Bölüm 5: Kör

58 11 0
                                    

3. Ferua gezegeni uzun diyarlara ev sahipliği yapıyordu. Denizler ve okyanuslar karalara kıyasla çok daha azdı. Gezegende su oranları azdı ve nufüs çoktu. İhtiyaç bol olduğu için su dolu bölgeler için savaşlar çoktu. Büyük hanedanlıkların tarihi bu gezegenden gelip geçti. En sonunda yeni ortaya çıkan Dünya İmparatorluğu gezegeni birleştirdiğinde insanlar derin bir nefes aldı. Onların gücünün altında büyük insan katliamlarının gerçekleştiği toprak savaşları, taht savaşları ve su savaşları gerçekleşmeyi bıraktı. İmparatorluklar varlığını sürdürebildi fakat duyarsızca hareketler yapamadılar.

Bu gezegenin içerisinde benzeri bulunan binlerce orman vardı. Kızıl Yol Ormanı. Mavi kıtanın uç noktalarında bulunan zayıf bir bölgeye ait güçlü bir Tao Bölgesiydi. Zamanında bir Yükseliş Alemi gelişimcisinin burada Orman Taosunun derinliklerine ulaşıp Meridyen Alemine geçtiği söylenirdi. Böylece bu orman doğmuştu.

PATT...!

Ormanın ortasında boyut yarıldı ve gökyüzünde 8 yaşında kanlarla kaplı bir çocuk güçsüz bir halde yere düştü. Yüzünde kanlı bir yara vardı. Kan çimenlere düştü ve yüzünü görünmez hale getirdi. Yaraysa bu kanlı yüzün içerisinde bile rahatlıkla görünüyordu. Derindi ve korkunçtu. Daha 1,5 metre boyuna bile ulaşamamış ufacık bir çocuğun yüzünde böyle bir yaranın varlığı tüyler ürperticiydi.

"RAAĞR!!! Öhö! Öhö! AAAĞR!!"

Güneş sıcak, parlak ışıklarıyla ormanı aydınlatırken onun çığlıkları çevredeki hayvanları korkutup kaçırıyordu. Arada öksürüp boğazına kaçan kanı kusmaya çalışıyordu. Yüzünden akan kanlar o yerde çığlıkları içinde yuvarlanırken çenesine kadar indi. Ağzını kapladı. Sonunda daha fazla kusamadı. Daha fazla bağıramadı.

Lagos'un saldırısı gözlerini kesmişti. Onu öldürmeyi başaramasa da yara derindi ve acısı inanılmazdı. Lagos bir kaç saniye düşünemedi bile. Ardından elini aceleyle hazine sarayına attı. Oradan bulabildiği ilk hapı ağzına attı. Hapın zehirli olmadığını biliyordu. Hazine sarayı imparatorluk için önemli bir yerdi ve bir nevi onları temsil ediyordu. Zehirler böyle bir yerde tutulmazdı.

Hazine sarayında tutulabilecek kadar değerli simya hapları onun gibi Başlangıç Alemindeki gelişimcilerini geçelim Yükseliş Alemi gelişimcileri için bile tehlikeliydi.

Mais o anda kurtuluşunun Temel Kurma Alemine geçmek olduğunu biliyordu. Bir alem atlamak genelde dikkatlice yapılması gereken ince bir işti. Fakat karanlıkla kalan küçük bir çocuk bunu aceleye getirmişti. Başka çaresi yoktu. O acının içerisinde bayılmasına fazla zaman yoktu. Ormanda kim onu bulabilir ve bu yarayı iyileştirebilirdi? Mais aniden bir kraliyet ailesine ya da antik bir klanın topraklarına düşme olasılığının ne kadar düşük olduğunu biliyordu. Ve eğer gerçekten böyle bir yere düşmüşse de onun kim olduğunu bilmeden nasıl ona böyle değerli ilaçlar verebilirlerdi?

Eğer aldığı hapın özel yanları olmasaydı Mais burada yalnız başına ölmüş olacaktı.

Fakat bu sefer şanslıydı. Hap onu öldürecek kadar güçlü bir hap değildi. Tam tersine bu hap imparatorun oğlu için özel olarak yapılmış Yaşam Temeli Kurma Hapıydı. İmparator oğlunun kısa ömürlü olacağını biliyordu. Çocuklarına hayatı boyunca pek ilgi gösterememiş olsa da onları sevmişti. Onların daha uzun süre yaşamasını isteyecek kadar sevmişti.

Fakat Mais bunu asla bilemeyecek. Ağzına attığı hap çevredeki enerjiyi ona doğru çekti. Çimenler enerjinin yönelimi ile sallandı. Ardından çimler soldu. Ağaçlar kurudu. Çiçekler yok oldu. İçlerindeki bütün yaşam enerjisi Mais'e aktı. Onun yüzüne aktı ve iki kulağı arasındaki uzun ve geniş keskin yara yavaşça kapanmaya başladı. Öteki yandan bedeni sertleşmeye ve karnında her yetiştiricinin başlangıçtan sonra sahip olduğu enerji temeli oluşmaya başladı. Bir sonraki alemde onun enerji kullanma kapasitesini belirleyecek bir katman. Yetişiminin temeli. Ne yazık ki bu sıradan bir temeldi. İmparatorun istediği yaşam temeli için gereken yaşam enerjisi Mais'in hayatını kurtardı.

Antik Ölümsüzün Günceleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin