sürpriz

1.2K 155 238
                                    


slmmmmmmmmmmm üzgünüm bölüm çok geç geldi GÜNLERİM ÇOK YOĞUN😭

LÜTFN CHASING THAT FEELING STREAMİNİ VE BÖLÜMÜ OYLAYIP YORUM YAPMAYI UNUTMAYALIM🙏🙏🙏

afiyetler olsun bal şeker öpücük

. . .

kafamı ona doğru çevirdiğinde gözünün ucuyla birleşmiş ellerimizi izleyip sırıttığını fark etmiştim, nereye gittiğinin bile farkında değilmiş gibi görünüyordu.

"dikkat et!"

ani bir şokla duraksayıp önüne baktığında onu kandırdığımı anlayıp sahte bir kızgınlıkla söylendi, "kaşınıyorsun yani?"

dayanamayıp kıkırdadım, kendimi apartman zillerine basıp kaçan ve bundan anlamsız bir şekilde zevk alan çocuklar gibi hissediyordum. ondan başkasıyla böyle şeyler yaşasaydım bu kadar zevk alamayacağımdan da adım kadar emindim. "dayanamadım."

"eve gidince görürsün nasıl dayanılmıyormuş."

"sapık mısın sen ya?"

güldü, "ne anladın acaba?"

"ne anlamamı bekliyorsun?"

"ne anladın?"

"hiçbir şey." konuyu bir an önce kapatabilmek için başımı omzuna yasladım ve bizi çoktan geride bırakıp bir tane ağacın etrafında koşuşturan Hero'yu işaret ettim. "onu buralarda bir yerlerde bulmuştuk değil mi?"

"tam da o ağacın altında hem de."

"o gün yanımda gelmemiş olsaydın onu asla bulamazdım." onu bulamamış olsaydım da dünyadaki en mutsuz ve en amaçsız insan olmaya devam ederdim. hatta belki devam bile etmiyor olurdum.

"o gün yanında gelmemem gibi bir ihtimal yoktu."

"yalancı, yolun bu kadar uzun olduğunu bilseydim asla gelmezdim diyordun ya!"

"sen de inanıyordun bana yani?"

kafamı omzundan kaldırdım ve ciddi olup olmadığını ölçmek için yüzüne doğru eğildim, ciddiydi. "pis zorba, yalancı zorba."

"sana aşık olduğumu falan düşünme diye beş yüz takla attım."

"en son düşüneceğim şey o olurdu." tutuşmaya devam eden ellerimizi hafifçe kaldırdım, "en son düşüneceğim şey bu olurdu."

"ben aslında böyle şeyleri çok düşünürdüm ama gerçek olacağına dair inancım hiçbir zaman olmamıştı." başını öne eğmişti ama kızardığını görebiliyordum. onu daha da utandırmamak için yüzümdeki gülümseyişi hafifletmeye çalışıyordum ama olmuyordu işte, dünyanın en mutlu insanı yapıyordu beni.

"gerçekten düşünüyor muydun, benimle mi düşünüyordun bunları?"

"başka kiminle düşünmem gerekiyordu?"

omuz silkeledim, "bilmem, etrafında bin tane insan var sonuçta."

"ha sen de benim etrafımdaki bin tane insanı düşünüyordun yani?"

"yo..." böyle söylemiş olsam da düşünüyordum. onu gördüğüm her gün saatlerce onu düşünür, yaşanabilecek veya yaşayabileceğimiz bütün olasılıkları kafamda teker teker yaşamaya çalışırdım. defalarca kez ondan özür diler, defalarca kez beni tanımıyormuş gibi yaptığı için onunla kavga ederdim. onu Hyungsu'nun yanında gördüğüm her an paramparça olur ve parçalandığım her anda da ona deli gibi sinirlenirdim.

tears in the rain | taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin