VAMPİR ÇIĞLIĞI

16. BÖLÜM

Merhaba! Nasılsınız?

Umarım bölümü beğenirsiniz, iyi okumalar.

Oy ve yorumları bekliyorumm.

Gözüme vuran keskin güneşle göz kapaklarımı açtım, aslında açamadım çünkü baş ağrım buna engel oldu, inlemeyle birlikte dudaklarımı araladım.

"Zamir," diye fısıldadım kurumuş boğazımla, ölüyordum galiba...

Zamir'in erkeksi kokusunu aldığım da geldiğini anlayarak dudaklarımı tekrar araladım, "Su..." diyebilmiştim anca, Zamir bana cevap vemediğin de aslında grlmediğini düşündüm ama enseme koyulan elle bu düşüncem uçtu. Kafamı kaldırdı ve dudaklarıma yasladı, ama içtiğim şey su değilde kandı, hemen içtim ve gözlerimi araladım, Zamir'in üzeri çıplaktı ve saçı dağınıktı, fazla yakışıklıydı.

"Seni yollamamalıydım," dedi kendi kendine, ne olduğunu hatırlamıyordum ama saçmaladığıma adım kadar emindim.

"Ne oldu dün? Ben nasıl eve geldim?" Sesim hırıltılı çıkmıştı, baş ağrım git gide kendini belli ediyordu, bakışlarım Zamir'e döndüğün de bana değilde yatağa baktığını görerek bende yatağa baktım, aklıma gelen şeyle gözlerimi belerttim.

"Dün beraber mi olduk?!" Diye bağırmıştım, Zamir kaşlarını çattı.

"Saçma salak konuşma! Öyle bir şey olmadı, aldım eve getirdim işte." Rahatlayarak kendimi yatağa tekrar bıraktım, Zamir birkaç saniye daha bana baktı ve ardından da çıkıp gitti, onun ardından Beyza ve Caner girmişti, Caner'in suratında oldukça kızgın bir ifade vardı, Beyza ise benim gibiydi, göz altları morarmıştı.

"Günaydın kuzum," diyerek kendisini yanıma attı ve gözlerimi yumdu, bu hâline kıkırdadım, ama kıkırdamam Caner'in bakışlarıyla durgunlaştı.

"Siz ne halt yediniz?! Salaklar!" Diye bağırmıştı, Beyza'yla bu bağırıştan sonra aynı anda, "Bağırma!" Diye ona bağırmıştık, o ise sinirle elini saçına daldırdı.

"Kesin sesinizi! Sarhoş olmak ne ya? Beyza bir daha nah bulursun kimlik filan!"

"Aman be! Bir şey istedik burnumuzdan getirdin, istemem! Birkaç hafta sonra on sekiz olacağım zaten," demişti o da öfkeyle. Bende o sıra yataktan kalktım ve Caner'e hitaben, "Odamdan çıkarsan soyunacağım Caner." Dedim, zaten başım ağrıyordu birde onunla uğraşamazdım, Caner homurdanarak odadan çıktığın da Beyza'nın tekrar uykuya daldığını fark ettim, onu orada bırakıp duşa girdim ve her yerimi güzelce yıkayıp giyindim, çıkmadan evvel dişlerimi fırçalamış, saçlarımı da tepeden at kuyruğu yapmıştım, sıkı olmadığı için sorun değildi. Banyodan çıktığım da Azat'ta odadaydı, Beyza'nın saçlarını okşarken bana döndü.

Gözlerimi devirdim, "Herkes neden odama izinsiz giriyor?" Dedim bıkkınlıkla, Azat bana cevap vermeden elindeki ağrı kesiciyi şifonyerin üzerine bıraktı, büyük ihtimalle Beyza içindi ama tabii ki umurumda değildi, o çıkar çıkmaz su içme gereği duymadan bir tanesini yuttum ve kendime bir sigara yaktım, duşta neredeyse bir saat oyalandığım için Beyza'nın uyanmasını sorun etmedim, bir saat yeterdi.

Suratını buruşturarak açtı gözlerini, "Ayperi söndürsene şunu ya! Leş gibi kokuyor!" Onu takmadan bir nefes daha çektim, Beyza'da homurdanarak yataktan kalktı ve çıkışa yöneldi.

"İlaç iç, şifonyerde." Dedim düz bir sesle, bugün fazla mı duygusuzdum ne? Beyza bana minnetle bakarak bir hap aldı ve odadan çıktı, bende son kez üzerimi süzdüm. Altımda beyaz bir pantolon vardı, üzerine de aynı renk gömlek giymiştim. Siyah sütyenimi umursamadan saçımın kuyruğunu iyice sıktım, baş ağrım geçmişti zaten. Aşağı indim ve direkt mutfağa geçtim, ama bu acıya artık dayanamıyordum.