Bölüm 27: Bilek Güreşi

48 8 1
                                    

"Şunlara bak. Tıpkı hayvanlar gibiler."

Tavernanın içinde şehrin güvenliğinden sorumlu üst düzey askerler, gelişimciler bu madencilerin yaptıkları hayvansı işlere gülmeden edemiyorlardı. Sadece Başlangıç Alemindelerdi fakat buna rağmen bu kadar havaları vardı.

" Fakat çok paraları var. Ceplerindeki parayı bu kadar uzun süre korumaları şaşırtıcı." dedi dansözlerden biri. Yüzünde şehvetli bir gülümseme vardı. Çok seksiydi. Dolgun göğüsleri ve çıkık bir kalçası vardı. Buna rağmen ona yaklaşmak, onu çağırmak şeytanla anlaşma yapmak gibiydi. Onun yüzünden kim bilir kaç madenci saçma nedenlerle hayatını kaybetmişti. Hala neden tavernadaydı? Bunu dahi kimse bilmiyordu.

Taverna sahibi ve barmen olarak bardakları silen adam Moura'ydı. Ve bu adam bu kadına soğuk kanlılıkla yaklaşabilen tek kişiydi.

Oldukça cüsseliydi. Bolt bile onun yanında küçük bir çocuk gibi kalırdı. Siyah saçlarını arkasına bağlamıştı. Kirli bir sakalı vardı ve bıyığı oldukça düzensiz kesilmişti. Madencilere onlardan çok benziyordu.

Her biri kapıyı seyrediyordu. Oradaki sesleri dinleyerek olanları duyabiliyorlardı. Fakat hareket etmeye değer bir şeyler duymamışlardı.

"Ben meydan okurum."

O ana kadar.

Bastonlu bir çocuk yavaş yavaş kalabalığa doğru yürüdü. Kasuur ona şaşkınlıkla bakarken Mais Kasuur'a kalabalıkta ki kimsenin duyamayacağı kadar kısık bir sesle fısıldadı.

"Sana altın kazanma fırsatı."

İnsanlar bir çocuk sesi duyduklarında anında dalga geçmek için hazırlanmışlardı fakat çocuğu gördüler. O kördü. Gri gözleri vardı ve yüzünde bir kılıç yarası. Hayatta kalması bile bir mucize olmalıydı. Çok acıtmış olmalıydı. Buna rağmen hala hayattaydı. Ona saygı duydular.

Derdim. Eğer biraz daha empati yapabilseydiler.

"Haha! Çocuk kasların güzel! Bir çocuk için fena değil!"

"Hey! Gelişimci olsan iyi edersin velet! Yoksa bu adam kolunu bedeninden ayırır ona göre!"

"Bu hayatının kapışması olacak Bolt! Kör bir çocuğa karşı da gururlan da görelim hahaha!!"

Bolt oldukça öfkelenmişti. Mais ise oldukça mutluydu ve hatta gülümsüyordu.

Uzun zamandır insan içine karışmamıştı. Bu hissi unutmuştu. Bu onu heyecanlandırdı.

"Hayatının en büyük utancını yaşamaya hazır mısın yaşlı adam?"

Mais'in yüzündeki gülümsemeyi görmek Kasuur için dahi şaşırtıcıydı. Bu özgüven değildi. O zaten şüphesiz bir şekilde bu adamdan üstündü fakat burada onu mutlu eden neydi? Bu adamı aşağılamak mı?

Hayır.

Var olduğunu hatırlatan her şey Mais için bir neşe kaynağıydı.

Kalabalık açıldı ve Mais onların arasından adım atıp masaya doğru ilerledi. Kahverengi ve en azından 10 cm kalınlığında bir masaydı. Boyutu bu kaslı adamların sahi kollarını tutabileceği kadar büyüktü. Mais masaya oturdu. Masa o kadar yüksekteydi ki kolunu koyması gereken masa neredeyse çenesine ulaşıyordu. Bunu gören kalabalık çıldırmışçasına gülmeye başladı.

"Hahha!!! Bu çocuk gerçekten! Gerçekten boyu o kadar kısa ki masaya yetişemiyor!!"

"Bolt, gerçekten mücadeleyi kabul edecek misin?! Bir çocuğa karşı dövüşmek çok aşağılayıcı olacaktır! Hem kolunu falan koparırsan ne olacak?!"

Antik Ölümsüzün Günceleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin