Parti sona erdi. Kasuur için bu doğum günü partisi oldukça eğlenceli geçmişken şehrin kıdemlileri içinse oldukça gergin ve beklenmedikti. Şaşırtıcı bir çok olaya ev sahipliği yapmıştı. Sadece 17. Sezar'ın gelişi bile onlar için oldukça ağır bir gelişmeydi.
"Direkt eve mi gideceksin?" diye sordu Maria. Binanın dışında rüzgar yüzüne eserken kısa saçları uçuşuyordu. Yanında Bayan Xiao duruyordu. Oldukça saygılı fakat kendini küçümsemeden başı dik bir şekilde orada duruyordu. Karşısındaki kör ve şişko çocuklara bakarken karmaşık duygular içerisindeydi.
"Evet, Bayan Xiao'nun beni uğurlamasına gerek yok. Kasuur ile beraber döneceğim." dedi Mais. Gri gözleri ikisine de bakmıyordu. En azından gözlerine. Fakat diğer kör insanlar gibi yere de bakmıyordu. Yüz hizasında dik bir şekilde yükselmişti.
Bunun Mais'in eğitiminden dolayı olduğunu kimse bilmiyordu. Kör olsa da ömrü boyunca başı dik yürümüştü. Başını eğmeye alışık değildi. Kör olduğunda bile.
Mais'in yanında Kasuur bedenindeki yağlarla sallana sallana yürürken Mais bir sonraki sokak lambasının önünde durdu. Etraf biraz karanlıktı. Buna rağmen ışığın altında onlar tamamen görünürdü. Mais içinse karanlığın ve aydınlığın hiçbir anlamı yoktu.
"Artık Çekirdek Alemindesin fakat dövüşme konusundaki tecrübesizliğin yüzünden en zayıflarından birisin. Şehirde yakın dövüş eğitimine odaklanmalı ve bu zamanda Çekirdek Aleminde ilerlerken Tao'ya dair içgörüler edinmelisin. Böylece Bilge Alemine girme zamanın geldiğinde sorun yaşamazsın. "dedi Mais. Kasuur başını salladı.
" Peki, Bilge Alemine nasıl ulaşılır? Çekirdek Aleminde köken enerjiyi bir çekirdeğe dönüştürerek ulaştık fakat Bilge Alemine nasıl ulaşılacağı hakkında bir fikre sahip değilim. "
Mais bu konu hakkında bir şey söylemedi ve sessiz kaldı. Çünkü o da Bilge Alemine nasıl gireceğini bilmiyordu. Çekirdek Alemine kadar bilmesi bile sadece onun yetiştirmeye olan büyük özlemi ve merakından ve de yakın dostunun alemleri hızla aşarkenki hikayesinden dolayıydı. Fakat Lagos ona hiçbir zaman Bilge Alemine nasıl geçeceğini anlatmamıştı. Gerek de yoktu. Mais'in bir gün bu aleme geçme şansı olsa bile bunun yüzlerce yıl sonra olacağı beklenmişti.
Kimse beklemezdi. O gölün kenarında sessizce oturan, kütüphanede yalnız başına kimsenin okumadığı kitapları okuyan, sessizce, gizlice kazanını açıp simya çalışan genç dahinin, 3. Prensin 9 yaşında Çekirdek Alemine adım atmasını.
"Evine git Kasuur. Ben yolumu bulabilirim."
Kasuur başını sallayarak onayladı fakat gerçekten hareket etmek için karanlığa adım attığında başını çevirip bu kör çocuğa bakmaktan kendini alamadı. Öylece boşluğa bakıyordu. Hiçbir şey düşünmüyor gibiydi. Sanki çevresindeki karanlığın bir parçasıydı. Doğanın bir ürünüydü.
"Kendine dikkat et."
Kasuur karanlıkta ortadan kaybolduktan sonra Mais bir süre daha bekledi durduğu yerde. Kasuur'un gittiğini biliyordu fakat karanlıktan hala bazı sesler geliyordu.
ÇAPP! ÇAPP! ÇAPP!
Ve işte alkış sesleri. Beraberinde adımlarla.
"Burada olduğumuzu biliyor gibisiniz fakat Kasuur'u göndererek bir hata yaptınız. Onu koruyan uzmanlar sizi bizden koruyabilirdi."
Karanlığın içerisinde beyaz maskeli siyah kıyafetlerle kaplı bir adam çıktı. Karanlıkla bir gibiydi. Fakat değildi. Ve Mais bunu fark edebiliyordu. Bu adamın bedeninden Çekirdek Aleminin 4. aşamasına ait güçlü bir aura yayılıyordu.
Boyuna ve cüssesine bakarak ergenliği çoktan aştığını da söyleyebiliriz. Bir yetişkin olmalıydı. Demek oluyor ki yaşının getirdiği ek güç de vardı ve teknikleri geliştirecek zamanı da vardı. Karanlıktan başka hışırtı sesleri geliyordu. Yalnız da değildi.
Ve bunların hepsi sadece 9 yaşındaki bir çocuk içindi. Kendine güveni anlaşılabilirdi.
"Hata yapmadım."
Mais bunları bilmiyordu. Hiç umursamamıştı da. Karanlığın içerisindeki hışırtıları da umursamadı.
"Nasıl Bilge Alemine ulaşıldığını biliyor musun?"diye sordu soğukkanlılıkla dolu bir şekilde.
