Antik Ölümsüzün Günceleri

Bölüm 32: Doğum Günü Çocuğu

Mais Bayan Xiao ile beraber parti salonundan içeri adım attı. Onun kör gözleri etraftaki insanların şekillerini ayırt edemese de Bayan Xiao ayırt edebiliyordu. Geniş bir binanın içerisindelerdi. Hafif meltem açık bahçe kapısından içeri vuruyordu. Tavan en az 10 metre yüksekliğindeydi. Oldukça ferah ve rahat bir alandı. Bir çok garson kıymetli asillere hizmet ediyordu. Bu kişiler kokteyl masalarının etrafına dizilmiş ve içtenlikle sohbet ediyordu. Masalarına gelen garsonlar başları eğik bir şekilde işlerini yapıyor, bu asiller de onlara saygısızca davranmıyor, aslında tamamen görmezden geliyorlardı. Onları aşağılamak şüphesiz diğer insanların içerisinde kötü bir etki yaratırdı.

"Yanına gitmemizi istediğiniz birisi var mıydı?"

Bayan Xiao merakla sordu. Mais'in elbette burada tanıdığı birileri olmalıydı. Buraya getirilmesi için şehir lordundan özel talimat almıştı. Böyle birisi körken sırf kendi yeteneklerine dayanarak bu bölgede rezil olmaktan kurtulamazdı.

Mais başını çevirdi. Ne yazık ki seslerden Kasuur'un ya da Maria'nın yerini tespit edemiyordu. Yanındaki kadının da Kasuur'u tanıdığından şüpheli olduğu için Maria'yı bulması gerektiğine inandı.

"Maria'nın yanına gidelim. Ardından kendi işinize bakabilirsiniz."

Maria? Leydi Maria?! Bu çocuğun Leydi Maria'ya sadece ismiyle hitap ettiğini dahi görmek Bayan Xiao'nun şaşkınlıkla doğmasına sebep oldu. Öncesinde bu çocuğun üvey bir evlat olduğundan şüphe etse de buna gerçekten inanmamıştı. Şehir lordunun eşine çok sadık olduğu bilinen bir gerçekti. Bu yüzden bu ufak çocuğun sadece şehir lorduyla eşit rütbede biriyle bağlantısı olduğunu düşünmüştü. Fakat onun yine de Leydi Maria'yı tanımasını beklememişti. Leydi Maria ünlü biriydi. Peki bu çocukla ne zaman tanıştı?

Onun kim olduğunu bilme isteği aniden tavan yaptı. O anda Maria'nın yanına gitmenin başını belaya sokmaması için dua ediyordu. Ne de olsa bu çocuğun gerçekten Leydi Maria'yı tanımama ihtimali de vardı.

Kalabalığın içerisinde dolaştı. Bir çok asilzade ona selam verdi ve Bayan Xiao da onlarla konuşmak istedi fakat nedensiz bir şekilde bu çocuğun yanındayken ona verilen görevi doğru bir şekilde yerine getirmek zorunda hissediyordu. Bu oldukça garip bir hisdi. Karşı koyulabilirdi fakat... neden bunu yapmalıydı ki?

Bu yüzden bir çok figürü es geçti. İçi kan ağlıyordu. Bazıları aralarını iyi yapması gereken kıymetli figürlerdi. Fakat şehir lordu çok daha önemliydi. Bu çocuğa çok önem veriyordu.

O sırada Bayan Xiao Mais'i durdurdu. Önlerinde büyük bir kalabalık toplanmıştı. Mais neler olduğunu anlamamıştı ve eliyle ona açıklamayı unutmuş kadının belini sıktı.

Bayan Xiao irkildi ve başını çevirip sert bir şekilde Mais'e baktı. Fakat Mais onu görmüyordu ve bu bakışlar fazlasıyla anlamsızdı.

"Neden durduk?" diye sordu Mais.

"Önümüzde bir kalabalık var. Bir şey oluyormuş gibi görünüyor."

Bir çok genç yeteneğin orada olduğunu gördüler. Biraz geri çekilip onları izlediler. O sırada şişman bir figürün onların kolları arasında yükseldiğini gördüler. Onu havaya kaldırırken genç yeteneklerin yüzünde ter damlacıkları belirmeye başlamıştı.

" Genç Efendi Kasuur'un doğum gününü kutlamak için onu havaya fırlatalım. Hadi millet hep birlikte."

"Tabii ki. Onun gibi bir dahi göklerde ve yerde emsalsiz. Onun gibi bir dahinin doğum gününü kutlamayacaksak kimin doğum gününü kutlayacağız?!"

"Çok yaşayın Bay Kasuur! Şehrimizin en yeteneklisi. Ah, sanırım bu sözler krallar için söyleniyordu."

Bunlar dahilerdi fakat elbette bir çoğu Kasuur'un yanında çöp parçasından başka bir şey değildi. Ona yağcılık yapmak hayatlarını çok daha iyi bir yere getirmelerine yardımcı olabilirdi. Gururlanıp inat etmenin ne faydası vardı? Bu kişiler şehirlerin dışında zaten olağanüstü dahiler gördükleri için gururları ezilmişti. Fakat o kişiler fazla uzaktaydı ve onlardan faydalanmak zordu. Onların aksine Kasuur saftı. Kasuur hemencecik gaza gelen aptal bir figürdü. Bu gelişimciler onu zar zor havaya kaldırırken yüzünde ki gülümsemenin saçmalığını anlayabilir misiniz?