"Gerçekten inanılmazsın! Senden bir seviye yüksekti ama yine de onu tek hamlede öldürmeyi başardın! Ve hatta daha önemlisi senden çok daha yaşlıydı! Biliyor musun? Ne kadar uzun zamandır gelişim yapıyorsan fiziksel gücün o kadar fazladır! Bunu biliyorsun değil mi?!"
Ormanın ortasında, ağaçların ortasında saçları omuzlarına gelen o güzel kız şişko çocuğun kanlı kollarında susmadan konuşup duruyordu. Normal şartlarda Kasuur da ona ayak uydururdu. Kendini över ve hatta kızı da övmek için nedenler bulurdu fakat o anda hiç havasında değildi.
Kolları ve göğsü kan içindeydi. Yüzüne de bir kaç damla bulaşmıştı. Fark etmemişti ama biliyordu. Bu kan bu genç kızdan gelmemişti.
"Onu gerçekten öldürdüm ha?"
En sonunda sadece bunu söyleyebildi. Kızı kollarında taşırken ne bir kahramanmış gibi ne de kötüymüş gibi hissediyordu.
İçi tamamen boştu.
***
Kulübenin olduğu yerin 10 metre çevresi tamamen boştu. Mais ve Kasuur ağaçları yolmuş ve yerine bir tarla yapmaya karar vermişlerdi. Kasuur bundan dolayı çok mutsuzdu. Çünkü tarla yapmaları burada daha uzun süre kalacaklarını gösteriyordu.
Mais'in ise bu hiç umurunda değildi. Çekirdek Alemine geçmesi Köken Enerji Alemine geçmesi kadar kolay olmayacağından belki de Kasuur'un bir Tao'nun İzini görmesini sağlayarak onu Çekirdek Alemine geçirebileceğini düşünüyordu.
Kulübenin önünde bağdaş kurmuş oturuyordu. Omuzunda 3 kuyruklu beyaz kedi vardı. Gözleri kapalıydı. Bu şekilde kılıç yarasının ortasında iki temiz nokta görünüyordu.
Göz kapakları o yaranın koyuluğuna sahip değildi.
Mais meditasyonunu tamamladı ve elini savurdu. Anında önünde bir kazan belirdi. Ayağa kalktı ve bir kaç metre ileridesindeki ot ve odun ile dolu yerin üzerine koydu. Ardından elinde bir çakmak belirdi ve ateşi yaktı. Bir iç çekti.
'Böylesine dengesiz ateşleri kullanmak gittikçe zorlaşıyor.'
Rüzgarlı bir anda zehirli bir hap üretebilirdi ve bunları o ve Kasuur kullanıyordu.
Bu iş tehlikeli hale gelmeden ateşi dengeli bir yere kurmalıydı.
'Hmmm?'
Aniden başını çevirdi. Ormana doğru bakıyordu. Göremiyordu fakat rüzgarın getirdiği koku ve kulaklarının işittiği ince bir kız sesini duyabiliyordu.
Eliyle sırtına uzandı. Değneği hala oradaydı.
"Benim! Vurma beni!"
Elbette Mais'ten yayılan köken enerji dalgalarını hissettikten sonra genç kız şaşırmıştı. Bu seviyedeki birisi ona saldırsaydı bile ne olurdu ki? Belki de bu şişko genç onun yaralanma ihtimalinden korkmuştu.
Fakat daha önemlisini daha geç fark etti. Mais'in yaralı yüzünü ve gözlerini. O gri gözleri gördüğü anda çocuğun onları nasıl fark ettiğini anlamıştı. Arkası dönük bile olsaydı kulakları sayesinde duyabilirim. Şehirden ayrılmadan önce sürdüğü parfümün rüzgarla dağılan kokusunu alabilirdi. Kör insanların daha iyi kulaklara ve buruna sahip olması beklenmedik olmazdı.
O anda bir şey daha fark etti genç kız. Bu ikisi de ondan daha genç görünüyordu fakat gerçekten kaç yaşındaydılar? Bu çocuk kesinlikle küçüktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Antik Ölümsüzün Günceleri
FantasyBir imparatorun çocuğu yetişim için yetersiz olsa da bilgeliği onu hayatta tutar. Mais her şeyini kaybettiğinde ve kör olduğunda artık yaşamak için bir nedeni olmadığına ikna olmuştur. Sadece kısa bir süre sonra ona intikamı için umut verecek yetene...