Temel Kurma Aleminin 5. aşamasında olan biri 2. aşama bir köken ustasına karşı savaşıyordu. Üstelik zayıf olan taraf kördü. Bu nereden bakarsan bak inanılmaz bir şeydi.
Fakat Mais daha inanılmaz şeyler yaptığını biliyordu.
Kaşlarını çatmış bir şekilde Jong'a düz, odağı olmaksızın bakarken açıkça onun dengi olmadığını biliyordu. Neden mi? Bunun nedeni gücünün zayıf olması değildi. Tek nedeni körlüğüydü. Eğer kör olmasaydı Jong ona bulaştığına çoktan pişman olmuştu. Mais çoktan bir şehire gitmiş ve kendisine bir ordu toplamaya başlamış olurdu.
Ya da belki bunların hiçbiri olmazdı ve yolda giderken bir bilgenin tek fiskesine öteki dünyayı boylardı. Bütün bunlar üzerinde düşünmek anlamsızdı ve Mais'in üzerinde fazla durmadığı konulardı.
Mais için her yer karanlıktı. Dövüş esnasında yolu bulduğu gibi Jong'u bulamazdı. Jong ses çıkarmayacaktı. Böylesi bir durumda Mais'in kazanmak için bir şansı olabilir miydi?
"Kasuur, kaç!!"
Tek çaresi Kasuur için kaçacak zaman kazandırmaktı. Böylece Kasuur kaçacak ve kendisi de bir şekilde kaçacaktı.
O koskoca imparatorluk savaşından kaçmıştı. Nasıl olur da basit bir köken ustasından kaçamazdı? Eğer aklınızdaki soru onun köken ustasından nasıl kaçabileceği ise.
Mais'in çevresindeki soğuk Jong'un en son olduğu yere doğru hücum etti. Kasuur Mais olduğu yeri algılasın diye sürekli ses çıkardı ve geri çekildi. Fakat onun dayanamayacağı kadar kuvvetli köken enerji dalgaları yine de gitmesine izin vermiyordu.
Kasuur çevresine baktı. Mais Jong'un etrafına buzdan duvarlar oluşturmaya çalışıyordu. Fakat bir çok açığı vardı. Jong bu açıklardan kaçmaya çalışmıyor, bunun yerine bekliyordu. Kasuur bunun nedenini kısa sürede algıladı.
Açıklar tehlikeliydi. Eğer Mais görüyor olsaydı ve Jong oradan geçmeye çalışsaydı duvarlar iki yandan ona korkunç bir kuvvet uygulardı ve ağır yaralanırdı.
Elbette Mais görmüyordu fakat Jong onun hissetme ihtimalini göz ardı edemezdi.
Fakat bilmediği şey Mais görseydi bile Jobg'un düşündüğü şeyi yapamazdı. Açıkça bu fazla yüksek bir kontrol içeriyordu. Mais sadece silahtan çıkanı kontrol edebiliyordu. Çoktan çıkmış olanı değil.
'Kaçmalıyım!'
Kasuur kaçmayı başarırsa Mais'in bir şekilde kaçabileceğini biliyordu. Belki iyi saldıramıyor olabilirdi fakat... bu ağaçların arasından kaçabilirdi değil mi?
Değil mi?
Bir adım attı fakat gerisi gelmedi. O anda Mais'in kendi başına kaçıp kaçamayacağından emin olamadı. Önceki sefer onu terk etmiş gibi görünse de bir kaç haftada Mais'in gücünün alemlerle anlaşılamayacağını fark etmişti. Fakat kör olduğundan kendinden daha düşük alemdeki birine de yenilebilirdi. Bu çok karışıktı. O an korkunun elinde karışık gelmemişti.
Şimdi de korkuyordu. Farklı olan neydi?
Bu sefer Mais'i terk etmedi. Bunu yapacak cesareti içinde bulamadı.
"Mais, saldır!"
O anda kılıcı bir ok gibi tüm gücüyle soğuk buzun içine gönderdi. Kılıç uğultusu ile beraber doğrudan Jong'a doğru yönelmişti. Mais o anda kılıcın durduğu yerde Jong'un yönünü tespit edecekti.
Fakat Jong da bunu biliyordu. Bu siyah saçlı güzel kadın kılıç soğuğun içerisinden çıktığı anda kabzasından yakaladı ve onu çevirip Kasuur'a geri yolladı. Kılıç ivme kazanmış ve hatta uğultusunu da hiç kaybetmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Antik Ölümsüzün Günceleri
FantasíaBir imparatorun çocuğu yetişim için yetersiz olsa da bilgeliği onu hayatta tutar. Mais her şeyini kaybettiğinde ve kör olduğunda artık yaşamak için bir nedeni olmadığına ikna olmuştur. Sadece kısa bir süre sonra ona intikamı için umut verecek yetene...