AŞK TUTKUNU

Acısa da Öldürmez P/2

  

   Öncelikle herkese merhaba. Bu hikayeye başlarken bu kadar ilerleyeceğini, bu kadar çok insana hitap edeceğini düşünmemiştim. Ben hikâyelerde nasıl bir karakter seviyorum diye düşünürken birden aklımda oluşan kesitlerle yazılmaya başlamış ve sizin desteklerinizle buralara dek gelmiş bir hikaye.

Bu bölüm ile hikayemiz final verecektir. Ve elbette özel bölümlerimiz de olacak. Ama tam tarih vermiyoruz onun için.

Bunca zaman bizi yalnız bırakmayan, desteklerini hiç esirgemeyen tüm okurlarımıza en içten sevgilerimizi sunuyoruz. Varlığınız daim olsun. 🫂

♂️♀️

...Nehir bu gece tüm hayallerinin gerçek olacağını anladı. Bu gece uzun olacaktı. Bu gece güzel olacaktı. Bu gece, iki aşık kalbin tutkulu bedenleriyle yanacaktı. Bu gece Ali ile Mavi vuslata erecekti.

***

Mert Ali karısının beline sardı kollarını. Kafasını eğip önce yanağını koklayarak öptü. Ardından burnunu sürterek boynunu sonra ise iman tahtasını öptü.

"Bu kez de kaçarsan seni boşayacağım." Nehir kocasının öpüşünü kolaylaştırmak için boynunu arkaya doğru yatırırken konuştu.

"Bu kez de kaçarsam Prostat olacağım." Mert Ali dudaklarında hoş bir gülümseme ile konuştu.

Nehir kocasının kollarından bir adım geri çıkarken onun da dudaklarından ufak bir kıkırtı döküldü. Gözlerini kaldırıp kocasına bakarken elleriyle de kocasının boynuna sarıldı. Kocasının kolları anında belini bulurken hafifçe kendine çekerek kasıklarını birbirine yasladı. İkisi de derin bir nefes aldılar.

"Yemek hazır, önce yemeğimizi yiyelim." Nehir mırıltıyı andıran bir sesle kocasının dudaklarına bakarak konuştu.

"Aç mısın?" Mert Ali gözlerine vuran ihtirasla karısına kendini daha da yaslarken konuştu.

"Imm, hayır." Nehir'in omzunu silkerek verdiği cevapla Mert Ali kafasını usulca aşağı yukarı salladı.

"Ben de değilim. Önce senden başlamak istiyoruz." Mert Ali sözünü bitirip karısını kucağına aldı aceleyle ve hızlı adımlarla yatak odalarına doğru çıktı merdivenlerden. Nehir kollarını kocasının boynuna iyice dolarken içinde hızla büyüyen heyecanı hissetti. Açılan kapıdan girip karısını yatağa bıraktı Mert Ali. Nehir yattığı yerden kocasına bakarken dudaklarını ısırıp kocasını baştan aşağı süzdü

Üzerinde ki takım elbisenin ceketini çıkarıp yere attı ardından gömleğin düğmelerini ağır ağır çözmeye başladı. Nihayet bittiğinde karısının bakışlarının farkındalığı içinde kol düğmelerini de çözdü ve gömleği de ceketinin yanına attı. İkisinin de hızlanan solukları göğüslerini hızla indirip kaldırırken derince yutkundular. Mert Ali karısının üzerine uzanıp güzel yüzünü izledi. Elini kaldırıp karısının alnında, burnunda, yanaklarında gezdirdi. En sonunda eli dudaklarını bulduğunda parmağını karısının dudakları üzerinde gezdirmeye başladı.

Nehir dudaklarını aralayıp kocasının parmağını ağzına aldı ve kocasının gözlerine bakarak dilini etrafında gezdirip emdi. Mert Ali parmağını biraz daha iterken alt bedenini de karısının sıcaklığına doğru sürttü.

"İçine girmeden boşalacak gibiyim." Mert Ali elini karısının dudaklarından kurtarıp yerine dudaklarını koydu. Yavaş başlayan öpücüğü Nehir'in elini sırtına atıp pantolonun beline kadar sürtmesiyle hızlanmış, dilleri ve dişleri ile resmen birbirlerini yemek istercesine hareket eder olmuşlardı.