BÖLÜM 22 / "KAYIP!"

3K 132 26
                                    


Ehehehehehe geç oldu ama yine de geldiiimm!

Hey millet hala buralarda olan varsa size finalden önce son üç bölüm kaldığını söylemek isteriiim!

Hikaye final olduktan sonra düzenlemeye alınacaktır!

Hikaye final olduktan sonra düzenlemeye alınacaktır!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kim o Nehir, kim sana bunları yaşatan? Söyle bana Mavi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Kim o Nehir, kim sana bunları yaşatan? Söyle bana Mavi.." Mert Ali kucağında duran karısını kendine daha sıkı bastırdı ve ondan gelecek cevabı bekledi. Uzun bir bekleyişti ve Nehir sessizliğini koruyordu. Tam umudunu kesmişken çok kısık sesle konuştuğunu duydu. Eğer dikkat kesilmeseydi sesini duyması neredeyse imkansızdı. Fısıltıyı andıran sesiyle söyledi Nehir çocukluğunun katilini.

"İhtiyar... İhtiyar Sunay."

***

Mert Ali kucağında yatan kadına baktı görmeyen gözlerle. Anlattıkları, yaşadıklarını açıklıyordu. İhtiyar Sunay demişti karısı. O adamı tanırdı. Eski bir asker olarak, eski Paşa'yı bilmemesi saçma olurdu. İhtiyar Sunay dağların kartalı olarak bilinen, en gözü kara ve en vicdansız olan Paşa'ydı. Tüm askerlerini disiplinli ve kendisi gibi gözü kara yetiştirmiş en kudretli insandı. Onun eğittiği askerler ya şehit olurdu ya da kahraman. Öyle bir adamın Nehir'in dedesi olması, karısının nasıl bu kadar vicdansız olduğunu açıklıyordu. Hayatında sevgi görmemiş, acıyı tatmamış bir insan torununa ne verebilirdi ki disiplin ve düzenden başka?

Nehir omuzlarından kalkan yükle sızmış, kafası kocasının dizlerinde kalmıştı. Mert Ali karısının durumuna bakarken içindeki sıkıntının daha da arttığını hissetti. Aklından geçen planları uygularken bu kadar zor duruma düşeceğini tahmin etmezdi. Nehir'in tüm pisliklerine, düştüğü kirli yollara rağmen neden tutuklanmadığı, yukarıdakilerin neden onu koruduğu şimdi kafasında şekilleniyordu. Amiri Jop Selim'in sinirlendiği kişi aslında komutanıydı ama bunu bilmiyordu. Eğer öğrenirse herkesten daha istekle Nehir'i koruyacağını hatta onun için canını bile vereceğini biliyordu. Zira İhtiyar Sunay Jep Selim için bir baba, komutan ve hepsinden öte kahramanıydı. Cephede hayatını kurtaran komutanıydı, ona bir can borcu vardı. Mert Ali defalarca dinlediği hikayeyi düşünürken öğrendiklerini bir an önce amirine anlatmak için hareketlendi. Karısının başını dizlerinden kaldırdı. Odanın içindeki kanepeye yatırdı ve üzerine ceketini örttü. Karısını burada bir başına bırakmak istemese bile ona geçmemiş siniri ve kırgınlığı burada durmasına izin vermiyordu. Usulca odadan çıktı. Şirketi terk ederken telefonu çıkardı ve amirine yanına geldiğini bildiren bir mesaj attı.

AŞK TUTKUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin