Taş ev İşçi Başı Mu'ya aitti. Tarım işlerinden genel olarak sorumlu kişi oydu. Bağlı oldukları kasabada tarım arazileri onun üzerine kayıtlıydı. Köydeki çoğu kişinin yeme içmesinden sorumluydu ve onlara iyi bakardı. İyi kalpliydi. Çekirge saldırılarında veya birileri ormanda vahşi canavarlar tarafından öldürüldüğünde her zaman köye liderlik ederdi. Kasuur kasabadaki en güçlü kişiydi fakat Kasuur lider değildi. Mais'i bulduğunda onu doğrudan Mu'ya getirmişti ve Mu da bu küçük çocuğu evinde ağırlamıştı.
O anda hava hafiften kararıyor ve çoğu köylü tarlalardan çıkıp evlerine dönüyordu. Mu'nun eşi Bayan Jane Mais'e yiyecek getirdi. Mais'in odasının içi bomboştu ve sadece bir yer yatağı vardı. Mu Mais'in kör olduğunu anladıktan sonra odada bir yere çarpmasın diye sadece yatağı bırakmıştı. Zaten bu küçük çocuk etrafta bir şeyler olsa da onlarla uğraşabilecek gibi görünmüyordu.
Bayan Jane kahverengi saçlı hafif kırışıklarla kaplı 40'larında görünen bir kadındı. Aslında daha genç olduğunu biliyordu Mais fakat kadının çalışma hayatından bedenine dikkat edecek zamanı olmamıştı. Mu'nun eşi olsa bile bir eli yağda bir eli balda değildi.
Kuru ve kirli ellerini yıkamıştı ve şimdi Mais'i beslemek için hazırlanıyordu. Mais'in önünde dizlerinin üzerine oturdu. Mais'in hafif gülümseyen yüzüne baktı. O da gülümsedi.
"3 gün önce Kasuur'a onunla beraber kasabaya gitmek isteyip istemeyeceğini sormuşsun. Anlaşılan hala bu konu hakkında düşünüyor."dedi Jane. Mais acı acı güldü. Jane'in lapayı karıştırdığını duyabiliyordu.
" Gelişimim ondan daha zayıf ve dahası körüm. Yön duygum yok diyebiliriz ve söylediklerimin beni kasabaya kendisiyle götürmesinden bir farkı yok. Sadece bilgi konusunda ondan üstünüm fakat buna rağmen çoktan reddedeceğini düşünüyordum. Bu kadar beklemesi bile şaşırtıcı. "dedi Mais. Ardından uçan kaşık ağzına girdi. Yanaklarını tamamen doldurmuş ve ilk kaşığın getirdiği lapayı bitirmeden ikinci kaşığı da öteki yanağına doldurmuştu. Bir prensin lapa yiyince sahip olması gereken tavra hiç mi hiç sahip değildi.
" Ona sıradan biriymiş gibi bakma. Çok çalıştı ve ilerlemeye aç. Kendi kendine yolunu bulması inanılmazdı fakat sınırlarına ulaşıyor. Bir sonraki aleme kendi başına ulaşması fazla zamanını alacak ve dünyayı görmek istiyor. Ona göre sen kör olsan da zayıf olsan da bir umutsun. Ona bilmediği dünyanın ve gelişimin sırlarını anlatabilecek bir umut. "
Mais dinledi. Jane ağzına yemekleri sıkıştırırken Kasuur'un nasıl gelişim açlığında olduğunu öğrendi. Kasuur'un onu bulmasının bir nedeni de buydu. Kasuur bir kasaba arıyordu. Köyden fazla uzaklaşmadan her gün belli mesafeleri kat ederek bir harita oluşturuyor ve bir kasaba bulmayı umuyordu. Fakat Mais kasabanın fazla yakında olmadığını anlamıştı. Kasuur Mais'i bulduğunda Mais ikisi buraya dönerken bir kaç kilometre yürüdüklerini fark etmişti. Kasuur bu kadar ilerlese de hala bir kasaba bulamamıştı.
"Kendini yemeye verdi. Sürekli yemek için ormandan farklı meyveler getirdi. Bazıları ona çok kilo aldırdı."
Mais başıyla onayladı. Ormanda bulunan bazı yiyecekler çocuklar için fazla kalorili olabilirdi.
Kasenin içindeki lapa bitti. Mais sakince önüne bakmaya devam ediyordu. Sırtındaki sopası ve parmağındaki yüzüğü dışında hiçbir şeyi yoktu. Sahip olduğu kıyafetler bile ona ait değildi. Burada bir bebek gibi besleniyordu ve insanlara yük olduğunu hissediyordu. Bir anlığına Lagos'u düşündü. Fakat hemen onu aklından attı.
Onu düşünemezdi. Onu hatırlayamazdı. Sadece yaşamaya devam etmeliydi.
"Senden Kasuur'a dikkat etmeni istiyorum Mais." dedi Jane. Mais onun gözlerini göremedi fakat kapının dibinde duran Jane'in yüzünde çok ciddi ve endişeli bir ifade vardı. Dudaklarını birbirine bastırmış eli kapının kulpunda kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Antik Ölümsüzün Günceleri
FantasyBir imparatorun çocuğu yetişim için yetersiz olsa da bilgeliği onu hayatta tutar. Mais her şeyini kaybettiğinde ve kör olduğunda artık yaşamak için bir nedeni olmadığına ikna olmuştur. Sadece kısa bir süre sonra ona intikamı için umut verecek yetene...