AŞK TUTKUNU

BÖLÜM 18 / "GEÇMİŞİN İZLERİ!"

Bölüm ithafı ayseasliata değerli yorumların ve merakla yeni bölüm beklediğin için çok teşekkür ederiz❤😘

***

İçinde akmaya devam ederken bir iki git gel daha yaptı ve ikisinin de hiç beklemediği bir söz fırladı iki dudağı arasından.

"Seni seviyorum."

***

Ali dudaklarından akıp giden cümleden sonra karısının gözlerine bakakaldı. Usulca içinden çıktı Nehir'in boş bakan gözleri ve sessizliği eşliğinde kendisini ve karısını temizledi. Nehir'in hâlâ sessizce kendisine bakmasıyla canı sıkıldı. Karısının yanına yatıp üzerlerine saten bordo çarşafı örttü. İki elini başının altında toplayıp tavanı seyretmeye başladı. Sözlerinden sonra sessizliğe bürünen karısının suskunluğu canını yakmıştı ne kadar itiraf edemesede. Duygularının çok uzun zamandır farkındaydı ama kazadan sonra içinden taşıp çıkmak Nehir dahil tüm dünyaya haykırmak istiyordu içinden geçen duygularını. Zaten söyleyecekti ama yanlış zamanda söylenen yanlış cümleler olarak havada asılı kalmış, iyi kötü bir karşılık almadan sessizlikle karşılanmıştı. Şimdi sözlerin ağzından çıktığı andan itibaren yaklaşık on beş dakika geçmişti ve Nehir tek kelime etmemiş hatta elinden gelse nefesini bile tutmak istetecek kadar bir sessizliğe gömülmüştü. Mert Ali bu suskunluğu bozmak ve duygularını bir miktar da olsa anlatabilmek için konuşmaya başladı.

"Babam ilk ve orta okul için beni bir devlet okuluna yazdırdı. Altıncı sınıfın ilk dönemiydi, okula hep özel araba ve şoför ile gidip geliyordum. Cebimde hep yüklü param olurdu ama okul çıkışında arkadaşlarla bir yerlere gitmem yasaktı. Diğer yaşıtlarıma oranla çok daha cılız ve küçüktüm. Gören altıncı sınıf öğrencisi değil de birinci sınıf öğrencisi zannederdi. Gelişimim çok yavaştı ve bazı sağlık sorunlarım vardı. Bir gün şoförü atlatıp üç arkadaşımla gezmeye gitmek için okuldan kaçtım. Okul bahçesinden biraz uzaklaştığımızda arkadaşlarım beni sıkıştırıp paramı almak için hırpalamaya başladılar. Üç kişiydiler ve ben onlar karşısında çok zayıftım. Üzerimdeki tüm parayı vermeme rağmen iyi bir dayak yedim. Aslında daha da yerdim ama onlar beni döverken arkadan birinin sesini duydum." Nehir kocasının sözlerini kesmeden dinlerken Ali ise zamanda yolculuk yapmış ve o güne gitmiş gibiydi. Yüzünde bir tebessüm oluşmuş, gözleri değişik duygulara ev sahipliği yapıyordu.

"İlk ne söylendiğini anlamadım ama 'Siz ne yapıyorsunuz?' diye biri bağırıyordu beni dövenlere. Çok geçmeden yanımıza geldi. İkinci sınıflardan bir kızmış. Beni döven arkadaşlarım onun geldiğini görünce onun üzerine yürüdüler bu kez de. Kız korkmadan durdu, çocuklar ona vurunca o da karşılık verdi ve bir güzel dayak yiyip bir güzel de dayak attı. Ayırmaya, durdurmaya çalıştım ama.." Dudaklarından bir kıkırtı kaçtı ve başı sağa sola sallandı Ali'nin. "Arkadaşlarım baktılar baş edemiyorlar 'bu burada bitmedi' diye tehdit ederek gittiler. Onların gitmesiyle bu kez de bana dönüp baktı sinirle. Ardından 'sen nasıl erkeksin, hem para verip hem dayak yiyorsun gerizekalı' diye bir de kendisi dövdü. Üç erkeğin attığı dayaktan daha çok yakmıştı canımı. Bütün hıncını almak ister gibi dövdü, ağladığımı görünce bu kez de 'erkek adam ağlamaz' diye dövdü." Nehir kocasının dayak yemesine sinirlense de kızın söyledikleriyle o da gülümsedi.

"Sonra beni evine götürdü, annesine yaralarıma pansuman yaptırdı, yemek yedirdi, annesi babamları arayıp haber verince de evden kovdu. Babamlar gelene kadar evlerinin bahçesinde yalnız bekledim. O günden sonra her gün takip ettim o kızı. Gittiği yerlere gittim, konuştuğu insanlarla konuştum. Gölgesi gibi peşindeydim. Liseye geçtiğimde o beşinci sınıftı okuldan kaçıp kaçıp onun yanına gidiyordum, uzaktan izleyip eve gidene kadar takip ediyordum. O kız lise üçe geçene dek devam etti bu takiplerim. Gözüm kimseyi görmüyordu, sadece o vardı onun yüzünden kendi hayatımı yaşayamıyordum.." Ali derin bir nefes aldı ve sanki anlattıklarını sindirmek ister gibi biraz sustu.