Çekirdek Aleminin 4. aşamasında olan birisi için bir Bilge olmak için yapılması gerekeni biliyor olmalıydı.
Suikastçi onun sorusunu ilginç bulmuş olacak ki cevaplamaya karar verdi. 9 yaşındaki bir çocuğun bu soruyla ne yapacağını merak ediyordu.
Fakat soruyu cevaplarken neden bu kadar istekli davrandığını, bir hizmetçi gibi başını eğdiğini anlamamıştı.
" Tao ile. Bir Tao'nun İzini kavraman lazım. Ardından Bilge Alemine geçerken bu Tao çekirdeğe bağlanır ve Bilge Aleminin gücüne kavuşursun. Bilge Aleminin 2. aşamasına ulaşmak istediğinde eğer başka bir Tao'nun izini görmüşsen gördüğün Tao yeni çekirdeğe bağlanır. Eğer görmemişsen anlayışının güçlü olduğu Tao'yu çekirdeklere dağıtırsın. Bu Bilge Alemindeki güç farkını ortaya çıkarır. Tao çekirdeklere dağılır ve Bilge Alemine ulaşılır. Komik, neden bu kadar şeyi sana anlattığımı bilmiyorum. "
Beyaz maskeli adam bir suikast sırasında bu kadar konuşmaması gerektiğini biliyordu. Gölgelerde saklanan uzmanlarda biliyordu ve bir sorun olduğunu anlamışlardı. Maskeli adam kaşlarını çattı. Ellerinin titrediğini biliyordu. O anda zihninde garip bir duygunun uyandığını hissetti. Ona ait olmayan bir duygu.
" Bana ne yaptın?! "
Suikastçi bir şeyler olduğunu anlamış gibi görünüyordu fakat Mais hiç de ona dikkat etmiyordu. Dünya İmparatorluğunun hazinesinde insanları hipnotize etmek için gerekenden fazla alet vardı.
"Demek Bilge Alemine geçmenin yolu bu. Fakat bu bağlanma süreci nasıl işleyecek? Tao somut bir şey değil."
Mais'in onlara hiç dikkat etmediğini fark eden suikastçi tehlikeli bir durumun meydana geldiğini anlamıştı. Kolunu uzattı ve diğer adamlara harekete geçme emri verdi. Bu 9 yaşındaki çocuğu küçümsememelilerdi. Anlaşılan birinin koruması altındaydı. Şu an görünürde kimse olmadığına göre bir an önce onu öldürüp kaçmalılardı.
Fakat hiçbir şey yapamadılar.
Rüzgar esti ve çocuk yerinde dururken bir gölge aniden beyaz maskeli suikastçinin boğazını kesti. Adam Mais'e doğru çoktan harekete geçmişti fakat boğazının kesilmesi ile beraber geriye sadece momentumu kalmıştı. Başka bir hareket yapamadan kalbinde bir delik açıldı. Taklalar atarak Mais'in yanından geçti. Onu öldüren gölge ise karanlığın içerisine sıçradı. Bir kaç çığlık, bazı çılgın kahkahalar hepsi küçük çocuğun etrafında fakat ondan bağımsız gibiydi. Mais orada öylece duruyor, değneğini önüne doğru koyuyor ve yoluna devam ediyordu. Bazen önüne cesetler çıksa da ya onların üzerine basıyor ya da etrafından dolanıyordu.
Çığlıklar sona erdiğinde ve Mais yoluna devam ettiğinde önünde kendini yalayan kediye çarptı.
"Miyav!"
Kedinin canı sıkılmış gibiydi fakat ıslak, kırmızı patileriyle Mais'in kıyafetlerine dokunmamak için özel bir çaba gösterdi. Mais orada bekledi ve Ölümsüz Beyaz'ın üstündeki kanı atmasını bekledi. Aynı anda kendi kendine düşünüyordu.
'Bilge Alemine ulaştığımda yenilmez olacağım. Sadece körlüğüm olmazsa, o zaman intikamımı Kasuur olmadan bile alabilirim!'
Tao gücünü etkilemeye başladığında Mais yavaş bir şekilde güçlense bile Dünya İmparatorluğuna gidecek kadar güç toplayabilir ve bazı müttefikler edinip taht için savaşabilirdi.
Üstelik imparatorluğun hazinesi ondaydı. En basit haplar bile Bilge Alemi güç seviyesine ihtiyaç duyuyordu. Mais Bilge Alemine ulaştığında güç seviyesi roket gibi fıtlayacaktı. Sadece körlüğü onun için dövüşmeyi zorlaştırıyordu.
"İyice temizlendin mi?" diye sordu Mais. Ölümsüz Beyaz başını sallarken hızla Mais'in kıyafetleri arasına girdi ve koca kuyruklarını o küçük bölgeye sıkıştırdı. Ve ardından küçük çocuk hiçbir şey olmamış gibi bu tehlikeli alandan uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Antik Ölümsüzün Günceleri
FantasiBir imparatorun çocuğu yetişim için yetersiz olsa da bilgeliği onu hayatta tutar. Mais her şeyini kaybettiğinde ve kör olduğunda artık yaşamak için bir nedeni olmadığına ikna olmuştur. Sadece kısa bir süre sonra ona intikamı için umut verecek yetene...