hastalık

1.6K 211 540
                                    

SLMLARRRR

oy ve yorumları unutmayalım

afiyetbalşekerolsun

.  .  .

odamın tam ortasındaydım, ellerimi göğsümde birleştirmiş bir şekilde mavi oyuncu koltuğuma oturmuş ve etrafımdaki her şeyin cayır cayır yanışını izliyordum.

çocukluğum da burada, benimle beraberdi. tam karşımda tıpkı ben gibi oturmuş beni izliyordu ama benim aksime etraftaki her şey gibi o da cayır cayır yanıyordu. bense etrafımdaki alevlerin aksine üşümekten tir tir titreyen bedenimi biraz daha sıkı sarmalıyor ve bedenimle beraber titreyen çenemi tutmaya çalışıyordum.

neden ağlamıyordum, neden çığlıklar atarak yardım çağırmıyordum mesela, neden için için yanan çocukluğumu izlerken tek düşündüğüm şey bu kadar üşüyor olmamdı?

"çok üşüyorum." diye mırıldandım karşımdaki çocuğun çaresizce yanıyor oluşuna aldırmadan, karşımda kendi benliğim duruyor olsa da bir şekilde bencillik yapmayı başarabiliyordum.

"bana sarıl." diye cevap verdi o da, "bana bir kerecik sarıl."

yanıyor olduğunun farkında değil miydi, vücudundaki alevleri hissedemiyor muydu? "yanıyorsun... sana sarılırsam ben de yanarım."

"bu yüzden mi?" diye sordu ve ben cevap vermeden devam etti, "bu yüzden mi bu zamana kadar herkes benden kaçtı?"

"hayır..." dedim ve ayaklandım, onun hissettiği her şeyi anlayabiliyordum. onun içindeki acı öyle büyüktü ki bedeninin yanıyor olduğunun bile farkında değildi.

yanına gittim ve gözlerimi kapatıp kollarımı ona doğru uzatır uzatmaz ne zaman tuttuğumun farkında olmadığım nefesimi dışarıya bırakarak ona uzandım. sıçrayarak gözlerimi açtığımdaysa etrafta ne yangından ne de o çocuktan bir iz vardı ama bedenim tıpkı rüyamda olduğu gibi tir tir titriyordu.

üzerimde öyle bir halsizlik, öyle bir ağırlık vardı ki kolumu kaldırıp yorganımı üzerime çekebilecek kadar bile enerjim yokmuş gibi hissediyordum. boynum, omzum, sırtım, bacaklarım ve başım öyle bir ağrıyordu ki dayanamayıp ufak iniltilerle beraber aldığım cenin pozisyonunu bozdum ve sırtüstü uzanıp odanın karanlığına rağmen izlerini hala görebildiğim yağmur damlalarını aradım.

dün yaşanılanlar da bunun gibi rüya değildi değil mi, dün sabah gerçekten de yaşanmıştı öyle değil mi?

Taehyun... beni öpmüştü değil mi?

ayak ucumdaki yorgana uzanıp bedenimi güzelce sarmaladım ve az önceki cenin pozisyonunu tekrar alıp bedenimin titreyişini durdurmaya çalıştım, bir elimle de dudağımı tutuyordum. Taehyun beni gerçekten de öpmüştü, beni öyle bir öpmüştü ki bana bütün hayatımı unutturmuştu.

tekrar uyumaya hazırlanırken etrafta duyduğum sesler yüzünden aklıma Hero ve ona bugün hiç yemek vermemiş olduğum geldi. ona bile doğru düzgün bakıp sahip çıkamayan bir insandım işte ben, onu bile hak etmiyordum. dolmuş gözlerimi silip elimi yorgana attığımda odamın ışığı açıldı ve kaşlarım çatıldı, Hero odamın ışığını açmış olamazdı öyle değil mi?

"of..." diye mırıldanan Taehyun'un sesini duymamın ardından da yorganımın üzerimden yavaşça çekildiğini hissettim. onun burada olduğunu bilmek kalbimi o kadar hızlandırmıştı ki kısa bir anlığına üşüyor oluşumu bile unutmuştum ama çenemin titremesi bana bunu tekrardan hatırlatmayı başarmıştı.

"üşüyorum." sesim o kadar farklı çıkmıştı ki bir an ben bile kendimi tanımakta güçlük çekmiştim, çok fena bir şekilde hasta olmuştum.

tears in the rain | taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin