Merhaba!
Nasılsınız?
Bölümü beğenirseniz oy ve yorum yapmayı unutmayın!
________________________________________
2 ay sonra;
Daldığım düşüncelerden Zamir'in omzumu öpmesi ile sıyrıldım, mutfak tezgahına ellerimi dayamış öylece duruyor, düşünüyordum.
"Bir gelişme var mı?" Dedim ruhsuz bir sesle, Zamir'den ses çıkmadığın da cevabımı almıştım zaten.
"İki ay oldu Zamir, Batu'yu bizden aldılar, nerede kim bilir, ne yapıyor? Üşüyor mu? Aç mı? Hiçbir şeyden haberim yok ve onu çok özlüyorum," dedim titreşen sesimle. İki ay boyınca Zamir'le ve polislerle her yeri aramıştık, bakmadığımız yer, depo kalmamıştı ama bebeğimizi bir türlü bulamıyorduk. Ölmüş olma düşüncesi bile beni bu hâle getirmişti, ama hissediyordum, yaşıyordu Batu'm. Güçlü bir erkekti o.
"Biliyorum Ayperi'm, biliyorum, sana söz vermiştim, ve sözümü tutacağım, onu sana getirip, kucağına vereceğim," ya ölü ya da diri...
"Sana güveniyorum, ama artık dayanamıyorum, kalbim sıkışıyor, nefes alamıyorum, korkuyorum, ölmüş olmasından..." omzumu bir kere daha öptü ve sıkıca sarıldı.
"Sana oğlumuzu getireceğim." O da bilmiyordu ne olduğunu, o yüzden diri bir şekilde getireceğim diyemiyordu... onun da korktuğunu, acı çektiğini biliyordum.
Gözyaşlarım yavaş yavaş yanaklarımı ıslatırken Zamir'e dönerek kollarımı beline sardım, o benim en büyük destekçimdi, gerçekten öyleydi. O da kollarını bana doladı.
"Millet! Ne yapıyorsunuz?" Ah tabii birde Caner'le Beyza vardı, onlarda bizimle birlikte yıkılmışlardı ama bizi motive etmek için mutlu görünmeye çalışıyorlardı, biraz başarılı oluyorlardı. Ama çoğunlukla onlarında moralini bozuyordum.
"Hoş geldiniz," Beyza yüzümün hâlini görünce gülümsemesi dondu, Caner bugün gelmemişti anlaşılan. Her gün geliyorlardı ama Caner gelemiyordu her seferinde, o da evlenmişti bu beş yıl içinde, çalılıyordu. Karısının adı Elvin'di, benden ve Beyza'dan pek hazzetmediği çok barizdi ama Caner bir şekilde hep onu sakinleştiriyor, kavga etmemizi önlüyordu, tqbii son iki aydır onun laf çarpmalarını umursamıyordum, Beyza benim yerime cevap veriyordu. Ama Caner'in mutluluğu için katlanamayacağımız şey yoktu.
"Aa kuzum sen yine mi ağlıyorsun? Ama kızıyorum," dediğinde zoraki gülümsedim, "Ağlamıyorum Beyza, sadece onu çok özledim," dedim buruk bir sesle, Beyza yanıma gelerej bana sıkıca sarıldı, Zamir'de bizi yalnız bırakmak adına saçımdan öpüp gitmişti.
Beyza Zamir'in gittiğinden emin olduktan sonra bana burkça gülümsedi.
"O da çok üzülüyor biliyorsun değil mi?" Zamir'i suçladığımı sanıyorlardı içten içe, ama ben onu suçlamıyordum.
"Beyza anlamıyorsun, ben kocamı suçlamıyorum ki, onun hiçbir suçu yok ve benimşe aynı acıyı paylaşıyor, onu suçluyormuşum gibi konuşmayı kes." Dedim, sonlara doğru biraz sinirli çıkmıştı sesim, Beyza mahcubiyetle dudağını dişledi. "Ben öyle demek istememiştim, özür dilerim." Sesinden pişmanlık akıyordu, sertçe yutkunarak mutfaktan çıktım, Beyza'nın peşimden gelmesine fırsat vermeden yatak odasına girerek kapıyı kapadım, Beyza bu hâllerime 2 ay boyunca alıştığı için gitmesi gerektiğini biliyordu, sakince yatakta uzanan Zamir'e döndüm, yüzündeki acılı ifade kalbimi acıttı, yanına ilerledim ve oturdum.
