ateşim vardı yangını benim yapmam ne kadar inanılır. Kendim ile alakalı çözmem gereken o kadar çok şey vardı ki ama oturup düşünmeye zamanım yoktu. Dolabıma yaklaşıp amcamın bizim için terziye diktirdiği on iki elbise beş renkten olan kıyafetleri süzdüm elimi anlıma koyup sıktım beyaz elbise giyemezdim ne zaman giysem birinin elleri üstümde oluyor ilk o karanlık adam sonra kral beyazları geçip kırmızı ya döndüm saçım ve gözlerim kırmızı olduğu için daha da dikkat çekerdim geriye siyah, yeşil, mavi renkler kalıyor siyah en mantıklısı benim için matem havası elbisenin hatları güzeldi göğüs bölgesi hafif açık dizlerimin bir karış üstünde de boyu vardı diğer kadınların giydiğine göre çok sade kalıyordu
Üstümü giyinip kapıdan dişarı çıktım. Düngece amcamla konuşması gerekenin prens olduğunu kararlaştırmıştık yeni bir iş imkanı diyerek işimi öne sürücekti o yüzden amcam meselesin de rahattım şimdi ilk pren edwini bulmam gerekiyordu yürüdükçe insanların bakışı artıyordu elbise zarifti beyaz tenim kırmızı saclarım ve gözlerim hepsi bir araya gelince ürkekçe kokuyla, şehvetle, tutkuyla herkesin yüz ifadesi birbirinin aynısı uzun süre yürüdükten sonra prens edwini bir asker topluluğunda buldum yanında dört erkek arkasında da da üc kız bulunuyordu
Erkekleri süzerken birinin çok tanıdık geldiğini hissettim yanlarına yaklaştığım da edwin arkası dönük insanlarla konuşuyordu "gunaydın prens edwin" diğerleri sesimi duyduğunda edwin hemen bana dönüp gülümsedi " günaydın günün yıldızı, bu arada tanıştırayım kardeşim Grant kendisi general dir" neden tanıdık geldiği anlaşıldı gülümseyerek soğuk yüzlü adamı selamladım " merhaba prens Grant ben shay" eğilerek selam verdim selamlaşma tanışma faslı bittikten sonra edwin beni arkasında bulunan kızlara götürdü sırayla kızları tanıttı marta ikinci prensesin hizmetçisiymiş cecile hol temizleyici si ve piya ürkek bir kız yeni gelmiş ikinci tanışma faslı bittiğinde ilk dikkatimi çeken martanı herkesin önünde yürüme havası hatta piya yı kaş göz işaretiyle arkayı işaret etmesi piyanın bileğinden tutup gülümsedim o da korkmuş halini kenara atıp hafif gülümsedi en önde prens arkasında marta ve cecile en arkada ben ve piya uzun koridorları yürüme başladık ilk defa gördüğü yüksek ve büyük bir kapıya yaklaştığımız da prens edwin askere birşey söyleyip askerin içeri girmesini ve çıkmasını bekledik Asker çıktığında sadece prens edwin in girmesi gerektiğini söyledi gerginlikten elbisemin kenarlarını sıktım
Edwin dışarı çıktığında yuzunden hiç birşey okunmuyordu içeri girmemizi söyledi ilk marta cecile girerken bizde adım atıcakken edwin yanıma yaklaşıp başını aşağıda tut dedi
Stres ve gerginlik hat safadaydı herkes eğilerek "Ejderha imparatorun a selam" diyerek eğilip selam verdi diğerlerin kalkmasından kalkmamızı istediğini anlayıp bende doğruldum geri kalktığımızda piya nın titremesini bir adım yanındaki ben bile hissediyordum hafif başımı krala cevirmeden etrafa göz gezdirdim yatak odası gibi ama daha farklıydı kankırmızısı ve zift siyahı döşenmiş bir odaydı burası taht odasıydı.
