Bölüm 28: Moura

28 6 0
                                    

Jalal Mais ile aynı yaştaydı. Doğdukları zaman dilimleri bile yakındı fakat doğdukları yerler birbirinden tamamen farklı noktalardaydı. Mais bir imparatorluk sarayında, sayılamayacak kadar hazinenin harcanması ile varolan bir çaba sonucu meydana geldi. Gezegenin en iyi ebeleri tarafından doğultuldu. Annesi gökleri tersine çevirecek kadar güçlüydü. Babası koca bir gezegene hükmediyordu. İki abisi de nesillerinin 1 numarasıydı. Arkadaşları da büyük dahilerdi. Hizmetçisi bile yüce bir seviyedeydi.

Jalal aynı şartlarda doğmamıştı.

Jalal'in doğması annesinin ölümüne sebep olmuştu. O çürük tahtalarda, zehirli sayılacak bir havanın içinde doğdu. Babası bir madenciydi fakat hayatını içkiye adamıştı ve Jalal artık onun yerine çalışmaya gidiyordu. Kardeşleri bu hayatın zorluğunu dayanamamıştı. Ondan 2 yaş büyük abisini daha geçen ay gömmüştü. Artık kimsesi yoktu.

Siyahi denebilecek kadar koyu bir teni vardı. Temiz değildi. Sürekli yırtık kıyafetler giyerdi. Gelecekte etkileyici olacağına dair işaret veren bir yüzü de yoktu. Aslında oldukça sıradan belki çirkin sayılırdı.

Madenlerde gelişimi öğrenmişti. Değerli olmak için gelişimci olmak gerektiğini öğrenmişti. Kendini geliştirmişti. Yetenekliydi. Madencileri şaşırtacak derecede yetenekliydi. 9 yaşında Temel Kurma Aleminin 9. aşamasına ulaşmıştı. Madenciler ardında kaç kişi bu seviyeye ulaşabilmişti? Bir elin parmaklarını geçmez.

Bu yarışmaya hakemlik yapmayı o kabul etmişti. Çünkü bu sayede iddialardan biraz pay koparabilirdi. Fakat bugün burada Mais ile karşılaşmıştı. Kaderini değiştiren bir karşılaşmaydı. Değiştireceğine inandı.

Onun kadar iyi değildi. Fakat aynı yaştaydılar. Hayatı boyunca hiç arkadaşı olmamıştı. Ve onun cesurca gelişini, mücadelesini seyredince onu kaybetmek istemedi.

Mais'e doğru gelen yumruk bir çokları için fark etmesi bile zor bir darbeydi. Mais elinde değneği ile öylece bekliyordu. Sanki yumruğun gelişini fark etmemiş gibiydi. Kör biri için bu şaşırtıcı olmazdı.

Jalal bu yüzden ileri atıldı fakat her şeye rağmen fazla yavaştı. Bolt ile karşılaştırılamazdı. Bolt köken ustasıydı.

'Yetişemeyeceğim.'

Mais'e baktı. Fakat onun endişeden yoksun bir şekilde beklediğini görünce tereddüte düştü. Aklına geldiği anda hem saçma hem de bir o kadar mantıklı gelen bir fikir ortaya çıktı.

'Belki de hakkında endişelenmem gereken o değildir.'

Aklınıza aniden gelen absürt ve olması imkansız olan düşüncelerden biriydi bu da. Jalal gerçek olacağını düşünmemişti.

Kendisinden her konuda üstünmüş gibi görünen bu yakışıklı çocuğun inandığından fazlasını yapabileceğini düşündü. Yine de emin olamadı. Elini uzatmak ve Bolt'u yakalamak istedi fakat bu adam çok hızlıydı. Çok güçlüydü. Onunla aynı yaştaki bir çocuk tarafından nasıl durdurulurdu?

TIRIRIM...!!

İşte o anda Jalal'in tüyleri diken diken oldu. Kalabalıkta titreyerek düşenler oldu. Ve aralarından kaslı bir adam korkunç bir hızla ortaya çıktı. Jalal onu tam olarak görememişti fakat onun kendisinden kat kat hızlı şekilde hareket ettiğini fark etmişti. Kendisi Bolt'tan sadece 2 metre uzaktayken bu adam kalabalığın dahi arkasındaydı. Fakat çoktan onu geçmişti. Bir sonraki adımında ayakları toprakta iz çıkardı ve yumruğu göğsünün altından yükselerek Bolt'un göğsüne çarptı.

GÜMM...!!

Yumruğu havada vahşice Mais'in üzerine atlayan kızıl adama çarparken bahsi geçen barbar kendini koruyacak bir pozisyonda değildi.

Antik Ölümsüzün Günceleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin