bi devam romanı olan bu romanda thensy ailesini 2 wahtis çocuğunu hasımlarından ateş afroditten şişe adamdan ve diğerlerin korumaya ufaklığını bitmemiş soğumamış intikamını almaya çalışır başı her zamanki gibi türlü maceralara belalara bulaşır mauss...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ertesi gün okul çıkışı thensy kendini kumluk alana attı. Tüm gün ordaydı. Thensy ateşin başındaydı ellerini ısıtıyordu hava hem bulutlu hemde sağanaklıydı deniz dalgalıydı sırılsıklam sucuk gibi oldu. Gülümsedi. Donuklaşti eski anılara dalınca, durgunlaşıp uzandı kuma. Yıldızlar arada parlıyordu. Çok hoştu buna sabahtanda bakmıştı hava sadece daha bi bozmuştu o kadar. Yani tek değişen şey buydu. Gülüşü durgunlaşıp silinirimsi bi hal aldı. Ama silinmedi. O anlarda abilerinin en delileriyle bunu çok sık yaparlardi abi ölüp gittiğinde 34 yaşındaydı. Adıysa issarewos'tu. Donukladı. Ateşi hep abisi yakardı. O sadece kumun havanın ateşin enfes tadını çıkarırdı. Sonra aklına leopold geldi. Aralarında bambaşka bi bağ vardı o ilkti çünkü. Belkide sır buydu. Bilemiyorduysada onun çok yorgun olduğunu kendininkindende iyi bilip amlayıp fark ediyordu. Leopod'un kızğınlığını bastırışını hissetmek canını yakıyordu. Onun gözlerinden bunu oldukça yalnız o okuyabiliyordu. Nedenini çözemiyorduysada onunla ilgili olduğunu biliyordu. Bu kadarını çözmüştü. Onu çok mu ihmal ettim ya. diye düşündü. Gerçi ihmallikse çocukları maussa'yı 12liyi ve tüm sevdiklerini dostlarını da ihmal etmişti. Güç bela doğruldu. Durgunca zihnini boşalttı. Durgunca yarı oturur gibiyken kolunu bacağına koyup bulutlu havaya taktı dikip kenetledi alacalı parlak gözlerini. Onun gözlerinden bunu oldukça yalnız o okuyabiliyordu. Nedenini çözemiyorduysada onunla ilgili olduğunu biliyordu. Bu kadarını çözmüştü. Onu çok mu ihmal ettim ya. diye düşündü. Gerçi ihmallikse çocukları maussa'yı 12liyi ve tüm sevdiklerini dostlarını da ihmal etmişti. Güç bela doğruldu. Durgunca zihnini boşalttı. Durgunca yarı oturur gibiyken kolunu bacağına koyup bulutlu havaya taktı dikip kenetledi alacalı parlak gözlerini. İçini çekti. Leopold'ü arayım sahile çağırdı. Leopol'düm. Se i galiba ihmal ettim. Kusura bakma kap 7 kişilik kalın yün örme kaz kuş tüylü bejımsı pudra rengimsi battaniyeleri gel. Kuzum benim. dedi. Ve dediği gibi o tatlı harbi mi? Şaka değil di mi? Ciddisin dimi? Sorusuna harbi lan canımın içi. Ne zaman kandırdım lan seni. Cevabını verirken durvun doluluğunu oldukça çok mu çok iyi ve usaca gitledi. Telefon kapandığı gibi saldı kendini. Canını neden bu sevgi darbesi by kadar çok yakmıştı ki? Geçmiş mazi uyandığına mı? Yoksa hatırlanan göl üstüne çıkan o özlenen anılardan mı? Yoksada ikisinden bi belli değildi. Belkide leopold'ünün dostuna telefonda anlamıyorsun onunla bağımız çok farklı tamam mı diye bağırışı ve odda sesi yankılanması yakmıştı canını... Thensy kafasını salladı iki yana ve yere geri yattı. Ooofladı. Eliyle yüzünü ovaladı. Yerde yatti bi süre havayla kesişti. Belki de o devam sözleriydi canını yakan leopold sinirle dolan gözlerini koluyla silip duşa gircem ben babam abim dedi kelimelerin en sonundaki im ve vurguluydu. nathan, Leopold,kuraysen, laura Eteaq arturen yaasoo ve yirou karşıma gelince afalladi tek çaktırmadan ve sessiz geliceğinden emindi ama Leopold, nathan, kuraysen, laura ve Eteaq 5lisini ve ikizleride istemesede peşine takmıştı.