"Terlemişsin," diyerek elimi alnına yapışan saçlarına daldırdım, onları geriye doğru taradığım da derin bir nefes aldı.
"Korkuyorum," diye fısıldadığında donakaldım, 2 ay boyunca ilk defa bir duygusunu dile getirmişti, hoş getirmesede ben anlıyordum ama söylemesi kalbimi hzılandırmış ve burkmuştu.
"Ben de korkuyorum ama onu bulacağız Zamir, söz verdin bana ve sen sözlerini her zaman tutarsın, sana güveniyorum,"
"Ya güvenini boşa çıkarırsam?" Sesi titremişti. Elimi bu sefer göğsüne koydum ve dairesel bir şekilde okşamaya başladım, bu onu rahatlatıyordu.
"Öyle bir şey olmayacak, birlikte başaracağız Zamir," dedim, üzerine eğilerek dudaklarını öpmeye başladım.
&
Gözlerimi saçlarımda gezinen ellerle açtım, Zamir dirseğinin üzerine durmuş, diğer eliyle saçlarımı okşayıp bana tatlı tatlı gülüyordu, ben de ona hafifçe gülümseyerek yorganı çıplak göğüslerime bastırıp doğruldum, çıplak sırtımı yatak başlığına yaslayarak Zamir'in elini tuttum.
"Seni çok özlemişim," dediğinde utançla kıkırdadım, herhalde Batu kaybolduğundan beri ilk defa duygularım açığa çıkmıştı, Zamir'e karşı sonsuz sevgimi iki ay sonra tekrar hissetmek beni mutlu etmişti.
"Ben de çok özlemişim, diyorumda dışarı mı çıksak? İki aydan beri eve tıkıldık ve ben hep somurtarak gezdim, seni de üzdüğümü biliyorum." Dedim pişmanlıkla, Batu'nun acısıyla Zamir'i de iyice üzmüştüm, evden çıkmak belki moralime iyi gelirdi. Zamir sakince gülümsedi.
"Tamam hadi hazırlan, yürüyelim biraz," diyerek yataktan kalktı, hızlı bir şekilde giyinip odadan çıktığında ben de göğsüme bastırdığım yorganı bıralarak ayaklandım, dolabın önüne gelerej üzerimi giyindim.
Güzel olduğuma kanaat getirince yağlanmış saçlarımı tepeden sıkı bir topuz yaptım, bugün duş alsam iyi olacaktı.
Yanıma küçük siyah çantamı alarak omzuma astım ve aşağı indim, Zamir kapının önünde beni bekliyordu, gülümseyerek yanına gittim ve çıktık.
"Nereye gitmek istersin?" Sertçe yutkundum. "Parka," diye mırıldandığımda bakışları beni buldu, acıyla bakıyordu.
"Emin misin?" Dedi, bu daha çok buna katlanabilcek misin? Demekti.
"Evet, biraz orada gezeriz sonra da sinemaya gideriz?"
"Tamam," dedi ama sesi titremişti, üzüldüğünü biliyordum ama oraya gitmek istiyordum, elinden tuttuğumda o da sıkıca tuttu ve yavaş yavaş parka ilerledik.
1 saat sonra;
Gözyaşlarımı bininci kez silerken bir yandan da Zamir'e çaktırmamaya çalışıyordum, ama çoktan fark etmişti ve benim beklemediğim anda bana sarılmıştı, onun sarılmasıyla hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlayınca herkes bize bakmıştı.
Onları umursamadan ağlamaya devam ettiğimdr ise Zamir beni kaldırmıştı.
"Yeter bu ladar ağladığın, sinemaya gideceğiz daha!" Dedi sahte bir kızgınlıkla, hıçkırıklarımı zar sor zapt edebildiğimde ise yanağımdan öptü.
"Ağlama Ayperi'm, sen ağlarsan ben ayakta duramam..."
Bölüm sonu.
Beğendiniz mi?
Oy ve yorum yapmayı unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPİR ÇIĞLIĞI
VampireBU KURGUDA BOLCA VAMPİR BULUNMAKTADIR!! Bilincim yavaş yavaş açılırken beraberindr korkunç bir baş ağrısıda getirmişti. Göz kapaklarımı zorlukla kaldırarak etrafa baktım, hava henüz aydınlanmamıştı. Göz ucuyla saate baktığım da beşe gelmek izere old...