Öncelikle herkese merhabalar. Imm tam olarak nereden başlasam bilemiyorum ama bir yerden başlamam gerekiyorsa o zaman size benden daha doğrusu bizden bahsedeyim. Bu hikayeyi Yaren ve Melis adında iki tatlış kızçe yazıyor. Birisi üniversite için hazırlık yaparken bir diğeri sokaklarda serseri serbest stilini konuşturuyor. Ama ikiside hayatın belirlediği çizgilerden çıkmanın yollarını arıyor,her ne kadar yapamayacaklarını bilselerde.
Neyse, kurgu bana (Yaren) ait olsada bazı bölümleri (+18 ve yetiştiremediğim kısımlar) Melis yazıyor.
Kısaca yazariçeler hakkında bilgi verdiğime göre lütfen bizim hakkımızda bundan fazlasını merak etmeyin. Yaşımız, yaşadıklarımız, yaşadığımız şehir hiçbir şey bilmeyin ama hakkımızda her şeyi bilin. Yazdıklarımızdan anlayın, tanıyın bizi. Sizleri çok seviyoruz sizlerin de bizi sevmenizi istiyoruz. Bu serüvende yanımızda olanlara teşekkür ederim.
Bu kadar tanıtma yeter artık asıl konuya; hikayemize geçelim. Beğenerek hatta aşık olarak okumanız dileğiyle....
¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥
"Sen nasıl bir kadınsın aklım almıyor. Hatta insan olduğuna bile inanmıyorum. Duygusuz, kalpsiz bir canisin Nehir! Nasıl bu kadar kapatabilirsin kendini, nasıl soyutlanırsın dünyadan. Kafanı kaldır ve etrafına bir bak, senin kadar hayata bu kadar boş ve duygusuz gözlerle bakan kaç kişi var? Biz seni uyardık Nehir ama sen hâlâ o adamda ısrar ediyorsun. Ne yaparsan, ne yaşarsan hepsini hakkediyorsun. Hatta daha da fazlasını." sinirli birkaç adım sesi ve ardından kapının çarpılması. Tüm bunlara Nehirden en ufak bir karşılık gelmedi. Önündeki dosyayı imzalayıp bir başka dosyayı incelemeye başladı. Evet o yaşadığı ve yaşayacağı her şeyi hakkediyordu...
₩₩₩₩₩₩₩₩₩
Nehir şirketten çıkıp yorgunluk içinde eve geldiğinde saat altı buçuk olmuştu. Bugün erken çıkmıştı işten akşam babası ve annesi aile yemeğine çağırmıştı. Küçük kız kardeşi ve eniştesiyle aile yemeklerinin haricinde bir araya gelmiyorlardı zaten. Kapıyı açıp içeri girdiğinde merdivenlerden gelen seslerle silik bir tebessüm oluştu dudaklarında.
Kızı, her ne kadar hâlâ alışamamış olsada hayattaki en değerlisi Birce idi. Onsuz bir hayatın nasıl olacağını bilemiyordu. Dört yıl önce kucağına aldığı kızının ne zorluklarla dünyaya geldiğini, onun için nelerden kimlerden geçtiğini düşündükçe değdiğini düşünüyordu. Babasını özlediğini yokluğunu çektiğini biliyordu. Ama ne o gelebilirdi yanlarına ne de Nehir kızından bahsedebilirdi. O düşünce deryasına dalmış olduğu yerde kalmışken Birce merdivenlerden hızla inmiş arkasından gelen bakıcısına aldırmadan annesine koşup sarılmıştı.
"Anne.. anne, hoş geldin ben seni çok özledim. O kadar çok özledim ki az kalsın ağlayacaktım." yuttuğu harflerden tam anlaşılmayan konuşması heyecanlı sesiyle iyice anlaşılmaz oluyordu. Neyse ki artık alışmıştı da anlıyordu ne dediğini. Aşağı eğilip kızını kucağına aldı, burnunu boynuna gömüp derin derin soludu kokusunu. Dünyadaki cenneti kızıydı. Bu zamana kadar kan kokusunu almıştı, nefreti, kini hatta aşkı bile tatmıştı Nehir ama yaşadığı, duyumsadığı hiçbir şey hiçbir duygu kızı kadar etkilememişti ve biliyordu ki zamanı geldiğinde kızıyla sınanacak ve tekrar bir seçim yapması gerekecekti. Düşüncelerinin esiri olmuştu yine. Ve yine Birce sayesinde çıkmıştı o girdaptan. Annesinin yüzüne ellerini koyup yüzlerini yaklaştırdı Birce.
"Sen beni özlemedin mi anne?" Birce ağlamaklı yüzüyle titreyen dudaklarıyla annesinden bir cevap bekliyordu. Nehir yüzünde az da olsa belli olan bir tebessümle kızına bakıp ifadesini düzleştirerek arkasındaki bakıcı kıza gitmesini işaret etti. Kızına cevap vermedi kucağından indirmedi ayağında on santim topuklu yokmuş gibi merdivenlerden yukarı yöneldi. Birce artık sessiz sessiz ağlıyordu. Oysa o da annesinin kendisini özlediğini düşünmüştü. Nehir kızının ağlamasına dayanamayıp kafasını omzuna yasladı, odasının önüne geldiğinde birisi tarafından izlendiğini hissederek geldiği yöne baktı ama kimseyi göremeyince içeri girip kapıyı kilitledi. Kucağında kızıyla yatağına oturup saçlarını okşamaya bir yandan da konuşmaya başladı. Her sözünde Birce sakinleşip annesine daha çok sarılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK TUTKUNU
Romance*YETİŞKİN İÇERİK!* Ağır cinsellik, şiddet, psikolojik olaylar barındırdığından 18 yaşından küçüklerin okuması tavsiye edilmez! #####