selamlarrrrrrr
birinci yaşımız ve 20k oluşumuz kutlu olsunnn okuduğunuz için çok çok çok çooook teşekkür ederim 💖 sizi seviorm
. . .
acı acı sızlayışları yüzünden araladığım gözlerim yüzümü buruşturmama neden olurken ofladım ve sağ elimin yardımıyla gözlerime vuran sabah güneşini engellemeye çalıştım.
hafifçe doğrulup perdeyi çekerek güneşin yakıcı ışınlarını engelledikten sonra da artık tamamen hissizleşmiş sol kolumun üzerine kafasını koymuş mışıl mışıl uyuyan Taehyun'u izlemeye başlamıştım. ne ara toparlanmıştık da odama çıkmıştık, ne ara onu kollarımın arasına almıştım böyle?
dün geceyi hatırlamaya çalışmak midemde dayanılmaz bir ağrıya sebep olduğunda kafamdaki düşünce bulutlarını dağıtmış ve bütün odağımı kollarımın arasında uyumaya devam eden sevgilime vermiştim. sevgilimdi değil mi? iri dalgaları olan turuncu saçları alnına rastgele dağılmış ve uyuduğu için gizlenmiş gözlerinin yerine bütün güzelliğini üstlenmeye başlamışlardı.
ipek kadar yumuşak saçlarına dokundum ve burnumu hafifçe yaklaştırarak kokusunu içime çektim, ona bu kadar yakın oluşum gerçek miydi? bundan birkaç ay önce ona bu kadar yakın olabileceğim, ona istediğim gibi dokunup onu istediğim gibi izleyebileceğim söylenmiş olsaydı asla ama asla inanmazdım.
"yüzündeki yaraların izi kalmayacak değil mi?" diye fısıldadım ona doğru, gözlerim dolu dolu olmuştu çünkü bu cümleleri ilk kuruşum değildi.
"izi kalmaz değil mi?"
"geçecek değil mi anne, geçer değil mi? izi kalmaz değil mi?"
benim yaşadığım şeyleri yaşamasını istemiyordum. benim yaşadığım şeyleri kimsenin yaşamasını istemezdim.
parmaklarım dudağındaki yaranın üzerine dokunur dokunmaz Taehyun acıyla inledi ve yüzünü buruşturdu, "özür dilerim!" elimde olmadan yüksek çıkan panik dolu sesim uykusunu tamamen dağıtırken kıpkırmızı olmuş gözleri artık tamamen aralanmıştı, "canını çok yaktım mı?"
"bir şey yok..." dedi sakince, gözlerini tekrardan kapatmıştı. "öp de geçsin."
kendimi o kadar suçlu hissediyordum ki öpünce gerçekten de her şeyi geçirebileceğim düşüncesiyle dudağının yara olmayan kısmına tüy gibi bir öpücük bıraktım, "oldu mu?"
gözlerini açmadan sırıttı, "uyumadın mı sen?"
"uyudum."
"yalancı." sırtüstü uzandığı yatakta bana doğru döndü ve kolunu belime sarmalayıp kafasını boyun boşluğuma gömdü.
hissizleşmiş sol kolumu hareket ettirmeye çalışsam da bir türlü başaramıyordum, "sarılma o zaman bana."
"niye?"
"yalancıyım ya ben."
güldü, "belki ben yalancı seviyorum."
"pisliksin."
"hatta ne kadar seviyorum bir bilsen... yalancı insanlara sırılsıklam aşığım ben."
"konuşma."
gerçekten de cevap vermediğinde kaşlarımı çattım, "niye konuşmuyorsun?" bir süre daha cevap vermeyince ofladım, sanırım tekrar uyuyakalmıştı. "uyudun mu?"
"ben daha çok aşığım sana."
gülerek adem elmama bir öpücük bıraktı, "niye uyuduğumu düşünürken söylüyorsun bunu?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
tears in the rain | taegyu
Fiksi Penggemar"çok fazla da değil, yaşamanın ne kadar güzel bir şey olduğuna dair sana tam tamına yirmi neden versem aklındaki şeyi yapmaktan vazgeçeceğine söz verir misin?" - 18 eylül 2022