Dikkat italik yazılar +18 cinsellik içerir. Rahatsız olacaklar okumadan geçebilir. Olay yoktur.
&&&&&
Altında yatan kadına baktı. Onun pembe, akıl alan dudaklarına dokunmak hatta vahşice öpmek istiyordu. istemekle kalmayıp usulca dokundurdu dudaklarına dudaklarını. Tadını aldığı anda yavaş öpüşünü sertleştirip daha tutkulu daha hırpalayarak öpmeye başladı. Dudaklarından boynuna sürdürdü öpücüklerini. Her dokunduğu yer ateş oluyor yakıyordu, yaktığından fazla yanıyor ama bundan inanılmaz zevk alıyordu. Altında kıvranan beden daha fazlası için yalvarıyorken sertleşmiş erkekliğini sıcak derinliklere bastırdı. Bu hareketiyle altında yatan kadın elleriyle kollarına tutunmuş tırnaklarıyla derin bir iz oluşturmuştu. Dudakları hoyratça kadının göğüslerini buldu. Bir eliyle bir göğsü okşarken dudağı bir göğsünü emiyor sertliği yuvasını bulmuş gibi sıcak kuytulara git gel yapıyordu.
"Ne istediğini söyle!" boğuk sesi altında ki kadının hareketlerini daha hoyratlaştırmış kıvranması artmıştı. Erkeğin kollarına dolanan ellerinden birini usulca göğsünden göbeğine oradan karın kaslarına yavaş yavaş erkekliğine sürttü. Erkekliğine gelen eli yeni doğan bebeğin annesinin göğsünü kavraması gibi sıkıca kavradı ve elini aşağı yukarı sıvazlayıp elinde tamamen büyümesine neden oldu.
"Seni, seni ve bunu istiyorum. En derinimde en içimde." şuh sesi erkeği daha da tahrik ederken bacaklarını doladığı kalçaları iyice çekip bedenlerin çarpışmasını sağladı. Erkek hırlayıp bir çırpıda kadının en derinlerine sertçe girdi. Git gelleri zamanla daha hızlı daha sert bir hâl alırken tam rahatlayıp boşaldığı zaman kadının ismini haykırdı.
"Nehir!" yüzüstü yattığı yerden kendi sesine uyanan adam bir an nerede olduğunu anlamayıp şaşkınca gözlerini kırpıştırıp kendine gelmeye çalıştı. Sert ve hızlı solukları düzene girene dek bekledi. Sonra bulunduğu duruma baktığında sessiz bir küfür savurdu. Eli eşofman altının içinden erkekliğini tutmuş sıkıyordu. Eline ve iç çamaşırına bulaşan ıslaklık en son on dokuz yaşında gördüğü rüyasını hatırlattı. Usulca elini çekeceği vakit hızla açılan kapıyla bu kez sesli bir küfür savurdu.
"Siktir!" kapıda dikilen ve anlamsızca kendine bakan kardeşi Mesut abisini baştan aşağı süzüp olduğu durumu fark etmesiyle kahkahayı basmıştı.
"Abi, yokluk milletin başına vurur sen olayı yanlış anlamışsın." gülmekten zar zor konuşan kardeşine bakan Mert hızla elini çekip üzerinden sıyrılan pikeyi tekrar üzerine örttü. Başının altındaki yastığı alıp kardeşine fırlatırken bir yandan da konuşuyordu.
"Siktir git lan! Ulan puşt kapı çalınmak için var. Dingo'nun ahırına girer gibi girmeni istesem kapıyı taktırır mıyım lan?" Mert sinirle bağırırken Mesut gülmeye devam ediyor abisinin attığı yastıktan kaçıyordu. Tam kapıdan çıkarken abisini çıldırtan sözlerini söyleyip oradan kaçtı.
"Hayaliyle olmaz abi yengeyi getir karın diye gerçeğiyle hallet işini!" Mesut'un sözleriyle kazık yutmuş gibi kalan Mert düşüncelere dalmıştı.
🌙
Tüm aile kahvaltıya inmiş başlamak için Mesut'u bekliyorlardı. Genç adam elleri cebinde ıslık çalarak merdivenlerde göründüğünde 'nihayet' dercesine kafa salladı Merve Selin. Mesut son basamağa geldiğinde kollarını iki yana açtı ve uydurduğu şarkıyı bağırarak söylemeye başladı.
"Ali'nin Nehirlerinde mini mini bebeler,
Ali diyor iki tane daha yeter,
Nehir cevap veriyor "Ay yok daha neler"
Ali kovalıyor Nehir'i dağ, tepe
Yakalarsa yapacak iki üç bebeeee..."devam edemeden kafasına çarpan ve onu acı içinde bırakan şeyle acı ile inledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK TUTKUNU
Romance*YETİŞKİN İÇERİK!* Ağır cinsellik, şiddet, psikolojik olaylar barındırdığından 18 yaşından küçüklerin okuması tavsiye edilmez! #####