Bölüm 33: Evra

31 5 0
                                    

Mais ve bir çok gencin önünde Kasuur ve Ulam karşı karşıyaydı. Pek uygun değildi böyle bir ortamda bu gençlerin kavga etmesi fakat bu kavgayı merak eden insanlar vardı. Kalabalığın içindeki yaşlılardı bunlar. Bir çoğu Çekirdek Alemindeydi. Hatta en düşüğü bile bu alemde 5. aşamadaydı. Sıradan insanlar olmadıkları için buraya davet edilmişlerdi. Çocukların tartışmasını ilgiyle izliyorlardı. Bu Kasuur'un gerçekten yetenekli olup olmadığını görmek için harika bir yoldu. Yeşil saçlı şişko ile genç asilzade arasında bir çatışma gerçekleşmek üzereydi.

"Neden bir açıklama borçlu olayım?"

Kasuur yüzünde bir gülümseme ile sordu. Gerçekten hiç umursamıyor gibiydi. Fakat Mais aslında Kasuur'un bu kadar umursamaz olmadığını biliyordu. Sadece bu çocuğun onun karşısında hiç şansı olmadığını biliyordu. Ulam aurasını etrafa yayıyor ve 8. aşama bir köken ustası olduğunu herkese gösteriyordu. Onun aksine Kasuur aurasını saklıyordu. Mais onun Çekirdek Alemine geçiş yaptığını biliyordu. Artık köken enerjisi bedeninde birleşmiş ve bir çekirdeğe dönüşmüştü. Onun gücünü görmek için bedeninden yayılan aurayı değil, çekirdeğinden yayılan auraya dikkat etmeniz gerekiyordu.

Kasuur Çekirdek Alemine yeni ulaşmıştı. Bedenini kaplayan köken enerjisi şimdi neredeyse tamamen çekirdeğe dönüşmüştü. Haliyle oldukça zayıf görünüyordu. Fakat yaşlılar kesinlikle buna aldanmıyordu. Tam tersine bunu görünce onun Çekirdek Aleminde olduğundan daha da emin olmuşlardı.

Ne yazık ki gençler aynı tecrübeye sahip değillerdi. Buraya geldiklerinden beri Bu şişko bokun bahsedilen dahi Kasuur olduğundan şüphelenen çok fazla kişi olmuştu.

"Onları yaraladığını görmüyor musun?"dedi Ulam. Bakışları duyguları saklamasına yetmiyordu. Fazla fevri ve acaleciydi.

Maria ise ötede bu çocuğun ona karşı hissettiklerini tamamen görmezden geliyordu. Yüzünde bu durumdan keyif aldığını belirten bir tebessüm görülebiliyordu.

Mais içten içe güldü. Bu çocuk iyi adam rolu kesiyordu fakat sadece etkileyici görünmeye çalışmıyor muydu? Elbette Mais fazla paranoyak olabilirdi fakat Ulam sesindeki kıskançlığı engelleyemiyordu.

Mais gibi sadece duyarak algılayan birisi için bu fark etmesi kolay bir detaydı.

"Onların yaralanmaları kendi zayıflıklarından değil mi? Hem sen neden buna karışıyorsun? Adelet bakanı olduğunu mu düşünüyorsun? Biliyorsun, sadece kıçımın bakanı olabilirsin."

Kasuur kesinlikle kelimelerinde çok sertti. Maria'nın kaşları seğirdi. Ulam kesinlikle sıradan birisi değildi. Neden onu kışkırtmak konusunda bu kadar ısrarcıydı?

Başını çevirdi ve sağ yanındaki kör çocuğa baktı. O çocuğun bu tatlı kıyafetlerinin arasında bir Bilge Canavarı vardı. Üstelik babası da onlara çok değer veriyordu. Kasuur nasıl korkardı ki?

Fakat yanlarında 2 bilge bile olsa bu yeterli değildi. Kasuur fazla kibirli davranıyordu. Köyden geldiği çok belliydi ve ilerisini düşünmüyordu.

Fakat peki ya bu yüzündeki büyük yaralı çocuk? O gri gözlerin ardında her şeyi görmüyor musun? Neden ona daha dikkatli olmasını söylemiyorsun?

Ulam'ın yüzü solmuştu. Bu çocuk ona hakaret ederken öylece durabilir miydi? Arkasındaki çocuklar bir anda ileri atılıp bu çocuğa gününü bildirmek istediler fakat Ulam tarafından tutuldular. Ulam bir asilin böylece saldırmasının oldukça aşağılık bir şey olduğunu biliyordu. Öfkesini bile içinde tutamıyorsa gelecekte üst mevkilere nasıl tırmanacaktı?

Çevredeki yaşlılar onu onayladı. Kasuur'un planı onu yükseltmiş gibi görünüyordu.

"Seni bir düelloya davet ediyorum."

"Reddediyorum. Aynı seviyede bile değiliz. Sana zorbalık etmeyeceğim."