Piya daha çok kendini belli ederken bir adım daha yanına yaklaşıp bileğini tuttum konuşmadan bileğini okşadım sessizlik herkesi geriyordu piya biraz daha sakşnleşirken gür bir ses odayı doldurdu
" Geçen gün odama gelip şarkı söyleyen hanginiz bir adım öne çıksın" sesi bile insanın güç ve aura yayar mı bişeyler garipti konuştuğunda korkmak yerine bacak aram ısınıyordu yerimden kıpırdamadan bir adım sesi kulaklarımı doldurdu, Marta bir adım öne çıkmıştı başımı kaldırmadığım için ne olduğunu anlamadım " adın ne" gene aynı ses tanrım buradan çıkmam gerekiyordu eğilerek selam veren "Kralım adım marta ikinci prensin hizmetçisiydim" ne olduğunu hala çözemiyordum birden gür ses tekrar ortaya çıktı " Bana şarkı söyleyen yatak temizliğimi, sarı olan kütüphanemi, kırmızı olan yerleri son kalan sen siyahlı banyomu ayarlıcaksınız çıkın" herkes ile eğilip
"Emredersiniz kralım" diyerek hızlı hızlı çıktık kapıdan, dişarı adım attıgımda derin derin nefes aldım adamın gücü o kadar büyüktü ki nefes bile aldırmıyor terletiyordu bizi
"ne oldu" suratımdaki ifade nasıl dı bilmiyorum " birşey yok banyocu oldum yalnız edwin banyo yaparken ne yapıcam ben anlamadım orasını" edwin iş tanımı mı duyunca ne diyeceğini bilemedi gözlerini kaçırarak kulağıma daha çok yanaştı önde ki kızlar duymasın diye " shay kralın üstünü çıkartıp banyo suyunu hazırlayıp banyo yaptırıp üstünü giydireceksin " duyduklarımla bir süre dondum idrak etmeye çalıştım adamı çıplak görmek bir yana adamı yıkamam gerekiyor birde aman tanrımmm ceza mı bu
Prens şaşırmama devam etmemi beklemeden yanımdan kaçmıştı en öne geçip bizi yatak odasına götürdü
Odanın içine girdikten sonra prens ayrılmıştı
"aman tanrım kral çok yakışıklı altındakini görmeyi dört gözle bekliyorum" cecile ilk konuşan dı marta söze girdi " ceci kralımızın cariyeleri bile ayda bir kralı görüyor çok şanslıyız hergün sabah akşam yanında olucağız" akşam derken aklımdaki soruyu sesli sormuştum bilmeden " haberin yok mu köle! Kralın özel hizmetçileri sabah akşam kral In yanında durur" sert sesi bana yerini bil diyordu ama hiç umursamadım çünkü aynı geminin küreğini çekiyorduk bundan daha çok kralın yanında sürekli bulunmam sıkıntıydı adama karşı büyük bir arzu besliyordum ve bu çok fazla düşman demekti
Marta kendini lider olarak görmüş herkesi alanlarına yollamıştı. Kapıdan içeri girdiğimde üç adet kapı karşımıza çıkıyordu sağda solda ve ortada bulunuyordu sağdaki kapıyı açtığımda masaj alanı olduğunu anladım odada büyük camlı balkon çeşit çeşit yağ ve havlular vardı oradan çıkıp karşısındaki odaya girdiğimde sadece yatmalık kıyafetler ve altlıkları vardı buda demek oluyor ki kral her yattığında yada sabah erken saatlerinde banyo ediyor bu da onu hergün göreceğim anlamına geliyordu
Ortadaki yer altından yapılmış bir havuz du sihirle sıcak su ayarlanıyordu burada zor bir iş yoktu hatta bütün gün uyuyabilirdim beni ürperten şey hergün o koca şeyi gormem ve adamı yıkamam olucaktı
Zaman yavaş yavaş geçerken boş zamanım hazır varken gece ki ağrıyı düşündüm bende birşey farklıydı kendimin artık insan olmadığını dünkü olayla teyit etmiştim ara ara bacağımdaki lekenin yanması kırmızı saçlı olmam göz meselesi geceki yangın ve dayanılmaz ağrı bana bunları onaylatmıştı
Ben gerçekten insan değilmiydim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha Kralının eşi
FantasyMyrdal ülkesinde yaşayan bakire küçük bir köle acımasız hayatından sürüklenerek görkemli bir hayatın içinde bulur kendini ve o ülkenin kralı yüzyıllardır eşi ni aramaktadır "Immmmmm evettttt lütfen daha hızlııı"