Bölüm ithafı gizemyeniklerr ❤
"Düğmeye bastım oğlum. Patlamaya hazır ol." Karşıdan gelen sessizlik en büyük cevaptı. İkisi de sustu, ikisi de korktu ama dönen olmadı. Bu iş asıl şimdi başlıyordu. Kıyamet o kadar da uzakta değildi artık.
***
Irmak elindeki videolar ile ne yapacağını, ne zaman kullanacağını düşünüyorken geçen yaptığı gibi bir aptallık yapmaması gerektiğini kendine hatırlattı. Eğer bir kez daha Nehir'in damarına basarsa bu kez kurtuluşu olmayacağını biliyordu. Hoş bu zamana dek Nehir gibi biri nasıl olurda sakin kalırdı anlayamıyordu ama.
Ne yapması gerektiği ile ilgili derin düşüncelerdeyken aklına gelen fikirle güldü. Bugün bildiği kadarıyla Aliyar'ın ölüm yıl dönümüydü. Nehir her sene olduğu gibi bu sene de onun yanına giderdi. Fırsat bu fırsat Mert Ali'ye videoları gönderir, Nehir'in gittiği yeri de söylemekten geri kalmazdı. Ondan sonrası Nehir'in sorunuydu. Irmak yapacaklarını düşündükçe Nehir'in düşeceği durum gözünün önüne geliyor ve inanılmaz bir zevk alıyordu. Artık kozlar onun elindeydi.
***
Genç adam yattığı dizlerin üzerinde gök yüzünü izliyordu. Saçları arasında dolaşan parmaklar sonsuz bir huzur verirken içindeki kara bulutların az da olsa dağıldığını hissediyordu. Koca çınar ağacının gölgesinde genç kadının dizlerinin üzerine uzanmıştı genç adam. İkisi de son zamanlarda yaşadıkları onca sıkıntıdan sonra böyle bir huzura ihtiyaçları olduğunun bilincinde bu anın tadını çıkarıyordu.
"Sence daha ne kadar sürecek bu?" Genç adamın sesi uysaldı.
"Bilmediğim tek şey bu sanırım." Genç kadın gülümsedi. Ömründe içten ve mutlu bir şekilde güldüğü tek insan bu genç adamdı. Derin bir iç çekti. Geçen hafta bir operasyona katılmış ve aldığı bıçak darbesiyle sırtında bir sıyrık oluşmuştu. Şimdi ağaca yaslanırken canı hafif acısa da bu güzel anı bozmamak adına susuyordu.
"Sana bir şey söyleyeceğim. Ama bana bir söz vermeni istiyorum." Genç adam saçlarında dolaşan parmakları tuttu eliyle ve dudaklarına götürüp küçük bir öpücük kondurdu. Onun öpmeye kıyamadığı bu yer yer nasırlı ellerin kaç kişinin eceli olduğunu görmüştü, kaç kişinin cesedini taşıdığına şahitlik yapmıştı bilmiyordu.
"Söyleyeceğin şeye bağlı. En son böyle dediğinde Amerika'ya gitmiştin, bensiz." Genç kadın hatırladıklarıyla dudaklarında asılı kalan tebessümü soldu.
"Biliyorsun, bizim bir kızımız olacak. Bundan sonra kendine çok dikkat etmeni istiyorum. Artık eskisi kadar güçlü değilim sana bir daha bir şey olursa bu kez dayanamam." Genç adam tuttuğu eli biraz sıktı. Kafasını gökyüzüne çevirip bir iç çekti. Hayat tekrar gelmek istemeyeceği kadar kötü ve acımasız bir yerdi.
"Şu an saçmalıyorsun. Ne ben uzak durabilirim tehlikeden ne de tehlike bırakır benim peşimi. Ama sana 'ömrümün sonuna dek en çok seni seveceğimin' sözünü verebilirim." Genç adam onun sözlerine güldü neşeyle.
"Ben en çok kızımı seveceğim. Ya sen de oğlunu seversen?" Genç adam muzırlıkla gülüp göz kırptı. Genç kadının onun sesindeki mutluluğa gizlenmiş kıskançlığı sezdi.
"Onu herkesten daha çok seveceğim tabii." Genç adam onun sözlerine kızgınlıkla baktı.
"Kimseyi, hele de bir başka erkeği benden daha çok sevemezsin. Zaten hiç kimse de benim kadar mükemmel olamaz." Genç adamın aksi ve kıskanç tavrıyla yattığı yerden kalkıp genç kadını kollarına alıp sıkı sıkı sarılması bir oldu. Genç kadın onun kıskançlığına göz devirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK TUTKUNU
Romance*YETİŞKİN İÇERİK!* Ağır cinsellik, şiddet, psikolojik olaylar barındırdığından 18 yaşından küçüklerin okuması tavsiye edilmez! #####