Bu dolaylı olarak Çekirdek Alemine geçtiğini söylemek olsa da gençlerin arasında pek inanan olmamıştı. Yaşlılar elbette bundan şüphelenmeye devam etti. Ulam ise daha da öfkelenmişti. Uygun bir rakip olarak dahi görülmemek gururuna ağır bir darbeydi.

" Seni geberteceğim!!"

Kalabalığın arasından sıçradı. Parmaklarının arasında beliren silahla şişkomuza atladı. Ne Maria ne de Mais hareket etti. Hatta Kasuur bile hareket etmemişti. Onların yerine kalabalıktan başka bir figür ileri atılmıştı. Ulam'ın ortaya çıkan kılıcına karşılık kendi kılıcıyla karşılık verdi. Çocukluğundan beri aldıkları kılıç eğitiminde her zaman Ulam'dan daha iyi olmuştu.

Etrafa köken enerji dalgaları saçıldı. Mais'in bu kadar yakın mesafeden çarpışmadan hiç etkilenmemesini yanındaki Maria'dan kaynaklandığını düşündüler. Maria onu korumuş olmalıydı.

Fakat hiç de öyle bir şey olmadı. Maria gülerek Mais'e baktı. Onun ne kadar güçlü olduğundan pek de emin değildi. Çekirdek Alemine geçtiğini düşünmüyordu çünkü bedeni hiç çekirdeği dönüştürüp zayıflama belirtisi göstermemişti fakat 8. aşama iki köken ustasının dövüşüne de bu mesafeden kayıtsız kalıyordu. Muhtemelen onlarla aynı seviyede ya da biraz daha yukarıdaydı.

Kasuur ise çılgınca kahkahalar atıyordu. Önüne çıkan kişi ondan daha uzun boylu bir gençti ve ince kahverengi saçları dalgalı bir şekilde geriye taranmıştı. Çarpışmada bu saçlar hiç hareket etmedi. Görünüşe göre oldukça katılardı.

İki mücadeleci de geri çekildi. Evra'ydı adı. O Maria ile aynı yaşta onun ve Ulam'ın çocukluk arkadaşıydı. Babası yakın bir şehrin lorduydu. Burada büyük bir dahi olduğunu duyunca gelip onunla dövüşmek istedi. Kendisi dövüşmeye oldukça meraklı bir gençti ve özellikle Maria ile son derece yakın birer arkadaştı.

"Sör Evra geldi! Onun bile bugün buraya geldiğini düşünmek! İnanamıyorum!"

"Babam buraya gelmemi istediğinde oldukça şikayetçiydim aslında fakat anlaşılan şikayet etmenin anlamı yokmuş. Bu yakışıklı prensi görmek için Uhud Dağına bile çıkarım."

"Prensim! Bir kez bana bakın ve bütün hayatımı size adayım!"

Evra asil kızlar arasında oldukça ünlüydü ve hatta kraliyet şehrinde bile en yakışıklı genç asiller listesine giriyordu. Şüphesiz Kasuur gibi bir tombulu da, Mais gibi yüzü yaralı bir körü de gölgede bırakıyordu.

" Evra benimle dövüşmek istiyorsan sorun değil fakat bunu sonra yapalım! Şimdi ilgilenmem gereken başka birisi var!"

Ulam öfkeliydi. Bu çılgın dövüş manyağı ile burada karşılaşmak istemiyordu. Daha birini öldürmeye cüret bile edemiyordu fakat dövüşme konusunda çok takıntılıydı. Kesinlikle çok can sıkıcıydı.

Evra başını çevirdi ve Maria'ya selam verdi. Bu Kasuur'un kaşlarını çatmasına sebep oldu fakat Maria hiç oralı bile olmadan gülerek bu selamı kabul etti. O gerçekten Evra ile yakın arkadaştı.

Evra önüne döndü. Kılıcını doğrudan Ulam'ın göğsüne tuttu. Kılıcın ucuyla Ulam arasında 1 metre ancak vardı.

"Seninle dövüşeceğim. Çünkü bende doğum günü çocuğu ile dövüşmek istiyorum. Eğer kazanırsan önceden olduğu gibi dövüşürsün. Kaybedersen dövüşecek kişi ben olacağım."

Kabul etmemesi mümkün değildi. O anda bütün yaşlılar onları izliyordu ve Maria da özellikle onları izliyordu. Zaten doğum günü çocuğuna saldırarak bir hata yapmıştı ve şimdi bunu dostça bir gösteriye dönüştürme şansı vardı. Bunu kullanacaktı.

Onu yenecek ve ardından Kasuur'un kıçını tekmeleyecekti. En sonunda Maria ile evlenen kişi o olmalıydı. Bu veletler değil!

En sonunda Ulam bu düelloyu kabul etmek zorunda kaldı. Kalabalığın arasında babası kesinlikle onu izliyordu.

Bunu bildiği için şu anda topuğunun üzerinde dönemezdi.

Zaten ihtiyacı olduğunu da düşünmedi.

"Hadi dövüşelim pısırık."

Ulam'ın gözlerinde keskin ve şiddetli bir bakış varken Evra sakince gülüyordu.

Antik Ölümsüzün Günceleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin