bi devam romanı olan bu romanda thensy ailesini 2 wahtis çocuğunu hasımlarından ateş afroditten şişe adamdan ve diğerlerin korumaya ufaklığını bitmemiş soğumamış intikamını almaya çalışır başı her zamanki gibi türlü maceralara belalara bulaşır mauss...
bi çocuk daha vardı aynı şeyi yaşayan çoğuğun adı Cristian'dı. frean ve Cristian kuzenlerdi. aynı yaştalardı.
ikilinin rol modeliydi thensy. thensy ikisinede birar buz gibi bira getirdi. bunu o kadar sıradan buluyordu ki bu gözden kaçılamazlaşıyordu. sanki anormal bişey mi yapıyom hissiyatını thensy yaşasada bu hissi seviyordu. Cristian thensy'e baktı öylece. onun fanlarının bayrak taşıyanlardandı. kartı evrilmişlerin içinde tak parlayan thensy'di. bu sınıftakilerin birinde bile bu yoktu. Cristian abi bi şey sorsam olur mu? dedi. thensy gülüp göz kırpıp sor ya ne demek çekinme. dedi. Cristian yutkunup abi sen nasıl bi şeysin yani sınıfın bende... onu thensy susturdu. sözünü sakın tamamlama bozuşuruz. deyince çocuk abi aldım ben cevabımı zaten. Ben bize cız bız mangal yakayım. dedi. thensy ordan bak bu iyi fikir kereta. bana böyle şeylerle gel koçum. dedi. Cristian Dondu. hayrranı olduğu ünlü yukarlardan birisiyle yemek yiyecekti. heyecanlandı. hey düşme. dedi thensy çocuğa. Cristian'ın yeşilimsi morumsu mavimsi pembe gözleri vardı. uzun altın sarısı,ışık moru, ışık mavisi, ışık pembesi zümrüt yeşili saçları ve kirli bi sakalı vardı. kaslı üçgen vücutlu ve uzun bi yakışıklıydı. sırf thensy'in ekibine katılmak için okuldaki bi çok kişiye tur attırıyordu. kuzeniyle bile kafa kafayalardı bu yarışta. thensy ikisinide dostu olarak görüyordu. Cristian'ın sandığından biraz daha bile derindi thensy. Cristian'ın yaktığı mangalda 3lü yemek yediler. bu iki çocuğun gözlerindeki ışıktan thensy kaçtı biraz. oğlum benim gibi olmayın, yani geçmişim temiz değil ya hani. Cristian'da, frean'da biliyoruz abi senin geçmişini de geleceğinide ama sen gibi olmak istiyoruz. şu haline bi baksana, bizimle onlar uğraşıp ezerken sen bizi sayıyorsun. biz öyle temiz olacağımıza, sen gibi bırakta kirli kalalım. dediler. thensy gülüp teklif var ısrar yok beyler. dedi. gülüştüler. 12 dakika sonra Cristian'da tuhaf şeyler olmaya başladı. thensy onu kollarına alıp sardı. tüm gözler ondaydı. canlı yayın açıktı. ya bana ne bakıyorsunuz? ne durup gözünüzü diktiniz bana? Cristian'a tuhaf bi şeyler oluyo. durmasanıza kalas gibi. dedi. ve hastanede Cristian'nın sesini duymadan ordan ayrılmadı. tabi onun bu hali çok konuşuldu okulda da gündemde de. Cristian'ın tüm soyu sopu ordaydı. bunun bizzat canlı şahitleriydi. o gitmeyişle thensy hiç bişeyi tasarlamadan hayran sayısını arttırdı. tabi üst sınıftakileri bu sinirlendirdi. onları bu tavırları thensy'e sinirlendiriyordu. bunu sindiremiyorlardı. onlardan üstündüler. burası doğru olsada thensy'in iplediğide taktığıda yoktu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
aksine bu farklı oluş hoşuna bile gidiyordu. sokakta gülüp müziğe kapılıp elinde kahvesiyle dans edebiliyordu. havalıydı cooldu ama bunu vücudunun kıvrımlarıyla ve parayla yapıyordu.onlarla plesteyjın oynuyordu. işleri tam takırdı. thensy elmasını ısırıp cüzdanını çıkarıp parasını öderken onun sınıfındakilerede para ödettirdi. çocuk yeşil elmayı ona ikram etti. çocuğu kırmayıp sert bi ısırık alıp yukarı aşağı atıp beni delirtmyin iki yeteneklisiniz diye götünüz kalkmasın, çok mu çok güzel sike sike indirmesini bilirim. diye tısladı. onları ısıracağı açıktı. kaşınmadılar bi şarap şişesini içerden arayıp ödedi fiyatını. ve kulaklığını taktı. kırmızı şarap onun sinirlerini bi anda alıp gitti. çocuklara baktı göz ucuyla konu onunla alakalıydı. şimdi hayran kucaklamalarını çekecek ruh halinde de onları kıracakta değildi, bu yüzdende rotasını ara sokaklara çevirdi. ama sesleri duyuyordu. konu oydu. bu canını sıkmaya başladı. popülerliği sevsede bazen biraz fazla geliyordu.
